Öyle bir mabuttur ki rahmetinden önce müjdeci olarak rüzgarları yollar. Sonucu rüzgarlar, ağır yağmur bulutlarını yüklenince onları ölmüş bir ülkeye sevk ederiz, oraya böylece yağmur yağdırırız da her çeşit meyveler yetiştiririz. Düşünün de ibret almaya bakın, çünkü biz, ölüyü de işte böyle diriltiriz.
(Araf 57)
Yaklaşan rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. Yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip, bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de, işte böyle dirilteceğiz. Belki düşünür ders alırsınız.
(Araf 57)
Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Sonunda onlar (o rüzgârlar), ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız.
(Araf 57)
"HU", ki rahmetinin önünden rüzgarları müjdeci olarak irsal eden... Nihayet rüzgarlar ağır bulutları kaldırıp taşırken, onu ölü bir beldeye sevk ederiz; onunla su inzal eder ve onunla her türlü semereden (meyve) çıkarırız... İşte (biz), ölüleri böyle çıkarırız... Umulur ki bunun ne anlama geldiğini düşünürsünüz!
(Araf 57)
Allah, rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak estirendir. Belli bir süre sonra, rüzgârlar yüklü ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi kaldırıp yüklendiği zaman, biz onları ölü bir beldeye hayat vermek için sevkederiz, sürükleriz. O suyu, o beldeye indiririz. O su ile her türlü meyveyı o beldede üretiriz. Biz su ile genetik şifrelerini harekete geçirerek bitkilere hayat verdiğimiz gibi ölüleri de kabirlerden dirilterek çıkarırız. Herhalde düşünür, bundan ibret alırsınız.*
(Araf 57)
Rüzgarları rahmeti öncesinde müjdeci olarak gönderen O'dur. Nitekim bunlar ağır bulutları taşıdıklarında, onları ölü bir beldeye iletiriz. Onlardan su indirir ve onunla her tür ürün çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkarırız. Umulur ki öğüt alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Ki ibret alasınız.
(Araf 57)
Yağmur rahmetinin önünde, rüzgârları müjdeci olarak gönderen O Allah'dır. Nihayet bu rüzgârlar buhar ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıp yüklendiği zaman, bakarsın ki, biz onları ölmüş (kurumuş) memleketlere sevketmişizdir. Böylece, o bulutla, o yere su indiririz de, o su ile her çeşit meyveleri çıkarırız. İşte bu ölü araziden bitkileri (nebâtâtı) çıkardığımız gibi, ölüleri de böyle çıkaracağız (dirilteceğiz). Gerektir ki, düşünür ve ibret alırsınız.
(Araf 57)
Ve O, rahmetinin önünden, muştulayıcı olarak rüzgarları gönderir. Sonunda, ağır bulutları yüklendiğinde, onu, ölü bir yöreye göndeririz. Ardından, onunla su indiririz ve tüm ürünlerden çıkarırız. Ölüleri de işte böyle çıkarırız; böylece, belki öğüt alırsınız.
(Araf 57)
O Allah ki, rahmetinin önünde müjdeci olarak rahmet rüzgârlarını gönderir. Nihayet bu rüzgârlar, o ağır bulutları pek hafifmişçesine kaldırıp yüklendiklerinde, Biz onları ölmüş bir memlekete doğru sevkeder, derken oraya o bildiğiniz suyu indirir ve o su ile her türlüsünden ürünler, meyveler bitiririz. İşte, ölüleri de (kabirlerinden) böyle çıkaracağız. Gerekir ki, düşünüp ibret alasınız.
