20. Taha Suresi / 112.ayet

Fakat mümin olarak iyi ve güzel işler yapan ise ne haksızlığa uğramaktan korkacak ne de yaptığının karşılığını alamamaktan.

Bknz: (3/195)(4/124)(7/170)(16/97)(21/94)(40/40)

Mustafa Çavdar Meali

Taha 112 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Fakat inanarak iyi işlerde bulunan ne günahının arttırılmasından korkar, ne sevabının eksiltilmesinden.

(Taha 112)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Her kim mü'min olarak salih ameller işlerse, artık onun ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkması (gereksizdir.)

(Taha 112)

Abdullah Parlıyan Meali:

Her kim iman ederek, doğru dürüst işler işlerse, haksızlığa uğramaktan ve mükafatının eksilmesinden asla korkmaz.

(Taha 112)

Adem Uğur Meali:

Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

(Taha 112)

Ahmet Hulusi Meali:

Kim imanlı olarak doğru fiiller ortaya koyarsa, o, bir haksızlığa uğramaktan ve hakkının çiğnenmesinden korkmaz.

(Taha 112)

Ahmet Tekin Meali:

Kim mü'min olarak gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarından ve İslâmî düzenden sorumlu olduğu kısmını hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün kendisini ilgilendiren alanda bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olur, cârî-kalıcı hayırlar-dan-sâlih amellerden imkânları dahilindekileri işlerse, haksızlıktan, zulümden, hakkının çiğnenmesinden korkmaz.

(Taha 112)

Ahmet Varol Meali

Kim de mü'min olarak salih ameller işlerse o ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

(Taha 112)

Ali Bulaç Meali:

Kim de bir mü'min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.

(Taha 112)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Her kim de mü'min olarak salih ameller işlerse, artık o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden (hakkının zayi olmasından).

(Taha 112)

Ali Rıza Sefa Meali:

Oysa kim inanmış olarak erdemli edimler yaparsa, artık, ne haksızlıktan ne de yoksun bırakılmaktan korkmasın.

(Taha 112)

Ali Ünal Meali:

Kim de tam inanmış bir mü’min olarak doğru, yerinde, sağlam ve ıslaha yönelik işler (içinde en azından farz olanları) yerine getirmişse, böyle biri ne haksızlığa uğrama korkusu taşıyacaktır, ne de mükâfatından mahrum bırakılma korkusu.

(Taha 112)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Kim de inanmış olarak iyi işler yaparsa, o ne zulümden korkar ne de hakkının çiğnenmesinden.

(Taha 112)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Her kim, mümin olarak iyi işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

(Taha 112)

Bekir Sadak Meali:

inanmis olarak, yararli isler isleyen kimse, haksizliktan ve hakkinin yeneceginden korkmaz.

(Taha 112)

Besim Atalay Meali:

İnanmış bulunup da, onat işler işleyen, ne zulümden korkar, ne eksilmekten

(Taha 112)

Celal Yıldırım Meali:

Mü'min iken iyiyararlı amellerde bulunan kimse ne haksızlığa uğramaktan, ne de (sevabının) eksilmesinden korkar.

(Taha 112)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kim de inanmış olarak faydalı eylemlerde bulunursa, böyle birinin, haksızlığa uğramaktan ya da (hak ettiğini) alamamaktan korkmasına hiçbir sebep yoktur.

(Taha 112)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İnanmış olarak, yararlı işler işleyen kimse, haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden korkmaz.

(Taha 112)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse, o, ne zulme uğramaktan korkar, ne yoksun bırakılmaktan.

(Taha 112)

Diyanet Vakfı Meali:

Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

(Taha 112)

Edip Yüksel Meali:

İnançlı olduğu halde erdemli davrananlar herhangi bir haksızlıktan ve güçlükten korkmayacaktır.

(Taha 112)

Elmalılı Orjinal Meali:

Her kim de mü'min olarak salih amellerden işlerse o vakıt o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden

(Taha 112)

Elmalılı Yeni Meali:

Her kim de mümin olarak yararlı işler yaparsa, ne bir zulümden korkar, ne de çiğnenmeden.

(Taha 112)

Erhan Aktaş Meali:

İnanan biri olarak salihatı[1] yapan kimse ise haksızlığa uğramaktan da hakkının yeneceğinden de korkmaz.

1)Bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, düzeltici olmak, yapıcı olmak, iyi olmak, düzeltmeye teşvik etmek, iyiye yönlendirmek.

(Taha 112)

Gültekin Onan Meali:

Kim de (bir) inançlı olarak salih amellerde bulunursa, artık o ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.

(Taha 112)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve her kim iman eden biri olarak düzeltmeye yönelik işlerden yaparsa, artık o, bir haksızlıktan ve hakkının yenileceğinden korkmaz.

(Taha 112)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kim de mümin olarak salih ameller yapmışsa, zulme uğramaktan ve hakkının çiğnenmesinden korkmaz.

(Taha 112)

Harun Yıldırım Meali:

Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

(Taha 112)

Hasan Basri Çantay:

Kim, bir mü'min olarak, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunursa o, ne (seyyiatının) artırılmasından, ne (hasenatının) ekşitilmesinden endişe etmez.

(Taha 112)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Kim mü'min olarak sâlih amellerden işlerse, ne zulüm edilmekten ne de hakkının yenmesinden korkar.”

(Taha 112)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kim, bir inançlı olarak düzgün-iyi işlerden eylemde bulunduysa, hiçbir zulümden ve hiçbir haksızlıktan korkmaz.

