14. İbrahim Suresi / 21.ayet

Bir gün hepsi Allah’ın huzuruna çıkacaklar ve zayıf görüşlü olup başkalarının peşinde körü körüne gidenler, peşinden gittikleri o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: “Biz dünyadayken hep sizin peşinizden gelmiştik. Şimdi bizi, Allah’ın azabından az da olsa kurtarabilir misiniz?” Onlar da: “Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz de sizi eriştirirdik. Allah bize buradan çıkış yolunu gösterseydi, biz de size gösterirdik. Ama artık sızlansak da, katlansak da bir şey fark etmeyecek. Çünkü kaçıp sığınacak bir yerimiz yok.” derler.

Bknz: (2/166)»(2/167)(10/28)»(10/30)(33/66)»(33/68)(40/47)»(40/50)

Mustafa Çavdar Meali

İbrahim 21 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hepsi de toplanıp Allah'ın tapısına çıkar; zayıflar, ululanan büyüklere şüphe yok ki derler, biz size uymuştuk, Allah'ın azabından bir kısmını olsun bizden defedebilir misiniz? Onlar da Allah bizi doğru yola sevketseydi biz de size doğru yolu gösterirdik derler, artık ağlayıp sızlasak da bir bizim için, sabredip katlansak da; sığınacak hiçbir yerimiz yok.

(İbrahim 21)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onların (insanların) hepsi derlenip (kıyamette) Allah'ın huzuruna çıkacaklar ve (toplumda ekonomik ve etkinlik olarak) zayıf bırakılanlar büyüklük taslayanlara (zenginlik ve yetkinlikleriyle gururlanan tabakaya şöyle) diyecekler: "Şüphesiz, biz (dünyada) size tâbi idik (bizi aldatıp-mecbur bırakıp kötü yollara sevk ettiniz) ; şimdi siz bizden, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi uzaklaştırıp önleyebilecek misiniz?” Onlar ise: "Eğer Allah bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik" diyerek (hâşâ Allah'ı suçlamaya yelteneceklerdir) . “Şimdi sızlanıp yakınsak da, sabretsek de fark etmez; bizim için kaçacak bir yer yoktur. (Günahları beraber işledik, cezasını da birlikte çekeceğiz.) ”

(İbrahim 21)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve o yargı gününde, insanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkacaklar; işte o zaman zayıf olanlar, bir vakitler büyüklük taslamış olanlara derler ki: “Doğrusu bizler size uymuştuk. Allah'ın azabından bir kısmını olsun bizden defedebilir misiniz?” Onlar da: “Allah bizi doğru yola sevketseydi, biz de size doğru yolu gösterirdik” derler. “Artık ağlayıp sızlasak da, hakettiğimiz azaba katlansak da bizim için sonuç aynıdır, sığınacak hiçbir yerimiz yok” derler.

(İbrahim 21)

Adem Uğur Meali:

(Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin tâbilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da diyecekler ki: "(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur."

(İbrahim 21)

Ahmet Hulusi Meali:

Hepsi Allah için, her yönleriyle, topluca ortadadırlar! Zayıflar, büyüklük taslayanlara: "Gerçekten biz, size tabi olanlar idik... (Şimdi) Allah'ın azabından bir şeyi bizden savabilir misiniz?"... (Büyüklenenler) dediler ki: "Eğer Allah bize hidayet etseydi, elbette biz de size hidayet ederdik... (Şimdi) sızlanıp feryat etsek de yahut sabretsek de bize eşittir... (Zira) bizim kaçış yerimiz yoktur. "

(İbrahim 21)

Ahmet Tekin Meali:

Kıyamet günü, insanların hepsi kabirlerinden fırlayarak mahşere, Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Zavallılar, zayıflar, büyüklük taslayan zorba iktidar sahiplerine: “Bizler size tâbi olmuştuk. Şimdi siz Allah'ın azâbının, ondan bir parça bir şeyin bize uygulanmasını engelleyebilir misiniz?” diyecekler. Onlarsa: “Allah bizi hidayete erdirme lütfunda bulunsaydı, biz de sizi doğru yola sevkederdik. Şimdi sızlansak da, sabretsek de birdir. Bugün azaptan kaçarak sığınacak bir yer yoktur.” derler.*

(İbrahim 21)

Ahmet Varol Meali

Hep birlikte Allah'ın huzuruna çıkarlar. Zayıflar büyüklenenlere derler ki: "Biz size uymuştuk. Şimdi siz Allah'ın azabından bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da şöyle derler: "Allah bizi doğru yola eriştirseydi şüphesiz biz de sizi doğru yola yöneltirdik. Şimdi sızlansak da katlansak da bizim için birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yok!"