(Araf 57)
O Allah’tır ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeleyiciler olarak salıverir. Nihayet o rüzgârlar ağır bulutları yüklenince, o bulutları ölü bir şehir için sevk ederiz. Onunla su indiririz. O su ile bütün ürünlerden ortaya çıkarırız. Ölüleri de bunun gibi (yerden) çıkarırız. (Düşünün!) Belki ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rüzgarları rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderen O'dur. Nihayet rüzgarlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünüp ders alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin onunde, mujdeci olarak ruzgarlari gonderen Allah'tir. Ruzgarlar, yagmur yuklu bulutlari tasidiginda, onu olu bir memlekete gonderir, su indirir ve onunla her turlu urunu yetistiririz; oluleri de bunun gibi diriltip, ciraririz; belki bundan ibret alirsiniz.
(Araf 57)
Önceden, yağmurun müjdecisi bulunan, yelleri gönderen o, bunlar ağır bulutları yüklendiğinde, kurak olan bir yeri, onunla sularız, bulutlardan su indiririz, onunla her türlü yemişleri bitiririz, ölmüş bulunanları işte böyle diriltiriz, umulur ki anlıyasız
(Araf 57)
Ve O Allah ki, (yağmur) rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderir. Nihayet rüzgârlar (yağmur yüklü) ağır bulutları taşır da biz onu ölü bir memlekete sevkedip onunla su indirir ve onunla her çeşit meyveleri, ürünleri çıkarırız. İşte bunun gibi, ölüleri de (diriltip) çıkaracağız. Olur ki, (bunu yeterince) düşünür de öğüt ve ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O'dur. Nihayet o rüzgârlar, topladığı (yağmur dolu) ağır bulutları yüklendiğinde; biz, onu ölü bir memlekete göndeririz; derken onunla su indirir ve o su ile de türlü türlü mahsuller yetiştiririz. İşte ölüleri de böyle (diriltip) çıkarırız. Umulur ki iyice düşünüp ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen Allah'tır. Rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları taşıdığında, onu ölü bir memlekete gönderir, su indirir ve onunla her türlü ürünü yetiştiririz; ölüleri de bunun gibi diriltip, çıkarırız; belki bundan ibret alırsınız.
(Araf 57)
O, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde(yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz.
(Araf 57)
Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Sonunda onlar (o rüzgârlar), ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız.
(Araf 57)
O, rahmetinin bir ön müjdesi olarak rüzgarları gönderendir. Toplanıp yüklendikten sonra ağır bulutları ölü bir toprağa süreriz. Onunla su indirir ve onunla her çeşit ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkarırız. Belki bundan bir öğüt alırsınız.
(Araf 57)
Ve o, o Allahdır ki rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci yollar, nihayet bunlar o ağır ağır bulutları hafif bir şey gibi kaldırıb yüklendiklerinde bakarsın biz onları ölmüş bir memlekete sevketmişizdir derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden semereler çıkarmışızdır, işte ölüleri böyle çıkaracağız, gerektir ki düşünür ıbret alırsınız
(Araf 57)
O, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak yollayan Allah'tır. Nihayet onlar, yağmur yüklü ağır ağır bulutları hafif birşey gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları ölü bir memlekete gönderip oraya su indirmiş ve orada her türlüsünden ürün çıkarmışızdır. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerek ki düşünüp ibret alasınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen O'dur. Rüzgarlar, ağır bulutları yüklenince, onları ölü bir beldeye sevk ederiz. Böylece onunla indirdiğimiz suyla, orada her türlü ürünü çıkarırız. İşte Biz ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki düşünüp öğüt alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz ölüleri de böyle diriltip çıkarırız ki ibret alasınız.
(Araf 57)
Ve O, hatırlarsınız/ öğütlenirsiniz diye, rahmetinin önünde rüzgârları müjdeciler/ dağıtıcılar/ yayıcılar olmak üzere gönderir. O rüzgârlar, yağmur yüklü bulutları yüklenince, onu kurak bir beldeye gönderir, sonra onunla suyu indiririz. Böylece onunla ürünün hepsinden çıkartırız. İşte Biz, ölüleri de böyle çıkaracağız.
