İnsanlara doğru yol kılavuzu Kuran geldiği zaman, onları iman edip mümin olmaktan ve Rabblerinden günahlarının bağışlanmasını dilemekten alıkoyan tek şey; öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini veya ahiret azabının getirilip gözlerinin önüne serilmesini istemeleridir.
18. Kehf Suresi / 55.ayet
Kehf 55 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
İnsanları, kendilerine hidayet geldikten, doğru yol bildirildikten sonra da inanmaktan ve Rablerinden yarlıganma dilemekten meneden şey, ancak evvelkiler hakkındaki yolun, yordamın, dünyada helak edilişin gelmesini, yahut da apaçık bir surette ahiret azabının gelip çatmasını bekleyiş.
(Kehf 55)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Kendilerine hidayet geldiği (Peygamber ve Kitap gönderildiği) zaman, (genellikle) insanları iman etmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey; ancak evvelkilerin sünnetinin (geçmiş ümmetlerin gaflet halinin) kendilerine de gelmesini (istemeleri) veya azabın onları ansızın enselemesi(ni beklemeleri) dir.
(Kehf 55)Abdullah Parlıyan Meali:
İnsanları, kendilerine hidayet geldikten, doğru yol bildirildikten sonra da inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan şey, ancak evvelkilerin başına gelenin başlarına gelmesini, yahut azabın ansızın onları enselemesini beklemeleridir.
(Kehf 55)Adem Uğur Meali:
Kendilerine hidayet geldiğinde insanları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret talep etmekten alıkoyan şey, sadece, öncekilerinin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini, yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir!
(Kehf 55)Ahmet Hulusi Meali:
Kendilerine hakikate giden yola kılavuzluk edecek olan (Rasul) geldiği halde, insanları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret istemekten alıkoyan engel; öncekilerin başına gelenlerin kendilerine de gelmesini veya azabın karşılarına dikilivermesini beklemekten başka ne olabilir ki!
(Kehf 55)Ahmet Tekin Meali:
Kendilerine, doğru yolu gösteren hidayet rehberi, peygamber geldiğinde, insanları iman etmekten ve günahlarından dolayı Rablerinden bağışlanma, koruma kalkanına alınma dilemelerinden alıkoyan şey, yalnızca, geçmiş milletlerin başlarına gelen felâketlerin, kendilerine de gelmesini veya burunlarının ucundaki bir savaşla cezalandırılmalarını beklemeleri olmuştur.*
(Kehf 55)Ahmet Varol Meali
İnsanları, kendilerine hidayet geldiğinde iman etmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan; öncekilerin başına gelenlerin kendilerinin de başlarına gelmesi(ni) veya azabın göz göre göre kendilerine ulaşması(nı beklemeleri)nden başka bir şey değildir.
(Kehf 55)Ali Bulaç Meali:
Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey, ancak evvelkilerin sünnetinin kendilerine de gelmesi veya azabın onları karşılarcasına gelmesi(ni beklemeleri)dir.
(Kehf 55)Ali Fikri Yavuz Meali:
İnsanlara Peygamber ve Kur'ân geldiği zaman, onları iman etmekten ve Rablerine mağfiret dilemekten alıkoyan, ancak kendilerine evvelkilerin sünnetinin (helâk edilenlerin ibret sahnesinin) gelmesini veya ahiret azabının ansızın gözgöre gelip çatmasını beklemek olmuştur.
(Kehf 55)Ali Rıza Sefa Meali:
İnsanlara yol gösteren geldiğinde, onları inanmaktan ve Efendilerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan, öncekilere uygulanan yasaların kendilerine gelmesini veya cezanın gelmesini beklemeleridir.
(Kehf 55)Ali Ünal Meali:
Kendilerine dupduru hidayet kaynağı (Kitap ve Peygamber) geldiği halde insanları inanmaktan ve Rabbilerinin mağfiretini dilemekten alıkoyan, kendilerinden önce yaşayıp gitmiş inkârcı toplumlar gibi davranmaları veya inkâr edip, peygamberlerinden alaylı alaylı getirmesini istedikleri azabın (kendilerine makbul iman fırsatı tanımayacak şekilde) aniden başlarına gelivermesidir.
