26. Şuara Suresi / 166.ayet

Bu şekilde Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bir yana bırakıyorsunuz. Siz basbayağı sınırları çiğneyen bir toplumsunuz.

Bknz: (16/72)

Mustafa Çavdar Meali

Şuara 166 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Hayır, siz, haddi aşmış bir topluluksunuz.

(Şuara 166)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

"Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıp (çirkin bir çirkefliğe yönelmektesiniz). Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz."

(Şuara 166)

Abdullah Parlıyan Meali:

Hem de Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakarak. Yoo, siz her türlü ölçüyü aşan bir toplumsunuz.”

(Şuara 166)

Adem Uğur Meali:

Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!

(Şuara 166)

Ahmet Hulusi Meali:

"Rabbinizin sizin için yarattığı kadınları bırakıyorsunuz! Hayır, siz sınırlarınızı aşan bir topluluksunuz!"

(Şuara 166)

Ahmet Tekin Meali:

“Rabbinizin sizler için yarattığı eşleri bırakıp da erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, sapık, insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz.”

(Şuara 166)

Ahmet Varol Meali

Ve Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz. Doğrusu siz sınırı aşan bir kavimsiniz.

(Şuara 166)

Ali Bulaç Meali:

"Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz."

(Şuara 166)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ve Rabbinizin, sizin için helâl yarattığı zevcelerinizi bırakıyorsunuz? Doğrusu siz harama tecavüz eden bir kavimsiniz.”

(Şuara 166)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Efendinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz?" "Hayır! Siz, sınırı aşan bir toplumsunuz!"

(Şuara 166)

Ali Ünal Meali:

“Neden Rabbinizin sizin için eşlerinizde yaratıp helâl kıldığını bırakıyorsunuz? Gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz siz.”

(Şuara 166)

Bahaeddin Sağlam Meali:

165, 166. Rabbiniz olan Allah’ın size yarattığı hanımları bırakıp da insanlar içinde erkeklere mi gidiyorsunuz? Doğrusu siz haddi aşan bir toplumsunuz.” dedi.

(Şuara 166)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Allah'ın sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, erkeklerle mi cinsel ilişkiye giriyorsunuz? Doğrusu siz sapık bir toplumsunuz."

(Şuara 166)

Bekir Sadak Meali:

(161-166) Kardesleri Lut, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim. Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin icin yarattigi esleri birakip da, insanlar arasinda, erkeklere mi yaklasiyorsunuz? Dogrusu siz azmis bir milletsiniz» dedi.

(Şuara 166)

Besim Atalay Meali:

Tanrınızın sizinçin yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Siz taşkın bir ulussunuz!»

(Şuara 166)

Celal Yıldırım Meali:

(165-166) Rabbınızın sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da âlemler içinden (kala kala) erkeklere mi (şehvetle) gidiyorsunuz ?! Hayır, siz haddi aşan bir milletsiniz.»

(Şuara 166)

Cemal Külünkoğlu Meali:

165,166. “Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz.” *

(Şuara 166)

Diyanet İşleri Eski Meali:

161,162,163,164,165,166. Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, insanlar arasında, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz azmış bir milletsiniz" dedi.

(Şuara 166)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(165-166) "Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz."

(Şuara 166)

Diyanet Vakfı Meali:

165, 166. Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!

(Şuara 166)

Edip Yüksel Meali:

'Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi terkederek? Siz gerçekten haddi çok aşan bir toplumsunuz.'

(Şuara 166)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bırakıyorsunuz da sizin için yarattığı çiftleri? Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz

(Şuara 166)

Elmalılı Yeni Meali:

(165-166) Sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da insanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!

(Şuara 166)

Erhan Aktaş Meali:

"Rabb'inizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır! Siz azgın bir toplumsunuz."

(Şuara 166)

Gültekin Onan Meali:

"Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz."

