3. Ali İmran Suresi / 99.ayet

De ki: “Ey kitap ehli, niçin bu vahyin doğruluğuna bizzat şahit olduğunuz halde, bunu eğri büğrü göstererek bu vahye inananları Allah’ın yolundan saptırmaya çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınıza karşı asla duyarsız değildir.”

Bknz: (11/18)»(11/19)(14/1)»(14/3)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 99 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

De ki: Ey kitap ehli, kendiniz de tanıksınız, öyle olduğu halde gene zor zoruna ne diye bir eğrilik bulmaya yeltenir de inananları, Allah yolundan döndürmeye çalışırsınız? Allah'sa yaptıklarınızdan gafil değildir ki.

(Ali İmran 99)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

De ki: “Ey Kitap Ehli! Sizler şahitlik ettiğiniz (ve İslam’ın Hakk olduğunu bildiğiniz) halde, ne diye iman edenleri Allah yolundan -onda bir çarpıklık bulmaya yeltenerek- çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.”

(Ali İmran 99)

Abdullah Parlıyan Meali:

De ki: “Ey bize de kitap verildi diyenler! Doğru olduğuna bizzat kendiniz şahit olduğunuz halde, onu eğri göstermeye çalışarak mü'minleri Allah yolundan niçin çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.”

(Ali İmran 99)

Adem Uğur Meali:

De ki: Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

(Ali İmran 99)

Ahmet Hulusi Meali:

De ki: "Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar... Sizler (hakikate) şahit olduğunuz halde niçin onu yanlış göstererek, iman edenleri Allah yolundan alıkoyuyorsunuz? Allah amellerinizden gafil değildir. "

(Ali İmran 99)

Ahmet Tekin Meali:

Sen onlara: “Ey geçmiş kitapları sahiplenenler, Kur'ân'ı bildiğiniz ve doğruları gördüğünüz halde, niçin Allah'ın yolunda, İslâm'da tezat, tenâkuz, pürüz, yalan, sapma arayarak mü'minleri Allah yolundan çevirmeye, İslâmî hayatı yaşamaktan alıkoymaya, İslâmî faaliyetlere mani olmaya kalkışıyorsunuz? Allah işlediğiniz hileli amellerden, tuzaklardan habersiz değildir. Bunlara göre sizi cezalandıracaktır.” de.

(Ali İmran 99)

Ahmet Varol Meali

De ki: "Ey kitap ehli! Hak olduğunu gördüğünüz halde neden onda bir eğrilik göstermeye yeltenerek mü'minleri Allah yolundan çevirmeye çabalıyorsunuz. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir."

(Ali İmran 99)

Ali Bulaç Meali:

De ki: "Ey Kitap Ehli, sizler şahidler olduğunuz halde, ne diye iman edenleri Alah yolundan -onda bir çarpıklık bulmaya yeltenerek- çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir."

(Ali İmran 99)

Ali Fikri Yavuz Meali:

De ki: “- Ey ehl-i kitap! İslâmın hak din olduğunu bildiğiniz halde neden iman edenleri, Allah yolundan (iğriliğini istiyerek) çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan gâfil değildir.”

(Ali İmran 99)

Ali Rıza Sefa Meali:

De ki: "Ey kitap halkı! Tanık olmanıza karşın, Onu çarpık göstermeye çalışarak, inananları, Allah'ın yolundan alıkoymak için neden uğraşıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan zaten habersiz değildir!"

(Ali İmran 99)

Ali Ünal Meali:

De ki: “Ey Kitap Ehli! Doğruluğunun bizzat şahitleri olduğunuz halde, niçin Allah’ın yolunun eğri tanınmasını ve keyfinize göre eğrilip bükülmesini arzu ederek iman edenleri ondan uzaklaştırmaya çalışıyorsunuz? Oysa Allah, yapıp durduklarınızdan asla habersiz ve onlara karşı kayıtsız değildir.”

(Ali İmran 99)

Bahaeddin Sağlam Meali:

De ki: “Ey ehl-i kitap! Neden Müminleri Allah’ın yolundan saptırıyorsunuz? Doğruluğuna şahit olduğunuz halde Allah’ın yolunu eğri görmek istiyorsunuz. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”

(Ali İmran 99)

Bayraktar Bayraklı Meali:

De ki: "Ey kitap ehli! Gerçeği görüp bildiğiniz halde, Allah'ın yolunu niçin eğri göstermeye yeltenerek inananları Allah yolundan çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir."

(Ali İmran 99)

Bekir Sadak Meali:

«Ey Kitab ehli! siz dogru olduguna sahidken, nicin inananlari Allah'in yolunu egri gostermege yeltenerek ondan ceviriyorsunuz? Allah islediklerinizden gafil degildir".