(Kehf 55)Bahaeddin Sağlam Meali:
Kendilerine hak ve hidayet geldiğinde, insanları iman etmekten, Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan tek şey, evvelkilerin başına gelen helak olma yasasını yahut çeşit çeşit azabın açıkça başlarına gelmesini beklemeleridir.
(Kehf 55)Bayraktar Bayraklı Meali:
Kendilerine hidayet geldiğinde insanları iman etmekten ve Rabblerinden af dilemekten alıkoyan şey, sadece öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini, yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir.
(Kehf 55)Bekir Sadak Meali:
Insanlara dgruluk rehberi gelmisken, onlari inanmaktan, Rablerinden magfiret dilmekten alikoyan oncekilere uygulananin kendilerine de uygulanmasini veya gozleri gore gore azaba ugramayi beklemeleridir.
(Kehf 55)Besim Atalay Meali:
Kılavuz gelmiş iken, insanları inanmaktan, Allahtan yarlığa istemekten de alıkoyan şey, ancak eskilerin başlarına geleni, ya azabın açıkça gelmesini beklemeleridir
(Kehf 55)Celal Yıldırım Meali:
Kendilerine doğru yolu (gösteren) geldiği halde insanları imân etmekten ve Rablarından bağışlanmalarını dilemekten alıkoyan şey, kendilerine de öncekiler hakkında uygulanan (ilâhî) sünnetin gelmesini veya azabın kendilerine yönelip gelmesini (beklemeleridir).
(Kehf 55)Cemal Külünkoğlu Meali:
Kendilerine doğru yolu gösteren (peygamber ve Kur'an) geldiği halde insanları, iman etmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan şey, ancak (onların) önceki (günahkâr) toplumlara uygulanan sürecin (bela ve musibetlerin) kendilerine de uygulanmasını ya da (nihai) azabın ahirette başlarına gelmesini beklemeleridir?
(Kehf 55)Diyanet İşleri Eski Meali:
İnsanlara doğruluk rehberi gelmişken, onları inanmaktan, Rablerinden mağfiret dilemekten alıkoyan öncekilere uygulananın kendilerine de uygulanmasını veya gözleri göre göre azaba uğramayı beklemeleridir.
(Kehf 55)Diyanet İşleri Yeni Meali:
İnsanlara hidayet geldikten sonra onların inanmalarına ve Rab'lerinden mağfiret dilemelerine, ancak, öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesi, ya da kendilerine azabın göz göre göre gelmesi (yönündeki beklentileri) engel olmuştur.
(Kehf 55)Diyanet Vakfı Meali:
Kendilerine hidayet geldiğinde insanları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret talep etmekten alıkoyan şey, sadece, öncekilerinin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini, yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir!
(Kehf 55)Edip Yüksel Meali:
Kendilerine yol gösterici geldiğinde, halkı inanmaktan ve Rab'lerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan şey, öncekilerin sünnetinin (benzer uygulamanın, örneğin, geçmiş toplumlara verilen mucizelerin bir benzerinin) kendilerine de gelmesini veya azabın açıkça karşılarına gelmesini dilemeleridir.
(Kehf 55)Elmalılı Orjinal Meali:
Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber geldiği halde insanları iman etmekten ve günahlarının mağrifetini istemekten alıkoyan da başka değil, ancak kendilerine evvelkilerin sünneti gelmesi veya Ahıret azabının gözleri önüne gelmesi kazıyyesidir
(Kehf 55)Elmalılı Yeni Meali:
Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber geldiğinde insanları iman etmekten ve günahlarının bağışlanmasını istemekten alıkoyan şey, sadece kendilerine, öncekilere gelen dünya azabının gelmesi veya ahiret azabının gözleri önüne serilmesini beklemek olmuştur.