(İbrahim 21)

Ali Bulaç Meali:

Onların tümü toplanıp (kıyamette) Allah'ın huzuruna çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: "Şüphesiz, biz size tabi idik; şimdi siz, bizden Allah'ın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki: "Eğer Allah bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de farketmez, bizim için kaçacak bir yer yoktur."

(İbrahim 21)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Kıyamet gününde hepsi Allah'ın huzuruna çıkıp, bayağı ve düşük fikirli kimseler, bağlı oldukları önderlerine şöyle derler: “- Biz sizin bağlılarınızdık. Şimdi siz, üzerimizden Allah'ın azabından zerrece bir şey kaldırabiliyor musunuz?” Önderleri de derler ki” -Eğer Allah bize hidayet verseydi, muhakkak biz de size doğru yolu gösterirdik. şimdi sızlansak da, sabretsek de bizim için fark yok, bize hiç bir kurtuluş yok...”

(İbrahim 21)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve tümü, Allah'ın karşısına çıkacaktır. Güçsüz olanlar, büyüklük taslayanlara, şöyle diyecekler: "Aslında, size uymuştuk. Şimdi, Allah'ın cezasını, bir parça bizden uzaklaştırabilir misiniz?" Diyecekler ki: "Allah, bizi doğru yola eriştirseydi, kesinlikle, biz de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi yakınsak da katlansak da değişmez; bizim için kaçacak yer yok!"

(İbrahim 21)

Ali Ünal Meali:

(Kıyamet Günü bütün nesiller) Allah’ın huzuruna çıktığında, (dünyada iken) zayıf görülenler, karşılarında üstünlük taslayan ve onlara zulmedenlere şöyle derler: “Dünyada biz size tâbi idik. Acaba şimdi bize bir faydanız olur da, Allah’ın azabı karşısında bizden en ufak bir şey savabilir misiniz?” Diğerleri, şöyle karşılık verirler: “Eğer Allah bize hidayet vermiş olsaydı, biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi artık sızlansak da sabretsek de bizim için hiçbir şey değişmeyecektir; kaçıp sığınacağımız herhangi bir yer de yok.”

(İbrahim 21)

Bahaeddin Sağlam Meali:

(Kıyamet günü görürsün:) Hepsi Allah’ın huzurunda hazır olmuşlar. Zayıflar, büyüklük taslayanlara derler ki: “Biz size tabi idik. (Bugün) az da olsa Allah’ın azabından bir şey bizden giderebilir misiniz?” Onlar: “Eğer Allah bize doğru yolu göstermiş olsaydı, biz de size doğru yolu gösterirdik. Sızlansak da sabretsek de artık birdir. Bizim için hiçbir kurtuluş yoktur” derler.

(İbrahim 21)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Hepsi toplu halde Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz size uyduk. Şimdi siz bizden, Allah'ın azabından herhangi bir şey savabilir misiniz?" Büyüklük taslayanlar diyecekler ki: "Allah bize yol gösterseydi, biz de size yol gösterirdik. Artık şimdi sızlansak da sabretsek de bizim için birdir, kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur!"

(İbrahim 21)

Bekir Sadak Meali:

Insanlarin hepsi Allah'in huzuruna cikarlar; gucsuzler, buyukluk taslayanlara: «Dogrusu biz size uymustuk, Allah'in azabindan bizi koruyabilecek misiniz?» derler. Cevap olarak: «Allah bizi dogru yola eristirseydi biz de sizi eristirirdik. Artik sizlansak da sabretsek de birdir, cunku kacacak yerimiz yoktur» derler. *

(İbrahim 21)

Besim Atalay Meali:

Hepsi de Allahın katına gelir, zayıflar derler ki: «Ey büyüklenenler ! Bizler size uymuştuk, bizim üzerimizden, Allahın azabından bir şey kaldıramaz misiz?», büyüklük satmış olanlar derler ki: «Allah bizi doğru yola götürseydi, biz sizi de götürürdük; çabuklasak da, beklesek de hepsi bir; bizim için bir sığınak kalmadı!»