(Araf 57)
Rahmeti (gereği yağmurun) öncesinde rüzgârları müjde olarak yollayan O’dur. Bu (rüzgârlar) ağır bulutları yüklendiğinde biz (bulutları kuraklıktan) ölmüş bir beldeye sürükleriz. Onunla su indirir ve onunla her türlü üründen çıkarırız. İşte biz ölüleri de (kabirlerinden) böyle çıkarırız. Umulur ki düşünüp öğüt alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin üzerinde rüzgarları müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağır yüklü bulutları kaldırdığında onları ölmüş bir yere sürükleriz ve bununla oraya su indiririz. Böylece her türlü ürünü çıkartırız. Biz ölüleri de işte böyle çıkarırız, umulur ki ibret alırsınız.
(Araf 57)
O, rahmetinin önünden rüzgarı müjdeci gönderendir. Nihayet bunlar (su ile yüklü) ağır ağır bulutları kaldırıb yüklendiği zaman (görürsün ki) biz on (lar) ı ölmüş bir memlekete sevketmişizdir. Derken ona su indirmişizdir de orada her (türlüsünden) meyveler (mahsuller) çıkarmışızdır. İşte ölüleri de (diriltib kabirlerinden) böyle çıkaracağız biz. Gerek ki (bunları) iyi düşünüb ibret alasınız.
(Araf 57)
Hem O, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderendir. Nihâyet (o rüzgarlar,) ağır (yağmur) bulutlar(ını) yüklendiği zaman, onu ölü bir memlekete sevk ederiz; böylece oraya su indiririz de onunla her çeşit meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri (dekabirlerinden) böyle çıkarırız; tâ ki ibret alasınız!
(Araf 57)
Rüzgarları rahmetinin önünde bir müjde¹ olarak gönderen o'dur. Sonunda [rüzgarlar] ağır bulutu hafif bulup yüklendiği² zaman onu [bulutu] ölü bir beldeye sevk sevk ederiz, ardından onunla suyu indiririz, ardından onunla ürünlerin tümünden çıkarırız. İşte, ölüyü de bunun gibi çıkarıyoruz. Öğüt almanız beklenir.
(Araf 57)
O, yağmurun önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderir. Rüzgarlar yağmur yüklü bulutları taşıdığında, Biz onu ölü bir yere gönderir, onunla su indirir ve onunla her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle diriltip çıkaracağız. Belki hatırlar, düşünürsünüz.
(Araf 57)
O'dur ki rahmetinin önünde rüzgarı müjdeci olarak gönderir. Nihayet bunlar, ağır yüklü bulutları yüklendiğinde; Biz, onu ölü bir memlekete gönderir, su indirir ve onunla her tür mahsulleri yetiştiririz. İşte ölüleri de böylece çıkarırız. Ta ki iyice düşünüp ibret alasınız.
(Araf 57)
Yağmurların (rahmetinin) öncesinde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O dur. Su ile yüklenmiş bulutlar iyice ağırlaşınca, ölü bir beldeyi onunla sularız. Suyu indiren biziz ve o suyla her türlü ürünleri çıkaran da biziz. Ölüleri de böyle çıkaracağız, belki düşünürsünüz.
(Araf 57)
Rahmetin önünde müjdeleyici olarak rüzgârları gönderen O'dur. Ağır bulutları yüklendiği zaman onu ölü bir beldeye sevkettik. Ve de ondan su indirdik. Bu şekilde onunla bütün ürünlerden çıkardık. İşte bunun gibi ölüleri çıkarırız. Böylece tezekkür edersiniz.
(Araf 57)
Esirgeyiciliğinin öncüleri olarak yelleri müjdeleyici gönderen Odur. Sonunda bu yeller yağmurla yüklü olan bulutları kaldırırlar. Biz onları kuraktan ölmüş bir ülkeye süreriz. Derken o bulutlardan su indirir, ondan da her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle diriltiriz, öğütlenesiniz diye.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar yüklü bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir beldeye sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylece onunla bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız; umulur ki kendinize gelirsiniz.