(Şuara 166)

Hakkı Yılmaz Meali:

(161-166) Hani kardeşleri Lût onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki, ben sizin için güvenilir bir elçiyim. Gelin artık, Allah'ın koruması altına girin ve benim dediklerimi yapın. Ve buna karşılık ben sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak âlemlerin Rabbi üzerinedir. Rabbinizin sizler için oluşturduğu eşleri bırakarak âlemler içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? İşin aslı siz sınırı aşan bir toplumsunuz.”

(Şuara 166)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Ve Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz. (Hayır, öyle değil!) İşin aslı sizler, haddi aşan bir topluluksunuz.”

(Şuara 166)

Harun Yıldırım Meali:

(165-166) Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!

(Şuara 166)

Hasan Basri Çantay:

(165-166) "Siz, Rabbinizin sizin için yaratdığı zevcelerinizi bırakıb da insanların içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? Hayır, (siz halalden harama) tecavüz eden bir kavmsiniz".

(Şuara 166)

Hayrat Neşriyat Meali:

165,166. “Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, el'âlemin (bütün insanların) içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? Hayır! Siz haddi aşan bir kavimsiniz!”(1)*

(Şuara 166)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"RAB'binizin eşlerinizden size yarattığını¹ bırakıyor musunuz?² Aksine! Siz düşmanlık eden-haddi aşan bir milletsiniz."

(Şuara 166)

Hüseyin Atay Meali:

161-166 Hani kardeşleri Lut onlara: "Saygılı olmaz mısınız? Doğrusu, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a saygılı olun ve bana itaat edin.. Burna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim, ancak âlemlerin eğitenine aittir; Rabbimzin, sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, âlemler arasında erkeklere- mi yaklaşıyorsunuz?' Kayır! Siz sınırı aşmış bir ulussunuz" dedi.

(Şuara 166)

İbni Kesir Meali:

Ve Rabbınızın sizin için yarattığı eşleri bırakıyor musunuz? Hayır, siz azmış bir kavimsiniz.

(Şuara 166)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır siz, gerçekten yoldan çıkmış bir topluluksunuz” dedi.

(Şuara 166)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Rabbinizin sizin için yarattığı zevcelerinizi (eşleriniz olan kadınlarınızı) bırakıyorsunuz. Hayır, siz azgın (haddi aşan) bir kavimsiniz.

(Şuara 166)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

çalabınızın sizin için yarattığı eşlerden uzak kalıyorsunuz, öyle mi? Çünkü siz azgın kimselersiniz.»

(Şuara 166)

Kadri Çelik Meali:

“Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakır mısınız? Hayır, siz haddini aşan azgın bir topluluksunuz.”

(Şuara 166)

Mahmut Kısa Meali:

“Hem de, Rabbinizin sizin cinsel ihtiyaçlarınızı gidermeniz ve çocuk sahibi olmanız için yarattığı eşlerinizden uzaklaşarak? Doğrusu siz, gerçekten de pek azgın bir toplumsunuz!”

(Şuara 166)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rabbinizin sizin için yarattıklarını bırakıp haddi aşan bir topluluksunuz sizler.

(Şuara 166)

Mehmet Türk Meali:

“(Hem de) Rabbinizin sizler için eşlerinizde yarattığını bırakarak!1 Doğrusu siz, insanlıktan çıkmış bir toplumsunuz.” (dedi.)*

(Şuara 166)

Muhammed Celal Şems Meali:

(165-166) “Siz, tüm (dünya) insanları arasından (şehvetinizi gidermek için,) ancak erkeklere mi yaklaşıyorsunuz ve Rabbinizin size eşleriniz olarak yarattıklarını (da) terk mi ediyorsunuz? Aslında siz haddi aşan insanlarsınız.”

(Şuara 166)

Muhammed Esed Meali:

Hem de, Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizden uzaklaşarak? Yoo, siz her türlü ölçüyü aşan azgın bir toplumsunuz!"