(İbrahim 21)

Celal Yıldırım Meali:

Bunların hepsi Allah'ın huzuruna çıkıp toplanırlar; zayıflar, o büyüklük taslayıp (Allah'a imânı) gururlarına yediremiyenlere derler ki: «Doğrusu bizler size uymuştuk (uydunuz olmuştuk). Allah'ın azabından az bir şey olsun savıp bizi ondan koruyabilir misiniz ?» Onlar, «ne yapalım, Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi artık bizler sızlansak da, sabretsek de birdir. Bizim için kaçıp sığınacak bir kurtuluş yoktur» derler.

(İbrahim 21)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Kıyamet gününde) tüm insanlar Allah'ın huzuruna çıkacak ve güçsüzler, büyüklük taslayanlara: “Şüphesiz biz size uymuştuk. Şimdi siz, Allah'ın bize vereceği azabın herhangi bir bölümünü başımızdan savabilecek misiniz?” diyecekler. Onlar da diyecekler ki: “Eğer Allah bizi doğru yola iletseydi, biz de sizi doğru yola erdirirdik. Şimdi feryat etsek de, sabretsek de fark etmez. Çünkü kaçıp sığınabileceğimiz bir yer yoktur.”

(İbrahim 21)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İnsanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkarlar; güçsüzler, büyüklük taslayanlara: "Doğrusu biz size uymuştuk, Allah'ın azabından bizi koruyabilecek misiniz?" derler. Cevap olarak: "Allah bizi doğru yola eriştirseydi biz de sizi eriştirirdik. Artık sızlansak da sabretsek de birdir, çünkü kaçacak yerimiz yoktur" derler.*

(İbrahim 21)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İnsanların hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve güçsüzler büyüklük taslayanlara diyecek ki: "Şüphesiz bizler size uymuştuk; şimdi siz az bir şey olsun, Allah'ın azabından bizi koruyabilecek misiniz?" Onlar da, "Eğer Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz de sizi doğru yola eriştirirdik. Şimdi sızlansak da, sabretsek de bizim için birdir. Artık bizim için hiçbir kurtuluş yoktur" derler.

(İbrahim 21)

Diyanet Vakfı Meali:

(Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: «Biz sizin tâbilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?» Onlar da diyecekler ki: «(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur.»

(İbrahim 21)

Edip Yüksel Meali:

Hepsi ALLAH'ın huzuruna durduklarında. Zayıflar, büyüklük taslamış olanlara: 'Biz sizin izleyicileriniz idik. Bizi ALLAH'ın azabından bir parça kurtarabilir misiniz,' dediler. Onlar da: 'ALLAH bize bir yol gösterseydi biz de size gösterirdik. Artık sızlansak da dayansak da bizim için birdir, kaçıp kurtulacak bir yerimiz yok.'

(İbrahim 21)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bir de hepsi toplanarak Allahın huzuruna çıkmışlardır, zuafa kısmı büyüklük taslıyanlara, şöyle demektedirler: bizler sizlere tabi' idik, şimdi siz, bizden Allahın azabından zerrece bir şey def' edebiliyor musunuz? Eğer, demişlerdir: Allah bize hidayet verse idi elbette sizi hidayeti erdirirdik, şimdi bizler sızlansak da sabretsek de müsavidir, bizim için kurtuluş yok

(İbrahim 21)

Elmalılı Yeni Meali:

Bir de hepsi toplanarak Allah'ın huzuruna çıkarılacaktır; zayıflar büyüklük taslayanlara şöyle diyecekler: "Bizler sizlere uymuştuk; şimdi siz, Allah'ın azabından zerrece bir şeyi bizden savabilir misiniz?" "Allah bize hidayet etseydi, ebette sizi hidayete erdirirdik. şimdi bizler sızlansak da sabretsek de farketmez; bizim için kurtuluş yoktur!" diyeceklerdir.

(İbrahim 21)

Erhan Aktaş Meali:

Hepsi, Allah'ın huzuruna çıkacaklar. Güçsüz olan kimseler, büyüklük taslayanlara: "Gerçekten biz size uyan kimselerdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" diyecekler. Onlar: "Eğer Allah bize bir yol gösterseydi biz de kesinlikle size yol göstericiler olurduk.[1] Sabretsek de sabretmesek de bizim için birdir. Bizim için kaçacak bir yer yoktur." dediler.