(Ali İmran 99)

Besim Atalay Meali:

Ey kitaplı olanlar! İnanmış olanları, eğrilik dileğiyle niçin Allah yolundan çevirmek istersiniz, sizlerse tanıksınız, Allah habersiz değil sizin yaptığınızdan

(Ali İmran 99)

Celal Yıldırım Meali:

De ki: Ey Kitap Ehli! İmân edenleri neden Allah yolundan —onda bir eğrilik arayarak— döndürmeye çalışıyorsunuz ? Halbuki (son dinin hak olduğuna, Hz. Muhammed'in son Nebî olarak gönderildiğine) şâhid bulunuyorsunuzdur. Allah işlediklerinizden habersiz değildir.

(Ali İmran 99)

Cemal Külünkoğlu Meali:

De ki: “Ey kitap ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın doğru yolunu eğri göstermeye yeltenerek inananları Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.” *

(Ali İmran 99)

Diyanet İşleri Eski Meali:

De ki: "Ey Kitap ehli! Siz doğru olduğuna şahidken, niçin inananları Allah'ın yolunu eğri göstermeğe yeltenerek ondan çeviriyorsunuz? Allah işlediklerinizden gafil değildir".

(Ali İmran 99)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

De ki: "Ey kitab ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde, niçin Allah'ın yolunu eğri ve çelişkili göstermeğe yeltenerek inananları Allah'ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir."

(Ali İmran 99)

Diyanet Vakfı Meali:

De ki: Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

(Ali İmran 99)

Edip Yüksel Meali:

De ki, 'Kitap halkı, doğruya tanık olduğunuz halde neden ALLAH'ın yolunu değiştirmeye yeltenerek inananları saptırıyorsunuz? ALLAH yaptıklarınızdan habersiz değildir.'

(Ali İmran 99)

Elmalılı Orjinal Meali:

De ki ey ehli kitab! niçin Allahın doğru yolundan iman edenleri men'ediyorsunuz, görüb durduğunuz halde niçin onun çarpıklığını istiyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir

(Ali İmran 99)

Elmalılı Yeni Meali:

De ki: "Ey kitap verilenler, niçin inananları Allah'ın doğru yolundan engelliyorsunuz? Görüp durduğunuz halde niçin onun çarpıklığını istiyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir."

(Ali İmran 99)

Erhan Aktaş Meali:

De ki: "Ey Kitap Ehli! Gerçeği görüp bildiğiniz halde, niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek, inanmak isteyenleri O'nun yolundan döndürmeye çalışıyorsunuz! Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.".

(Ali İmran 99)

Gültekin Onan Meali:

De ki "Ey Kitap ehli, sizler şahidler olduğunuz halde ne diye inananları Tanrı yolundan -onda bir çarpıklık bulmaya yeltenerek- çevirmeye çalışıyorsunuz? Tanrı yaptıklarınızdan gafil değildir."

(Ali İmran 99)

Hakkı Yılmaz Meali:

De ki: “Ey Kitap Ehli! Siz tanık olduğunuz hâlde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek inanan kimseleri Allah'ın yolundan çeviriyorsunuz? Allah yaptıklarınıza duyarsız değildir.”

(Ali İmran 99)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

De ki: “Ey Ehl-i Kitap! (Kur’ân’ın Allah tarafından indirildiğine) şahitlerken, niçin onu eğri göstermeye yeltenerek iman edenleri Allah’ın yolundan alıkoymaya çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.”

(Ali İmran 99)

Harun Yıldırım Meali:

De ki: “Ey kitap ehli! Niçin şahit olduğunuz halde onda eğrilik arayarak iman edenleri Allah yolundan vazgeçirmeye çalışıyorsunuz? Elbette ki Allah yaptıklarınızdan asla gafil değildir!”

(Ali İmran 99)

Hasan Basri Çantay:

De ki: "Ey Kitablılar, kendiniz (İslam dininin hak olduğunu Kitablarınızda okuyan) şahidler olduğunuz halde, neye iman edenleri Allah yolundan, kendiniz onda bir eğrilik aramıya yellenerek, döndürmiye çalışıyorsunuz? Allah ne yaparsanız gaafil değil".

(Ali İmran 99)

Hayrat Neşriyat Meali:

De ki: “Ey ehl-i kitab! (Hakka) şâhid kimseler olduğunuz hâlde, niçin ona bir eğrilik arayarak, îmân eden kimseyi Allah yolundan men' ediyorsunuz?” Hâlbuki Allah, yapmaktaolduklarınızdan gafil değildir.

(Ali İmran 99)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Ey kitap halkı! Siz şahitler iken, neden İnanmış olanları Allah'ın yolundan, onda [o yolda] bir eğrilik arayarak, şiddetle geri çeviriyorsunuz? Allah, eylemlerinizden bihaber değildir.