(Şuara 166)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Doğrusu siz gerçekten sınırı aşan bir toplumsunuz."

(Şuara 166)

Mustafa Çavdar Meali:

Bu şekilde Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bir yana bırakıyorsunuz. Siz basbayağı sınırları çiğneyen bir toplumsunuz.

Bknz: (16/72)

(Şuara 166)

Mustafa Çevik Meali:

160-166 Lût kavmi de kendilerine gönderilen soydaşları Lût’un peygamberliğini kabul etmeyip, yalancılıkla suçlamışlardı. Lût onlara şöyle seslenmişti: “Ey kavmim! Yaratılışınızın amacına uygun bir hayatı, nasıl yaşamanız gerektiğini size bildirmek üzere, Allah güvenilir bir elçisi olarak beni görevlendirdi, sizler de Allah’a karşı sorumluluklarınızın olduğunu düşünün ve yerine getirmek üzere beni izleyin. Ben davet karşılığında, sizlerden herhangi bir ücret istemiyorum, benim ecrimi takdir edecek olan Rabbimdir. Sizler nasıl oluyor da Allah’ın sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, erkeklerle ilişkiye girebiliyorsunuz, doğrusu siz sınır tanımayan sapkın bir toplumsunuz.”

(Şuara 166)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bu şekilde, Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bir yana bırakıyorsunuz? Yoo, siz basbayağı sınırları çiğneyen bir toplumsunuz!"

(Şuara 166)

Osman Okur Meali:

(161-166) Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, insanlar arasında, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz azmış bir kavimsiniz" dedi.

(Şuara 166)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Ve Rabbinizin sizin için yarattığı zevcelerinizi bırakıyorsunuz da. Hayır, siz haddi tecavüz eden bir kavimsiniz.»

(Şuara 166)

Ömer Öngüt Meali:

Ve Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır! Doğrusu siz sınırı aşmış bir kavimsiniz.

(Şuara 166)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakır mısınız! Doğrusu, siz azgın kimselersiniz!

(Şuara 166)

Sadık Türkmen Meali:

Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz! Hayır siz haddi aşmış bir kavimsiniz.”

(Şuara 166)

Seyyid Kutub Meali:

Buna karşılık Rabb'inizin sizin için eş olarak yarattığı kadınları bırakıyorsunuz? Sizler doğal sınırları çiğneyen, sapık bir toplumsunuz.

(Şuara 166)

Suat Yıldırım Meali:

(165-166) Neden siz bütün insanlardan sadece erkeklere şehvetle varıyorsunuz? Neden Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıp da bu işi yapıyorsunuz? Siz hakikaten iyice azmış bir toplumsunuz."

(Şuara 166)

Süleyman Ateş Meali:

"Ve Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyorsunuz? Siz sınırı aşan bir kavimsiniz."

(Şuara 166)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerden uzak duruyorsunuz, öyle mi? Hayır, siz azgın bir toplumsunuz."

(Şuara 166)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(165-166) "Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp erkeklerle mi ilişkiye giriyorsunuz? Hayır; siz, hiçbir ölçü tanımıyorsunuz" demişti

(Şuara 166)

Şaban Piriş Meali:

Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıpta.. Gerçekten siz, azgın bir toplumsunuz.

(Şuara 166)

Talat Koçyiğit Meali:

165-166 "Rabbınızın sizin için yarattığı zevcelerinizi bırakıp da, âlemlerin içinde erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Hayır, siz haddi aşan bir kavimsiniz."

(Şuara 166)

Tefhimul Kuran Meali:

«Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz.»

(Şuara 166)

Ümit Şimşek Meali:

“Rabbinizin sizin için yarattığı hanımlarınızı bırakıyor musunuz? Doğrusu, siz haddini aşan bir topluluksunuz.”

(Şuara 166)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Doğrusu siz haddi aşmış bir kavimsiniz."

(Şuara 166)