1)Suçlarını kabul etmeyerek; yanlış yolda olmalarının sorumlusu olarak Allah'ı gösteriyorlar.

(İbrahim 21)

Gültekin Onan Meali:

Onların tümü toplanıp (kıyamette) Tanrı'nın huzuruna çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: "Şüphesiz, biz size tabi idik; şimdi siz, bizden Tanrı'nın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?" Dediler ki: "Eğer Tanrı bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de farketmez, bizim için kaçacak bir yer yoktur."

(İbrahim 21)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlar, toplu olarak Allah için ortaya çıktılar. Sonra da zayıf olan kişiler, büyüklük taslayan kişilere: “Şüphesiz bizler, sizlere uyan kimseler idik. Peki, şimdi siz, Allah'ın azabından bir şeyi bizden savar mısınız?” dediler. O büyüklük taslayanlar: “Allah, bize kılavuz olsaydı biz kesinlikle size kılavuz olurduk. Bizler sızlansak ya da sabretsek bizim için birdir. Bizim için kaçacak herhangi bir yer yoktur” dediler

(İbrahim 21)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hepsi beraber Allah’ın huzuruna çıkarlar. (Tağutlar tarafından sömürülüp fakirleştirilerek, işkence ve zorbalıkla onursuzlaştırılmış olan) mustazaflar, müstekbirlere derler ki: “Biz (dünyada) sizin tebaanızdık. Şimdi siz, Allah’ın azabına karşı bizi koruyabilecek misiniz/bize bir faydanız olacak mı?” Diyecekler ki: “Şayet Allah bizi hidayet etmiş olsaydı, biz de sizi hidayet edebilirdik. (Artık bir önemi yok.) İster (bu azaba) sabredelim, ister dövünüp yakınalım farketmez, bizim için kaçış yoktur.”

(İbrahim 21)

Harun Yıldırım Meali:

(Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin tâbilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da diyecekler ki: "(Ne yapalım) Allah bizi hidayete erdirseydi biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur."

(İbrahim 21)

Hasan Basri Çantay:

Hepsi toplanıb Allahın huzuruna çıkarlar da zaifler o büyüklük taslayanlara: "Siz sizin tebeanız (aveneniz) dik. Şimdi siz Allahın azabından (cüz'i) bir şey'i olsun bizden uzaklaşdırıb def edebiliyor musunuz?" derler. Onlar da: "Eğer, derler, Allah bize hidayet verseydi biz de size elbette doğru bir yol gösterirdik. Şimdi bizler sızlansak da, katlansak da birdir. Bizim için sığınacak hiç bir yer yokdur".

(İbrahim 21)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve (kıyâmet günü onlar) hep birlikte Allah'ın huzûruna çıkarlar da zayıflar, büyüklük taslayanlara der ki: “Doğrusu biz size tâbi' idik; şimdi siz, Allah'ın azâbından herhangi bir şeyi bizden def' edebilecek kimseler misiniz?” (Onlar da) derler ki: “Eğer Allah bizi hidâyete erdirseydi, (biz de) sizi elbette hidâyete sevk ederdik. (Artık) sızlansak da sabretsek de bizim için birdir; bizim için kaçıp sığınacak bir yer yoktur!”

(İbrahim 21)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Allah için topluca ortaya çıktılar. Derken zayıf olanlar, büyüklük taslamış olanlara "Gerçekten biz, siz bağlıydık. Artık siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeye (karşı) bize yeterli misiniz?" dediler. [büyüklük taslamış kimseler] "Allah bize yol gösterseydi, mutlaka size yol gösterirdik. Sızlansak da sabır etsek de bize eşittir. Bizim için, hiçbir kaçış yoktur." dediler.

(İbrahim 21)

Hüseyin Atay Meali:

İnsanların tümü Allah’ın huzuruna çıkarlar. Güçsüzler, büyüklenenlere "Doğrusu, biz size uymuştuk. Şimdi Allah’ın azabından bizi kurtarabilir misiniz?" derler. Onlar ise, "Allah bizi doğru yola koysaydı, biz de sizi doğru yola iletirdik. Artık sızlansak da, dayansak da birdir. Çünkü kaçacak bir yerimiz yoktur" derler.