(Kehf 55)Erhan Aktaş Meali:
Kendilerine hidayet[1] geldiği zaman; insanları, Rabb'lerinin bağışlamasını dilemekten ve inanmaktan alıkoyan şey, kendilerinden öncekilerinin başına gelenlerin, kendi başlarına da gelmesini ya da azapla karşı karşıya gelmeyi beklemeleridir.
1)Doğru yola iletme kılavuzu.
Gültekin Onan Meali:
Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve rablerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey, ancak evvelkilerin sünnetinin kendilerine de gelmesi veya azabın onları karşılarcasına gelmesi(ni beklemeleri)dir.
(Kehf 55)Hakkı Yılmaz Meali:
Ve kendilerine doğru yol [kitap, elçi] geldiği zaman, insanların iman etmelerine ve Rablerinden günahlarının bağışlanmasını istemelerine sadece “evvelkiler ile ilgili uygulamaların kendilerine gelmesi ya da önlerine azabın gelmesi” konusu engel oldu.
(Kehf 55)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
İnsanlara hidayet geldiğinde, iman etmelerine ve Rablerinden bağışlanma dilemelerine engel olan şey (şudur:) Öncekilerin başına gelen sünnetin/helakın (kendi başlarına) gelmesini ya da (ahiret) azabını (gözle görecek şekilde) karşılarına gelmesini istemeleridir.
(Kehf 55)Harun Yıldırım Meali:
Kendilerine hidayet geldiğinde insanları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret talep etmekten alıkoyan şey, sadece, öncekilerinin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini, yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir!
(Kehf 55)Hasan Basri Çantay:
İnsanlara hidayet geldiği zaman onların iman etmelerini, Rablerinden mağfiret istemelerini evvelkilerin (mahv-ü helakinde cari ve haakim olan ilahi) sünnetin kendilerine de yetişib çatacağın (ı), yahud onlara gözleri önünde (ahiret) azab (ının) geleceğin (i beklemelerin) den başka bir şey men'etmedi.
(Kehf 55)Hayrat Neşriyat Meali:
Bununla berâber kendilerine hidâyet geldiği zaman, insanları îmân etmekten ve Rablerinden mağfiret dilemekten alıkoyan şey, ancak önceki (ümmet)lere (tatbîk edilmiş)olan (İlâhî) kanunların kendilerine de gelip çatmasını veya göz göre göre azâbın kendilerine gelmesi(ni beklemeleri)dir!
(Kehf 55)Hubeyb Öndeş Meali: /
Doğru yol rehberi kendilerine geldiği zaman, İnsanları inanmaktan ve RAB'lerinden bağışlanma istemekten ancak öncülerin-öncekilerin kanununun kendilerine gelmesini veya azabın açıkça¹ kendilerine gelmesini [beklemeleri] engelledi
(Kehf 55)Hüseyin Atay Meali:
Ve insanlara doğruluk göstergesi gelmişken, onları inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan nedir? Yoksa, öncekilere uygulananın kendilerine de gelmesini mi veya azabın karşılarına gelmesini mi istiyorlar?
(Kehf 55)İbni Kesir Meali:
İnsanlara hidayet geldiğinde; onları inanmaktan ve Rabblarından mağfiret dilemekten alıkoyan; öncekilerin başına gelenlerin kendilerine de gelmesini veya göz göre göre azaba uğramayı beklemeleridir.
(Kehf 55)İlyas Yorulmaz Meali:
Doğru yolu gösteren belgeler geldiğinde, insanları iman etmekten alıkoyan veya Rablerinden bağışlama dilemeye engel olan şey, daha önceki toplumların uygulamaları veya azapla karşı karşıya gelmelerinden başka bir şey değildir.
(Kehf 55)İskender Ali Mihr Meali:
Ve insanları, onlara hidayet geldiği (hidayete davet edildikleri) zaman Rab’lerinin mağfiretini dilemekten ve mü’min olmaktan men eden (alıkoyan) şey, sadece evvelkilerin sünnetinin, onların başına gelmemesi veya azapla karşı karşıya kalmamalarıdır.