(Araf 57)
Engin lütuf ve rahmetinin önünde, yağmurla gelecek nîmet ve bereketleri müjdeleyici olarak rüzgarları gönderen O’dur. Nihâyet bu rüzgarlar, su taneciklerinden oluşan ve kendisinden çok daha ağır olan yağmur yüklü bulutları yüklenip kaldırınca, onu susuzluktan toprağı çatlamış, bitki örtüsü kurumuş ölü bir bölgeye sürükleriz ve onunla, o çorak topraklara hayat veren yağmurlar yağdırır, peşinden de orada çeşit çeşit ürünler yeşertiriz. İşte biz, aynı hayat verici kudretimizle ölüleri de Kıyâmet Günü böyle diriltip çıkaracağız. Böyle canlı ve anlaşılır misâllerle hakkı ortaya koyuyoruz ki, düşünüp ibret alasınız!
İşte Kur’an ayetleri de, tıpkı rahmet yağmurları gibi ölü kalplere hayat verir. Fakat gönlünü hakîkate kapamış, kibir ve bencilliğin kölesi olmuş insanlar, bu rahmet hazinesinden bir şey alamazlar. Nitekim:
(Araf 57)
Rüzgârları rahmetinin önünde bir müjdeci olarak gönderen (de) O (Allah)’tır. O rüzgârlar yoğunluğu kendilerinden daha ağır olan bulutu yüklenince, onu ölü bir memlekete gönderir,1 sonra onunla yağmur yağdırarak her çeşit ürünü yine onunla yetiştiririz. İşte Biz ölüleri de (kabirlerinden) böyle çıkartırız. Umulur ki düşünüp öğüt alırsınız.*
(Araf 57)
Rahmetinden önce, müjde vermek üzere rüzgârları gönderen, O’dur. (Rüzgârlar) yoğun bulutları yüklenince, Biz onları ölü bir ülkeye süreriz. Sonra ondan su indirir, onunla her çeşit meyve yetiştiririz. İşte Biz, ölüleri (de) böyle çıkarırız ki, bundan öğüt alasınız.
(Araf 57)
Yaklaşan rahmetinin önünde müjdeleyici olarak rüzgarları gönderen Odur; yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz; belki düşünür ders alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen odur. Rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları taşıdığında, onu ölü bir ülkeye gönderir, su indirir ve onunla her türlü ürünü yetiştiririz; ölüleri de bunun gibi diriltip, çıkarırız. Umulur ki, düşünüp bundan ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen Allah’tır. Rüzgâr, ağır ağır yağmur yüklü bulutları bir araya topladığında biz, onu ölü bir toprağa yönlendirir bu yolla su indiririz ve onunla her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlarız. İşte ölüleri de böyle dirilteceğiz. Belki düşünüp, ibret alırsınız.
Bknz: (25/48) - (30/48) - (35/9) - (22/5) - (29/63) - (30/19) - (30/50) - (41/39) - (43/11)
(Araf 57)
Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen Biziz. Yağmur yük lü bulutları bir araya toplayıp onları çorak bölgeye sürükler ve yağmuru yağdırırız. Böylece toprağı canlandırır, çeşit çeşit ürünün yeşerip boy vermesini sağlarız. İşte Biz ölüleri de böyle diriltiriz. Âyetlerimiz, düşünüp ders almak isteyenler için rah metimizin önündeki müjdecileridir.
(Araf 57)
O'dur rüzgarları rahmetinin önüne katıp müjdeci olarak gönderen; nihayet bunlar yağmur yüklü bulutları taşıyınca, onu ölü toprağa doğru sevkedip bu yolla su indiririz ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlarız. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz: belki düşünür de ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Sonun da onlar (o rüzgârlar), ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevk ederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız.
(Araf 57)
Ve O, bir Hâlık-i Zîşan'dır ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet rüzgârları ağır ağır bulutları yüklenince Biz onu bir ölmüş ülkeye sevketmiş oluruz. Derken onunla su indirmiş, sonra da onunla her çeşit meyveleri meydana çıkarmış oluruz. İşte böylece ölüleri de çıkarırız. Gerektir ki, siz düşünüp ibret alasınız.