(İbrahim 21)

İbni Kesir Meali:

Onların hepsi; Allah'ın huzuruna toplanıp çıkarlar. Zayıflar büyüklük taslayanlara: Doğrusu biz; size uymuştuk. Allah'ın azabından bizi koruyabilecek misiniz? derler. Onlar da: Allah, bizi doğru yola eriştirseydi; biz de sizi eriştirirdik. Şu halde artık sızlansak da katlansak da birdir. Bizim için kaçıp sığınacak bir yer yoktur, derler.

(İbrahim 21)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Hesap günü) Toplu olarak bir araya geldiklerinde, dünyada iken güçsüz bırakılmış olanlar büyüklenenlere “Biz dünyada iken size tabi olmuştuk. Şimdi siz bizi Allah'ın azabından bir miktar koruyabilecek misiniz?” dediler. Onlarda ”Allah bizi doğru yola iletmiş olsaydı, bizde sizi doğru yola iletirdik. Şu anda bağırıp çağırsak da, azaba katlanıp sesimizi çıkarmasak da fark etmez. Çünkü bizim buradan başka kaçacak yerimiz yok” dediler.

(İbrahim 21)

İskender Ali Mihr Meali:

Hepsi Allah’ın huzuruna çıktılar. Ve zayıf (güçsüz) olanlar kibirlenenlere şöyle dediler: “Muhakkak ki; biz size tâbî olduk. Şimdi siz, Allah’ın azabından bir şeyi bizden giderebilir misiniz?” Onlar: “Eğer Allah, bizi hidayete erdirseydi elbette biz de sizi hidayete erdirirdik. Sabretsek de, sabretmesek de bizim için aynıdır. Bizim için kaçacak bir yer yoktur.” dediler.

(İbrahim 21)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Hepsi de Allah'ın önüne çıkarlar. O aralık düşkünler büyüklenenlere şöyle derler: «Biz sizlere uymuştuk. Şimdi siz Allah'ın azabından birazını olsun üzerimizden uzaklaştırabilecek misiniz?» Onlar da şöyle diyecekler: «Eğer Allah bize yol gösterseydi besbelli ki biz de size yol gösterirdik. Artık şimdi sızlansak da bir, katlansak da bir. Artık bizim için sığınacak bir yer yoktur.»

(İbrahim 21)

Kadri Çelik Meali:

Onların tümü (kıyamette) Allah'ın önüne çıkarlar. Zayıf bırakılmışlar, büyüklük taslayanlara der ki: “Şüphesiz biz size tâbi idik; şimdi siz, bizden Allah'ın azabından herhangi bir şeyi savabilir misiniz?” Derler ki: “Eğer Allah bize hidayet etseydi, biz de sizleri hidayete eriştirirdik. Şimdi yakınsak da sabretsek de fark etmez, bizim için kaçacak hiç bir yer yoktur.”

(İbrahim 21)

Mahmut Kısa Meali:

Mahşer günü, insanların hepsi hesap vermek üzere Allah’ın huzuruna çıkacaklar. İşte o zaman, dünyadayken ezilip horlananlar, bir vakitler büyüklük taslamış olan lider ve yönetici konumundaki insanlarasitem ederek diyecekler ki: “Biz hayatımız boyunca sizin izinizden hiç ayrılmamıştık. Peki, şimdi bizi Allah’tan gelecek en ufak bir azâba karşı koruyabilir misiniz?”Buna karşılık, önderleri onlara diyecekler ki: “Ne yapalım, Allah bizi hidâyete erdirseydi, biz de sizi doğru yola iletirdik. Hidâyeti bulduk da, onu sizden mi gizledik! Zaten iş işten geçmiş. Artık sızlansak da, başımıza gelenlere katlansak da değişen bir şey olmayacak; çünkü bizim için kurtuluş yok!”

(İbrahim 21)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte hepsi toplanıp Allah'ın huzuruna çıktılar. Zayıflar büyüklük taslayanlara derler: Biz size tabi olmuştuk şüphesiz kişimdi bizi Allah'ın azabından bir kısmını defeder, Rahatlatabilir misiniz? Onlar da: "Allah bize doğru yolu gösterseydi eğer, Açıkça bizde size gösterirdik. Şimdi yakınıp, sızlansak da kaçacak yer yoktur."