(Kehf 55)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Kendilerine doğru yolu gösterici geldikten sonra da insanları inanmaktan, yarlıgama istemekten alıkoyan neydi? Eskilerin başına gelenlerin gelmesini mi, yoksa azabın birdenbire gelmesini mi beklemeleriydi?
(Kehf 55)Kadri Çelik Meali:
Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve rablerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey, ancak evvelkilerin sünnetinin (akıbetinin) kendilerine de gelmesi ya da kendilerine azabın açıkça gelivermesi (karşısında iman edip kurtulacakları yanılgısı içinde bulunmaları) olmuştur.
(Kehf 55)Mahmut Kısa Meali:
Kendilerine yol gösterici ayetlerimiz ulaştığı hâlde, insanları iman etmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan tek sebep, önceki milletlere uygulanan yasaların kendi üzerlerinde uygulanmasını veya kendilerine vaadedilen cehennemazâbının bir an önce gelip karşılarına dikilmesini beklemeleri, bu istekleri hemen gerçekleşmeyince de elçileri yalancılıkla itham etmeleridir.
(Kehf 55)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Filen insanları Rablerinden bağışlanma dilemesinden alıkoyan şey şudur: Kendilerine hidayet geldiğinde, evvelkilerin başlarına gelen şeyler, Evvelkiler gibi kendilerine de ansızın gelmesini beklemeleridir.
(Kehf 55)Mehmet Türk Meali:
Kendilerine hak din geldiği zaman insanları inanmaktan ve günâhlarının bağışlanmasını istemekten alıkoyan şey, sadece öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini yahut vâ’dedilen azabın ansızın gelmesini beklemeleridir.
(Kehf 55)Muhammed Celal Şems Meali:
İnsanları, kendilerine hidayet geldiğinde inanmaktan ve Rablerinden mağfiret dilemekten alıkoyan, öncekilerin durumunun onların (da başına) gelmesini yahut azabın karşılarına çıkmasını (beklemelerinden) başka bir şey değildir.
(Kehf 55)Muhammed Esed Meali:
Nitekim, kendilerine doğru yol rehberi gelmişken insanları imana erişmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan yegane tutum, (onların) önceki (günahkar) toplumlara uygulanan sürecin kendilerine de uygulanmasını ya da (nihai) azabın öte dünyada başlarına gelmesini beklemeleri değil de, nedir?
(Kehf 55)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Kendilerine doğru yolu gösteren bilgi geldiğinde, insanları, inanmaktan ve rablerinden günahlarının bağışlanmasını istemekten alıkoyan şey, yalnızca geçmiş toplumların başlarına gelen felaketlerin kendilerine de gelmesini veya ahiret azabının ansızın göz göre göre gelip çatmasını beklemek olmuştur.
(Kehf 55)Mustafa Çavdar Meali:
İnsanlara doğru yol kılavuzu Kuran geldiği zaman, onları iman edip mümin olmaktan ve Rabblerinden günahlarının bağışlanmasını dilemekten alıkoyan tek şey; öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini veya ahiret azabının getirilip gözlerinin önüne serilmesini istemeleridir.Bknz: (9/70) - (14/9)»(14/13) - (17/94) - (50/12)»(50/14)
(Kehf 55)Mustafa Çevik Meali:
54-56 Biz bu Kur’an ile gerçekleri, insanlara çeşitli misal ve tekrarlarla ayrıntılı biçimde açıkladık. Fakat insanların çoğu âyetlerimiz üzerinde düşünüp gerçeğe ulaşmak yerine körü körüne reddetme yolunu seçtiler. Nitekim kendilerine rehberlik eden kitap ve peygamber gelmesine rağmen, onlar bu tutumlarıyla âdeta kendilerinden öncekilerin başlarına gelen helak edici felaketlerin yahut âhiret azabının başlarına gelmesini bekliyorlar. Oysa Biz, peygamberleri ve kitabı iman edenleri müjdelemek, bundan yüz çevirenleri de uyarmak için gönderiyoruz. Fakat Allah’a nankörlük ederek davetine başkaldıranlar, zulme dayalı beşerî nizamların peşlerine düşüp âyetlerimizle alay ederler.
