26. Şuara Suresi / 6.ayet

Nitekim onlar, bu mesaj/Kuran karşısında yalana sarıldılar, ama hafife aldıkları o haber yakında onların da başına gelecektir.

Bknz: (22/42)»(22/44)(38/12)»(38/14)

Mustafa Çavdar Meali

Şuara 6 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Gerçekten de yalanladılar, artık yakında alay ettikleri şeyin haberleri gelip çatacak onlara.

(Şuara 6)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Gerçekten (onlar elçilerini ve getirdiklerini) yalanladılar; fakat, alay konusu yaptıkları şeyin haberleri (İslam’ın zaferi ve Müslümanların galibiyeti) kendilerine pek yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Abdullah Parlıyan Meali:

Nitekim işte bu mesajı da yalanladılar, ama alay edip durdukları şeylerin haberleri, yakında gelip çatacak onlara.

(Şuara 6)

Adem Uğur Meali:

Üstelik (ona) "yalandır" derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir.

(Şuara 6)

Ahmet Hulusi Meali:

Gerçekten yalanladılar! Alay edegeldikleri şeyin haberleri, kendilerine yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Ahmet Tekin Meali:

Üstelik onu, Kur'ân'ı yalanladılar. Onlara alay edip durdukları şeyin gücünün, kendilerine getireceği sıkıntı ile ilgili haberler, yakında, dünyada da, âhirette de başlarına gelecek.

(Şuara 6)

Ahmet Varol Meali

Onlar yalanladılar; (ancak) alaya aldıkları şeyin haberleri kendilerine gelecektir.

(Şuara 6)

Ali Bulaç Meali:

Gerçekten yalanladılar; fakat, alay konusu yaptıkları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar, ısrarla Peygamberi ve Kur'an'ı yalanladılar. Fakat o istihza ettikleri Kur'an'ın dehşetli (azab) haberi kendilerine yakında gelecektir. (Bedir savaşında veya kıyamette perişan olacaklardır).

(Şuara 6)

Ali Rıza Sefa Meali:

Nitekim yalanladılar. Artık, alay ettikleri şeyin haberleri, yakında onlara gelecektir.

(Şuara 6)

Ali Ünal Meali:

Hep böyle, inatla karşı çıkıp yalanladılar; ama alay edip durdukları şey gerçekte ne imiş, pek yakında öğreneceklerdir.

(Şuara 6)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte yalanladılar. Fakat kendisiyle alay ettikleri mesajın haberleri yakında onların başına gelecektir; (gerçekleşecektir.)

(Şuara 6)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Nitekim Kur'an'ı da yalanladılar. Ama alay edip durdukları şeyin haberleri yakında onlara gelecektir.

(Şuara 6)

Bekir Sadak Meali:

Evet, yalanladilar; alay edip durduklari seylerin haberleri kendilerine ulasacaktir.

(Şuara 6)

Besim Atalay Meali:

Evet yalanladılar, alay ettikleri şeyin cezaların görecekler

(Şuara 6)

Celal Yıldırım Meali:

Cidden (onu) yalanladılar. Alaya aldıkları hususların haberi kendilerine gelecektir.

(Şuara 6)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar (Allah'tan gelen ayetleri) yalanladılar. Fakat alay konusu ettikleri şeyin (azap) haberleri ile yakında yüz yüze geleceklerdir.

(Şuara 6)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Evet, yalanladılar; alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine ulaşacaktır.

(Şuara 6)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar (Allah'ın ayetlerini) yalanladılar, fakat alay edegeldikleri şeylerin haberleri başlarına gelecek.

(Şuara 6)

Diyanet Vakfı Meali:

Üstelik (ona) «yalandır» derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir.

(Şuara 6)

Edip Yüksel Meali:

Yalanladıkları için, eğlenceye aldıkları şeylerin haberleri kendilerine ulaşacaktır.

(Şuara 6)

Elmalılı Orjinal Meali:

Evet tekzib etmekteler, fakat onlara o istihza ettikleri şeyin müdhiş haberleri gelecek

(Şuara 6)

Elmalılı Yeni Meali:

Evet, yalanlamaktalar; fakat onlara alay edip durdukları şeyin dehşet veren haberleri gelecektir.

(Şuara 6)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra da kesin olarak yalanladılar. Fakat alay ettikleri şeyin haberleri yakında onlara gelecek.

(Şuara 6)

Gültekin Onan Meali:

Gerçekten yalanladılar; fakat, alay konusu yaptıkları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra da, kesinlikle yalanladılar. İşte alay edip durdukları şeyin haberleri yakında onlara gelecektir. (Hıcr 92,93 İşte, andolsun Rabbine ki, Biz, kesinlikle onların hepsini yaptıkları şeylerden hesaba çekeceğiz.)

(Şuara 6)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Muhakkak (bu zikri/hatırlatmayı da) yalanladılar. İleride, alaya aldıkları şeyin haberleri onlara gelecektir.

(Şuara 6)

Harun Yıldırım Meali:

Üstelik (ona) "yalandır" derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir.

(Şuara 6)

Hasan Basri Çantay:

Şimdi (kat'i suretde) tekzib etdiler. (Fakat) istihza edegeldikleri (hakıykatların mühim) haberleri yakında onlara gelecekdir.

(Şuara 6)

Hayrat Neşriyat Meali:

Üstelik (onu) gerçekten yalanladılar; fakat kendisiyle alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Artık yalanlamışlardır. Kendisini maskara yapmaya çalışmakta olduklarının¹ haberleri kendilerine yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Hüseyin Atay Meali:

Evet! Yalanladılar; alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine ulaşacaktır.