(İbrahim 21)

Mehmet Türk Meali:

(Kıyamette) o (kâfirlerin) tamamı Allah’ın huzuruna çıkınca zayıflar,1 büyüklük taslayan (önder)lerine:2 “Şüphesiz biz size (dünyada) uyuyorduk; şimdi siz bizden Allah’ın azabından herhangi bir şeye engel olabiliyor musunuz?” derler.3 Onlar da: “Eğer Allah bize hak yolu gösterseydi4 biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de (fark etmez) bizim için kaçacak hiç bir yer yoktur.” derler.*

(İbrahim 21)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, hep beraber Allah’ın huzuruna çıkacaklar. Aralarında zayıf (sanılanlar,) büyüklenenlere, “Şüphesiz bizler, arkanızdan yürüyenlerdik. Allah’ın azabından bir kısmını üzerimizden uzaklaştırabilir misiniz?” diyecekler. Onlar (da,) “Allah bize hidayet verseydi, biz (de) mutlaka size hidayet verirdik. Artık sabırsızlık göstersek (de,) sabretsek (de,) bizim için birdir. Bizim için hiç kurtuluş yolu yoktur,” diyecekler.

(İbrahim 21)

Muhammed Esed Meali:

Ve (o Yargı Günü'nde insanların) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacaklar; işte o zaman, zayıf olanlar bir vakitler büyüklük taslamış olanlara: "Bakın, bizler sizin izleyicilerinizdik" diyecekler, "o halde şimdi bizden Allah'ın azabını biraz olsun savabilecek güçte misiniz?" (Ötekiler buna şöyle) cevap verecekler: "Eğer Allah bize (kurtuluş) yolu(nu) gösterirse, şüphesiz, biz sizi de peşimizden sürükleriz; fakat, görebildiğimiz kadarıyla, şimdi artık sızlansak da, (hak ettiğimiz azaba) katlansak da, hepsi bir: bizim için artık kurtuluş yok!"

(İbrahim 21)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onların hepsi toplanarak Allah'ın huzuruna çıkarılacaktır; güçsüzler, büyüklük taslayanlara şöyle diyecekler: "Bizler sizlere uymuştuk; şimdi siz, Allah'ın azabından zerrece bir şeyi bizden savabilir misiniz?" Onlar da şöyle derler: "Allah bizi doğru yola ulaştırsaydı ebette biz de sizi doğru yola erdirirdik. Şimdi bizler sızlansak da sabretsek de fark etmez; bizim için kurtuluş yoktur!"

(İbrahim 21)

Mustafa Çavdar Meali:

Bir gün hepsi Allah’ın huzuruna çıkacaklar ve zayıf görüşlü olup başkalarının peşinde körü körüne gidenler, peşinden gittikleri o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: “Biz dünyadayken hep sizin peşinizden gelmiştik. Şimdi bizi, Allah’ın azabından az da olsa kurtarabilir misiniz?” Onlar da: “Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz de sizi eriştirirdik. Allah bize buradan çıkış yolunu gösterseydi, biz de size gösterirdik. Ama artık sızlansak da, katlansak da bir şey fark etmeyecek. Çünkü kaçıp sığınacak bir yerimiz yok.” derler.

Bknz: (2/166)»(2/167) - (10/28)»(10/30) - (33/66)»(33/68) - (40/47)»(40/50)

(İbrahim 21)

Mustafa Çevik Meali:

Hesap Günü geldiğinde, bütün insanlar Allah’ın huzurunda toplanacaklar, işte O Gün zayıflıklarını bahane ederek, güçlü gördükleri kimselere körü körüne uyanlar, arkalarından gittikleri önderlerine şöyle diyecekler: “Biz dünya hayatımızda sizlere tabi olmuştuk, bundan dolayı da bugün azaba çarptırılmaktayız, şimdi sizler bizi Allah’ın azabından biraz olsun kurtaramaz mısınız?” Onlar da kendilerinden yardım talep edenlere şöyle diyecekler: “Şayet Allah bizi hak ettiğimiz bu azaptan kurtarırsa, biz de sizi kurtarırız fakat artık böyle bir kurtuluş bizim için de sizin için de imkânsız. O yüzden ne kadar ağlayıp sızlansak, yalvarıp yakarsak da faydası yok, çoktan iş işten geçti. Artık hiçbirimizin hak ettiğimiz azaptan kurtulabilmemiz mümkün değil.”