(Taha 112)

Hüseyin Atay Meali:

Ve inanmış olarak yararlı işler işleyen kimse, haksızlığa uğrayacağından ve hakkının yeneceğinden korkmaz.

(Taha 112)

İbni Kesir Meali:

Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse; o, zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.

(Taha 112)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kimde inanmış olarak, doğru ve dürüst şeyler yapmışsa, haksızlığa uğrama ve yaptıkları doğru ve güzelliklerin karşılığını alamama korkuları yoktur.

(Taha 112)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve mü’min (kalbine îmân yazılmış) olarak salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyen kimseler, artık zulümden (kendilerine) haksızlık yapılmasından ve (kazandıkları derecelerin) azaltılmasından korkmasınlar.

(Taha 112)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Herkim inanır da iyilik işlerse o ne günahının artırılmasından, ne de karşılığının eksiltilmesinden korkmamalıdır.

(Taha 112)

Kadri Çelik Meali:

Kim de bir mümin olarak salih olan amellerde bulunursa, artık o ne zulümden korkar, ne de hakkının eksik tutulmasından.

(Taha 112)

Mahmut Kısa Meali:

Öte yandan, Allah’ın ayetlerine yürekten inanarak güzel ve yararlı davranışlar ortaya koyanlar ise, ne suçsuz oldukları hâlde cezalandırılıp haksızlığa uğratılmaktan korkacaklar, ne de hak ettikleri mükâfâttan yoksun bırakılmaktan.

(Taha 112)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Amel-i salih gibi güzel işler yapan müminler ise ne haksızlıktan ne de zulümden korkar.

(Taha 112)

Mehmet Türk Meali:

(Âhirete) kim de (inandığı) iyi işleri yaşayıp Müslüman olarak (gelirse) haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden asla korkmaz.

(Taha 112)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ancak mümin olarak, (yerli yerinde) iyi işler yapanlarsa, ne zulüm ne (de) haksızlıktan korkmayacaklar.

(Taha 112)

Muhammed Esed Meali:

Buna karşılık, inanıp da dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan kimseye gelince: böyle birinin, haksızlığa uğramaktan ya da (hak ettiği karşılıktan) yoksun bırakılmaktan korkmasına hiçbir sebep yoktur.

(Taha 112)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İnanmış olarak güzel işler yapan kimse ise, ne bir haksızlığa uğramaktan ne de ödülünü eksik almaktan kaygılanmaz.

(Taha 112)

Mustafa Çavdar Meali:

Fakat mümin olarak iyi ve güzel işler yapan ise ne haksızlığa uğramaktan korkacak ne de yaptığının karşılığını alamamaktan.

Bknz: (3/195) - (4/124) - (7/170) - (16/97) - (21/94) - (40/40)

(Taha 112)

Mustafa Çevik Meali:

Allah’ın davetine iman edip sorumluluklarını yerine getirenler ise O’nun mükâfatı ile bulaşacaklar.

(Taha 112)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Fakat, kim de mü'min olduğu halde erdemli davranırsa, artık o ne haksızlığa uğramaktan ne de (cehenneme) yem olmaktan korksun.

(Taha 112)

Osman Okur Meali:

Kim de bir mümin olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulüm den korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.

(Taha 112)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve her kim mü'min olduğu halde sâlih amellerden işlerse artık o ne zulme uğramaktan ve ne de sevabının eksilmesinden korkmaz.

(Taha 112)

Ömer Öngüt Meali:

Kim mümin olarak sâlih amellerden yaparsa, artık o ne zulümden ne de hakkının yeneceğinden korkar.

(Taha 112)

Ömer Sevinçgül Meali:

İnanıp da güzel işler yapan kimse, ne kendisine zulmedilmesinden korkar, ne de hakkının yenmesinden.

(Taha 112)

Sadık Türkmen Meali:

Kim mümin olduğu halde faydalı işi en iyi şekilde yaparsa, bir zulümden ve hakkının çiğnenmesinden korkmaz.

(Taha 112)

Seyyid Kutub Meali:

Mü'min oldukları halde iyi ameller işleyenler ne haksızlığa ve ne de ödül kısıntısına uğramaktan korkarlar.

(Taha 112)

Suat Yıldırım Meali:

Mümin olarak güzel ve makbul işler işleyen ise, ne zulümden, ne de haklarının çiğnenmesinden korkar.

(Taha 112)

Süleyman Ateş Meali:

Kim inanarak iyi olan işlerden yaparsa artık o, ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.

(Taha 112)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kim inanıp güvenerek iyi işler yaparsa, ne haksızlıktan ne de hakkının yenmesinden korkar.

(Taha 112)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İman edip sâlih amel işleyenler ne haksızlığa uğrayacaklarından, ne de ödüllerinin eksileceğinden korkarlar.

(Taha 112)

Şaban Piriş Meali:

Mümin olarak doğruları yapan ise zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.

(Taha 112)

Talat Koçyiğit Meali:

Mü'min olarak iyi işler işleyen kimse ise, ne zulümden korkar, ne de hakkının yenmesinden.

(Taha 112)

Tefhimul Kuran Meali:

Kim de bir mü'min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne de hakkının eksik tutulmasından.

(Taha 112)

Ümit Şimşek Meali:

İnanmış olarak güzel işler yapan kimse ise, ne bir haksızlığa uğramaktan korkar, ne de ödülünü eksik almaktan.

(Taha 112)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Mümin olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan.

(Taha 112)