(Şuara 6)

İbni Kesir Meali:

Onlar, gerçekten yalanladılar. Ama alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine yakında gelecektir.

(Şuara 6)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar öğütlerle dolu zikri yalanladılar. Ancak ayetlerle alay edenlerin (başlarına gelen) haberleri onlara da gelecek

(Şuara 6)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece onlar yalanladılar. Fakat alay etmiş oldukları şeyin haberleri onlara yakında gelecek.

(Şuara 6)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Şimdi yalan sayıyorlar, ancak alay edip durdukları gerçeklerin ne olduğunu yakında öğreneceklerdir.

(Şuara 6)

Kadri Çelik Meali:

Sonuçta gerçekten de yalanladılar; fakat alay konusu edinmekte oldukları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Mahmut Kısa Meali:

Nitekim, Kur’an’daki uyarıları da alaya alıp yalanladılar fakat o alay edip durdukları şeyin gerçekleştiği haberi, yakında onlara gelecektir.

(Şuara 6)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Reddedip yalanladılar gerçekten. Fakat alay konusu olan haberlerin geleceği pek yakın.

(Şuara 6)

Mehmet Türk Meali:

Üstelik (bir de onu) yalanladılar. Fakat hafife aldıkları şeylerin haberleri, onlara çok yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, (Allah’ın ayetlerini) zaten yalanladılar. Onun için alay ettikleri (konuların) gerçekleşmesinin haberleri, mutlaka kendilerine ulaşacaktır.

(Şuara 6)

Muhammed Esed Meali:

Nitekim, işte (bu mesajı da) yalanladılar. Ama alay edip durdukları şeyin tahakkuku yakında bütün açıklığıyla onların karşısına çıkarılacak!

(Şuara 6)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar yalanladılar ama, alay edip durdukları şeyin haberleri, yakında kendilerine gelecektir.

(Şuara 6)

Mustafa Çavdar Meali:

Nitekim onlar, bu mesaj/Kuran karşısında yalana sarıldılar, ama hafife aldıkları o haber yakında onların da başına gelecektir.

Bknz: (22/42)»(22/44) - (38/12)»(38/14)

(Şuara 6)

Mustafa Çevik Meali:

1-6 Ta. Sin. Mim. Bunlar sizin dilinizi oluşturan seslerin harfleridir. Kur’an ile sizlere konuşup, anlaştığınız, yazıştığınız dilinizin seslerinden oluşan sözlerle gerçekler açıkça bildirilmektedir. Ey Peygamber! Onlar iman etmiyorlar diye, sen üzüntüden neredeyse kendini helak edeceksin. Şayet biz dileseydik, onlara gökten öyle müthiş bir mucize indirirdik ki hemen hepsi o zaman boyun eğip, teslim olurlardı. Hakikati inkâra kendilerini şartlandırmış olanlara ne zaman Rahman’ın katından uyarıcı bir peygamber ve kitap gelse, hemen onu inkâr ederler. Nitekim Kur’an’ı da yalanlayıp, alaya alıp yüz çevirmekteler. Alay edip yüz çevirdikleri davetin, gerçeğin ta kendisi olduğu onlara yakında gösterilecek.

(Şuara 6)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Kaldı ki, işte onlar (bunu) da yalanladılar. Buna rağmen, alay edip durdukları haberler yine de karşılarına çıkarılacaktır.

(Şuara 6)

Osman Okur Meali:

Onlar (Allah'tan gelen ayetleri) yalanladılar. Fakat alay konusu ettikleri şeyin (azap) haberleri ile yakında yüz yüze geleceklerdir.

(Şuara 6)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Muhakkak ki, tekzîp ettiler. Artık kendisiyle istihzâda bulundukları şeyin haberleri kendilerine yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Ömer Öngüt Meali:

Üstelik yalanladılar. Fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında kendilerine gelecektir.

(Şuara 6)

Ömer Sevinçgül Meali:

Yine yalanladılar, ama alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine gelecektir!

(Şuara 6)

Sadık Türkmen Meali:

Israrla yalanlıyorlar; yalanlıyor oldukları şeyin haberleri kendilerine, yakında gelecektir!

(Şuara 6)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar yalanladılar. Fakat, alay konusu ettikleri gerçeklerin somut olayları ile yakında yüzyüze geleceklerdir.

(Şuara 6)

Suat Yıldırım Meali:

Nitekim işte bu mesajı da yalan saydılar, ama alay edip durdukları Kur'an'ın bildirdiği olaylar, yakında başlarına gelince, alay etmenin ne demek olduğunu anlayacaklardır.

(Şuara 6)

Süleyman Ateş Meali:

Yalanladılar ama, alay edip durdukları şeyin haberleri, yakında kendilerine gelecektir.

(Şuara 6)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kesinlikle yalan söylüyorlar ama hafife aldıkları şeyin haberleri yakında onlara gelecektir.

(Şuara 6)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İşte bu mesajı da yalanladılar. Ama alaya aldıkları şey yakında gerçekleşecek.

(Şuara 6)

Şaban Piriş Meali:

Onlar, inkar ettiler; ama, alay ettikleri şeyin haberleri onlara gelecektir.

(Şuara 6)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar yalanlamışlardır; fakat alay edip durdukları şeyin haberleri kendilerine elbette gelecektir.

(Şuara 6)

Tefhimul Kuran Meali:

Gerçekten yalanladılar; fakat, alay konusu edinmekte oldukları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir.

(Şuara 6)

Ümit Şimşek Meali:

İşte yine yalanladılar. Ancak alaya aldıkları şeyin haberi yakında onlara ulaşacaktır.

(Şuara 6)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, yalanladılar ama yakında gelecektir onlara alaya alıp durdukları şeyin haberleri.

(Şuara 6)