(İbrahim 21)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Derken, (hesap günü) toptan Allah'ın huzuruna çıkmışlardır. Ve altta kalan zayıflar büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Sahiden biz zamanında size uymuştuk; şimdi siz Allah'ın azabından bir şeyi bizden savabilecek durumda mısınız?" Onlar cevap verecekler: "Eğer Allah bize bir yol gösterseydi, biz de size kılavuzluk ederdik; inleyip sızlasak da (başımıza gelene) sabretsek de, bizim için hepsi bir: artık bizim sığınacak bir yerimiz yok!"

(İbrahim 21)

Osman Okur Meali:

(Kıyamet gününde) hepsi Allah'ın huzuruna çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: «Biz sizin tâbilerinizdik. Şimdi siz, Allah'ın azabından herhangi bir şeyi bizden sava bilir misiniz?» Onlar da diyecekler ki: « Allah bize (azaptan kurtulmanın) yolunu öğretseydi biz de size elbette öğretirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de birdir. Çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur.»

(İbrahim 21)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve hepsi Allah Teâlâ'nın huzuruna çıkmış olacaklardır. Artık zayıflar, kendilerini büyük görmekte bulunmuş olanlara diyecekler ki: Muhakkak biz size tâbi olmuştuk, şimdi siz Allah'ın azabından bir şeyi bizden bertaraf edebilir misiniz'? (Onlar da) derler ki: Allah Teâlâ, bize hidâyet etse idi, elbette sizi hidâyete dâvet ederdik. Bizim için şimdi (fazla mahzun olsak da, sabretsek de) müsavîdir. Bizim için bir sığınacak yer yoktur.

(İbrahim 21)

Ömer Öngüt Meali:

Hepsi Allah'ın huzuruna çıkıp toplanırlar. Güçsüz kimseler büyüklük taslayanlara: “Biz size uymuştuk, sizin bağlılarınızdık, şimdi siz Allah'ın azabından zerrece bir şey olsun savıp bizi koruyabilecek misiniz?” derler. Onlar da: “Eğer Allah bizi doğru yola eriştirseydi, biz de size doğru yolu gösterirdik. Şimdi artık sızlansak da sabretsek de birdir. Kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur. ” derler.

(İbrahim 21)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘Ölümden sonraki yargı sürecinde’ bütün insanlar derlenip Allah’ın huzuruna getirilirler. Zayıflar büyüklük taslayanlara, “Biz size uymuştuk, şimdi Allah’ın azabının bir parçasını olsun bizden savabilecek misiniz?” derler. Ötekiler, “Allah bize bir kurtuluş yolu verirse sizi de ardımız sıra sürükleriz. Artık sızlansak da, katlansak da bir. Çünkü, kaçacak yerimiz yok!” derler.

(İbrahim 21)

Sadık Türkmen Meali:

Hepsi, Allah’ın huzuruna çıkacaklar! Zayıflar, büyüklük taslayan önderlerine diyecekler ki: “Şüphesiz biz size uymuştuk. Allah’ın azabından bir şey bizden savabilir misiniz?” (Önderleri ise) derler ki: “Allah bize yol gösterseydi, elbette biz de size yol gösterirdik. Şimdi sızlansak da sabretsek de bizim için birdir; bizim için kaçıp sığınacak bir yer de yoktur!”

(İbrahim 21)

Seyyid Kutub Meali:

Tüm insanlar Allah'ın huzuruna çıktıklarında güçsüz halk yığınları, büyüklük taslayan önderlere «Biz size bağlı idik, size uymuştuk. Şimdi Allah'ın bize vereceği azabın herhangi bir bölümünü başımızdan savabilecek misiniz?» derler. Önderler ise güçsüzlere şu karşılığı verirler, «Eğer Allah bizi doğru yola iletseydi, biz de sizi doğru yola erdirirdik. Şimdi feryad etsek de, sabretsek de farketmez. Çünkü kaçıp sığınabileceğimiz bir yer yok.»

(İbrahim 21)

Suat Yıldırım Meali:

Bir de bakarsın kıyamet gününde hepsi toplanarak Allah'ın huzuruna çıkmışlar. Zayıflar büyüklük taslayanlara: "Biz," diyecekler, "Sizlere tabi idik. Şimdi siz, bize fayda sağlayıp da Allah'ın azabından azcık bir şey uzaklaştırabiliyor musunuz?"Büyüklük taslayanlar şöyle cevap verecekler: "Ne yapalım? Allah bize yol gösterseydi biz de size gösterirdik.Şimdi biz sabretsek de, sızlansak da sonuç değişmez. Anlaşıldı: Bizim kaçıp sığınacağımız bir yer yok!"