(Ali İmran 99)

Hüseyin Atay Meali:

De ki: "Ey kitaplılar! Siz, doğru olduğunu bilip dururken, niçin Allah’ın yolunda eğrilik arayarak inananları ondan alıkoyuyorsunuz?" Allah işlediklerinizden habersiz değildir.

(Ali İmran 99)

İbni Kesir Meali:

De ki: Ey Ehl-i Kitab, siz gerçeği gördüğünüz halde Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek, iman edenleri niçin ondan çeviriyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

(Ali İmran 99)

İlyas Yorulmaz Meali:

Deki “Ey Kitap ehli! Allah'ın dininde hiçbir eğrilik olmadığına, sizlerde şahitler olmanıza rağmen, iman eden kimseyi yanlışlık (eğrilik) arayarak, niçin Allah'ın yolundan döndürüyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.”

(Ali İmran 99)

İskender Ali Mihr Meali:

De ki: “Ey Kitap ehli! (Gerçeklere) şahit olduğunuz halde, niçin îmân eden kimseleri, onun eğriliğini isteyerek, Allah'ın yolundan men ediyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.”

(Ali İmran 99)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

De ki: «Ey Kitap'lılar! Siz kendiniz gerçeğin ne olduğunu bilirken buna inananları ne diye Allah'ın doğru yolundan çevirir, bu yolda iğrilik ararsınız? Allah sizin bütün işlediklerinizden bilgisiz değildir.»

(Ali İmran 99)

Kadri Çelik Meali:

De ki: “Ey kitab ehli! Siz (doğru olduğuna) şahitken, niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek iman edenleri ondan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.”

(Ali İmran 99)

Mahmut Kısa Meali:

Ve yine onlara de ki: “Ey Kitap Ehli! Kur’an’ın ilâhî bir kitap olduğuna bizzat şâhit olduğunuz hâlde, niçin Allah’ın dosdoğru yolunu çarpıtarak Kur’an’a inananları o yoldan çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan hiç de habersiz değildir.”

(Ali İmran 99)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Aynen de ki: "Ey ehl-i kitap, şahit olduğunuz halde ne diye iman edenleri, Layık olmadığı halde onları zorlayarak bir eğrilik bulmaya çabalar durur, İnatla Allah yolundan çevirmeye çalışırsınız? Allah yaptığınızdan gafil değildir."

(Ali İmran 99)

Mehmet Türk Meali:

“Ey kitap ehli! Siz, Allah’ın yaptıklarınızdan habersiz olmadığını bildiğiniz halde Allah’ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek mü’minleri Allah’ın yolundan niçin çevirmeye kalkışıyorsunuz?” de.

(Ali İmran 99)

Muhammed Celal Şems Meali:

De ki: “Ey Ehl-i Kitap, sizler (hakka) şahit olduğunuz halde, ne diye inananları Allah yolundan alıkoyar ve bu (yolda) eğrilik ararsınız? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”

(Ali İmran 99)

Muhammed Esed Meali:

De ki: "Ey geçmiş vahyin izleyicileri! (Doğru olduğuna) bizzat kendiniz şahit olduğunuz halde onu eğri göstermeye çalışarak, (bu ilahi kelama) iman edenleri neden Allah yolundan alıko(ymaya çabalı)yorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir."

(Ali İmran 99)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yine de ki; "Ey kendilerine kitap verilenler, gerçeğe tanık olduğunuz halde, niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye çalışıp da inananları ondan alıkoyuyorsunuz? Halbuki Allah, yaptıklarınızdan asla habersiz değildir."

(Ali İmran 99)

Mustafa Çavdar Meali:

De ki: “Ey kitap ehli, niçin bu vahyin doğruluğuna bizzat şahit olduğunuz halde, bunu eğri büğrü göstererek bu vahye inananları Allah’ın yolundan saptırmaya çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınıza karşı asla duyarsız değildir.”

Bknz: (11/18)»(11/19) - (14/1)»(14/3)

(Ali İmran 99)

Mustafa Çevik Meali:

98-99 De ki: “Ey kitap ehli! Allah yaptıklarınızın şahidiyken ve Peygamber’in Kur’an ile yaptığı davetin de hak olduğunu bildiğiniz halde onu reddediyor, bozuk ve çarpık göstermeye çalışarak mü’minleri bu yoldan döndürmeye uğraşıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.

(Ali İmran 99)

Mustafa İslamoğlu Meali:

De ki: "Ey önceki vahyin takipçileri! Doğru olduğuna bizzat şahit olduğunuz halde, onu eğri göstermeye çalışarak, iman edenleri niçin Allah yolundan döndürmeye çabalıyorsunuz? Ama Allah yaptıklarınızdan asla gafil değildir.