(Araf 57)
O ki rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci gönderir. Nihayet o rüzgârlar ağır ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir memlekete sevkederiz. Onunla oraya su indirir ve o su ile orada her türlüsünden meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de biz böyle çıkaracağız. Umulur ki bundan ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde rüzgârı müjdeci olarak gönderen, Allah’tır. Rüzgârlar, ağır bulutları hafifmiş gibi yüklendiklerinde, onu ölü bir bölgeye gönderir, ondan su indirir, o suyla da her türlü ürünü çıkartırız. İşte ölüleri de öyle çıkartırız! Belki bunu düşünür de ibret alırsınız!
(Araf 57)
Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgârları gönderen O’dur. Nihayet bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları ölü bir beldeye sevkederiz. Bununla, oraya suyu indiririz de onunla her türden meyve çıkarırız. İşte bunun gibi, ölüleri de böyle çıkarırız! Umulur ki, ibret alırsınız!
(Araf 57)
O ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeleyici olarak gönderir. Bu rüzgârlar yüklü bulutu havada yükseltince onu ölü bir yöreye gönderir, onun aracılığı ile oraya su indiririz, arkasından bunun aracılığı ile her türlü yerden bitiririz. İşte ölüleri de böyle yerden çıkarırız. Ola ki düşünür, ders alırsınız.
(Araf 57)
O'dur ki, rahmeti olan (yağmurun) önünden müjdeci olarak rüzgarlar gönderir. Nihayet bu rüzgarlar o ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları, ekinleri ölmüş bir ülkeye sevk eder, derken oraya su indiririz de orada her türlüsünden meyveler, ürünler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerekir ki düşünür ve ibret alırsınız.
(Araf 57)
O ki rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderir. Nihayet onlar, ağır ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir ülkeye yollarız; onunla su indirir ve türlü türlü meyvalar çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde bundan ibret alırsınız.
(Araf 57)
İkramından önce rüzgarları müjdeci olarak gönderen O'dur[1]. Rüzgarlar yağmur yüklü bulutları taşıyınca ölü toprağa sürer, o buluttan su indirir, onunla her türlü ürünü çıkarırız. İşte ölüleri de böyle diriltiriz, belki bilgilerinizi kullanırsınız...
1)Yağmurun yağması için rüzgarın aşılayıcı bir görevi olduğu bilimsel araştırmalar ile bulunmuştur. (Hicr 15/22)
(Araf 57)
Rahmetini müjdelemek için yelleri estiren O'dur. Bulutlar yağmur yüklü duruma gelince, onları kurak bir beldeye göndeririz de, o bulutlardan, her türlü ürünün yetişmesini sağlayan bir su indiririz. İşte ölüleri de böyle dirilteceğiz. Belki düşünür, ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. Rüzgarlar, ağır ağır yağmur yüklü bulutları yüklendiği zaman; biz, onu ölü bir bölgeye gönderir ve su indiririz. Onunla her türlü ürün çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkaracağız. Belki düşünüp, ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünden müjdeci olarak rüzgârları gönderen Odur. (Öyle ki bu rüzgârlar) yağmur yüklü bulutları yüklendiği zaman, biz onu ölü bir memlekete şevkederiz; sonra o bulutlarla suyu indiririz; sonra da o su ile her çeşit meyveyi çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde düşünüp ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki ibret alırsınız.
(Araf 57)
Rüzgârı rahmetinin önünde müjdeci gönderen de Odur. Nihayet o rüzgâr ağır bulutları yüklendiğinde,(13) Biz onu ölü beldelere gönderir, sonra ondan suyu indirir, o suyla da yerden her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de kabirlerinden Biz böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünür ve ibret alırsınız.*
(Araf 57)
Rüzgarları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyvayı çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız umuluyor.
(Araf 57)