(İbrahim 21)

Süleyman Ateş Meali:

Hepsi Allah'ın huzurunda göründüler. Zayıflar, büyüklük taslayan(önder)ler(in)e: "Biz size tabi idik. Şimdi siz, bizden Allah'ın azabından (en ufak) bir şey savabilir misiniz?" dediler. (Büyüklük taslayanlar kendilerini ma'zur göstermek için: "Ne yapalım?") dediler: "Allah bize yol gösterseydi, biz de size yol gösterirdik. Artık biz sızlansak da, sabretsek de birdir; kaçıp sığınacak bir yerimiz yoktur!"

(İbrahim 21)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ahirette hepsi Allah'ın huzuruna çıkarılır. Zayıflar, kendini güçlü görenlere derler ki "Biz size uyan kimselerdik. Allah'ın herhangi bir azabındanbizi kurtarabilirsiniz değil mi?" Onlar şöyle derler: "Allah bizi yola getirseydi biz de sizi yola getirirdik. Artık sızlansak da bir, katlansak da... Bizim için de kurtuluş yoktur."

(İbrahim 21)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah'ın huzuruna çıktıklarında, zayıflar, büyüklük taslayanlara: "Biz yeryüzünde size uymuştuk. Şimdi Allah'ın azabının bir kısmına engel olabilir misiniz?" derler. Onlar: "Allah bize bir çıkış yolu gösterirse sizi de götürürüz. Artık sızlansak da, sabretsek de aynı; kurtuluş umudu yok" derler.

(İbrahim 21)

Şaban Piriş Meali:

Hepsi Allah'ın huzuruna çıkarlar; güçsüzler, büyüklük taslayanlara: -Biz size uymuştuk, Allah'ın azabından bizi koruyabilir misiniz? derler. Onlar da: -Allah bizi doğru yola eriştirseydi biz de sizi eriştirirdik. Artık sızlansak da sabretsek de birdir, çünkü kaçacak yerimiz yok, derler.

(İbrahim 21)

Talat Koçyiğit Meali:

(Mahşerde) insanların hepsi Allah'ın huzurunda ortaya çıkarlar da zayii olanlar, büyüklenenlere şöyle der "Biz dünyada iken size tâbi idik. Şimdi siz, Allah'ın azabından bir şeyi bizden defedebilecek misiniz?" Onlar da derler ki: "Eğer Allah bize hidayet etseydi, biz de size hidayet ederdik. Şimdi biz sızlansak da sabretsek de birdir; bizim için kaçıp sığınacak bir yer yoktur."

(İbrahim 21)

Tefhimul Kuran Meali:

Onların tümü toplanıp Allah'ın huzuruna (kıyamette) çıktılar da zayıflar (müstaz'aflar) büyüklük taslayanlara (müstekbirlere) dedi ki: «Şüphesiz, biz size tâbi idik; şimdi siz, bizden Allah'ın azabından herhangi bir şeyi önleyebiliyor musunuz?» Dediler ki: «Eğer Allah bize doğru yolu gösterseydi biz de sizlere doğru yolu gösterirdik. Şimdi yakınsak da, sabretsek de farketmez, bizim için kaçacak hiç bir yer yoktur.»

(İbrahim 21)

Ümit Şimşek Meali:

Derken onların hepsi Allah'ın huzuruna çıkarlar. Güçsüz olanları, büyüklük taslayanlara derler ki: “Biz size uymuştuk. Şimdi bizi Allah'ın azabından biraz olsun kurtarabiliyor musunuz?” Onlar ise “Allah bize hidayet verseydi biz de size yol gösterirdik,” derler. “Artık ister feryad edelim, ister sabredelim, bizim için birdir. Sığınacak hiçbir yer yok!”

(İbrahim 21)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hepsi toplu halde, Allah'ın huzuruna çıkmış olacaklar. Ezilip horlananlar, büyüklük taslayanlara diyecekler ki: "Biz sizin birer uydunuzduk. Şimdi siz Allah'ın azabından bir kısmını bizden uzaklaştırabilir misiniz?" Cevap verecekler: "Allah bize kılavuzluk etseydi elbette biz de size kılavuzluk ederdik. Şimdi inleyip feryat etsek de sabretsek de bir. Sığınacak hiçbir yerimiz yok."

(İbrahim 21)