(Ali İmran 99)

Osman Okur Meali:

De ki: Ey kitap ehli, niçin iman edenleri Allah'ın yolunda eğrilik arayarak saptırmaya çalışıyorsunuz? (Oysa sizde onun doğru olduğunu) görüp duruyorsunuz. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

(Ali İmran 99)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

De ki: «Ey ehl-i kitap! Ne için imân edenleri Allah Teâlâ'nın yolundan men ediyorsunuz? Onun çarpıklığını istiyorsunuz? Halbuki sizler şahitlersiniz, Allah Teâlâ da sizin yaptıklarınızdan gâfil değildir.»

(Ali İmran 99)

Ömer Öngüt Meali:

De ki: “Ey ehl-i kitap! Niçin iman edenleri Allah'ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Hak olduğuna şâhit iken, o yolu eğri göstermeye yelteniyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. ”

(Ali İmran 99)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Ey kendilerine kitap verilenler! İnananları Allah yolundan niçin alıkoyuyorsunuz! Niye o yolun çarpık olmasını istiyorsunuz! Oysa siz gerçeğin tanıklarısınız. Allah yaptıklarınızdan gáfil değildir” de.

(Ali İmran 99)

Sadık Türkmen Meali:

De ki: “Ey kitap ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah’ın yolunu eğri ve çelişkili göstermeye yeltenerek inananları Allah’ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.”

(Ali İmran 99)

Seyyid Kutub Meali:

De ki; 'Ey ehl-i kitap, niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek inananları o yoldan döndürmeye çalışıyorsunuz? Oysa onun doğru olduğunu biliyorsunuz. Allah yaptıklarınızdan kesinlikle habersiz değildir :

(Ali İmran 99)

Suat Yıldırım Meali:

De ki: Ey Ehl-i kitap! Siz gerçeği görüp bildiğiniz halde, niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek iman edenleri Allah yolundan men ediyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

(Ali İmran 99)

Süleyman Ateş Meali:

De ki: "Ey Kitap ehli, gerçeğe tanık olduğunuz halde, niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeğe yeltenerek, inanmak isteyenleri Allah yolundan çevirmeğe çalışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir."

(Ali İmran 99)

Süleymaniye Vakfı Meali:

De ki "Ey Ehl-i Kitap![1] İnanmış kimseleri neden Allah'ın yolundan engelliyorsunuz? Neden o yolda anlaşılmayacak biçimde bir eğrilik[2] oluşturmaya çalışıyorsunuz? Üstelik bunu bile bile yapıyorsunuz. Yaptığınız hiçbir şey, Allah'a gizli kalmaz."

1) Kitaplarında uzman olan kişiler
2)İveç: Dışarıdan bakıldığında kolaylıkla anlaşılamayacak bir eğrilik, çarpıtmadır. Allah'ın gönderdiği bütün Kitaplarda iveç yöntemi ile inananlar saptırılmaya çalışılmıştır. Bkz. (Al-i İmran 3/99), (Araf 7/45, Araf 7/86),  (Hud 11/19), (İbrahim 14/3), (Kehf 18/1)  

(Ali İmran 99)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

De ki: "Ey Kitap Ehli! Doğru olduğunu bildiğiniz halde, eğri göstermeye yeltenerek iman edenleri niçin Allah yolundan alıkoymaya çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir."

(Ali İmran 99)

Şaban Piriş Meali:

De ki: -Ey kitap ehli, niçin iman edenleri Allah'ın yolunda eğrilik arayarak saptırmaya çalışıyorsunuz? (Oysa siz de onun doğru olduğunu) görüp duruyorsunuz. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

(Ali İmran 99)

Talat Koçyiğit Meali:

(Yine onlara) deki: "Ey kitap ehli! (İslam'ın hak din olduğunu kendi kitaplarınızda) görüp dururken, onu eğri gösterip iman edenleri Allah'ın yolundan niçin döndürmeye çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir".

(Ali İmran 99)

Tefhimul Kuran Meali:

De ki: «Ey Kitap Ehli, sizler şahidler olduğunuz halde, ne diye iman edenleri Allah yolundan -onda bir çarpıklık bulmaya yeltenerek- çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah, yapmakta olduklarınızdan gafil değildir.»

(Ali İmran 99)

Ümit Şimşek Meali:

De ki: Ey Kitap Ehli! Gerçeğe tanık olduğunuz halde, niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye çalışıp da inanan kimseyi ondan alıkoyuyorsunuz? Halbuki Allah sizin yaptıklarınızdan asla habersiz değildir.

(Ali İmran 99)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şunu da söyle: "Ey Ehlikitap! Neden iman edenleri Allah yolundan alıkoyuyorsunuz? Gözünüzle gördüğünüz halde, Allah yolunu neden çarpıtmak istiyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir."

(Ali İmran 99)