(Kehf 55)Mustafa İslamoğlu Meali:
Nitekim, kendilerine doğru yolu gösteren rehber geldiği zaman insanları iman etmekten ve Rablerine af dilemekten alıkoyan şey; ya öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini, ya da ahiret azabının gözlerinin önüne konulmasını istemekten başkası değildi.
(Kehf 55)Osman Okur Meali:
Kendilerine doğru yolu gösteren (Elçi ve Kur'an) geldiği halde insanları, iman etmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan şey, ancak (onların) önceki (günahkâr) toplumlara uygulanan sürecin (bela ve musibetlerin) kendilerine de uygulanmasını ya da (nihai) azabın ahirette başlarına gelmesini beklemeleridir?
(Kehf 55)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Kendilerine Hüda (Kur'an) geldiği zaman nâsı imân etmelerinden ve Rablerine istiğfarda bulunmalarından men eden olmadı, ancak kendilerine evvelkilerin sünnetinin (haklarında mukadder olan helâkin) gelmesini veya kendilerini azabın ayânen gelmesini is temeleri olmuştur.
(Kehf 55)Ömer Öngüt Meali:
Kendilerine hidayet geldiğinde, insanları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret dilemekten alıkoyan şey; daha öncekilerin sünnetini (onların başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesini), yahut azabın göz göre göre kendilerine gelmesini beklemeleridir.
(Kehf 55)Ömer Sevinçgül Meali:
Kendilerine doğru yol bilgisi gelince, insanları, inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan, önceki toplumlara uygulanan yasanın ‘azgın topluluklara gönderilen azabın’ kendilerine de uygulanmasını ya da ‘ahiretteki’ azabın belirmesini beklemeleri olmuştur.
(Kehf 55)Sadık Türkmen Meali:
İnsanları, kendilerine hidayet/yol gösterici Kitap/Kur’an geldiği zaman, inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan şey; öncekilere uygulanan sünnetin/uygulamanın kendilerine de uygulanması veya azabın açıkça karşılarına gelmesini istemeleridir, (zira kitapta anlatılanlara inanmıyorlar).
(Kehf 55)Seyyid Kutub Meali:
İnsanlara doğru yola ileten bilgi geldikten sonra onların iman etmelerine ve tövbe edip Allah'a yönelmelerine engel olan tek şey, eski sapık milletler hakkında işleyen ilahi yasaların kendileri hakkında da işlemesini ya da somut azapla yüzyüze gelmeyi beklemeleridir.
(Kehf 55)Suat Yıldırım Meali:
O insanları, kendilerine peygamber geldiği halde, inanmaktan ve Rab'lerinden af dilemekten alıkoyan şey, sırf Allah'ın düsturu uyarınca, evvelki ümmetlerin başına gelen azabın kendilerinin de başlarına gelmesini yahut ahiret azabının gözlerinin önüne konulmasını beklemeleridir.
(Kehf 55)Süleyman Ateş Meali:
Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rablerine istiğfar etmekten alıkoyan şey, ancak evvelkilerin yasasının kendilerine de gelmesi(ni) yahut azabın açıkça karşılarına gelmesi(ni beklemeleri)dir.
(Kehf 55)Süleymaniye Vakfı Meali:
Kendilerine doğru yolu gösteren biri çıktığında insanları inanıp güvenmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan nedir? Eskilerin başına gelenlerin gelmesini veya ahiret azabının[1] karşılarına dikilmesini mi bekliyorlar?
1)الْعَذَابُ kelimesine Kehf 18/52 ve Kehf 18/53. ayetlerden dolayı ahiret azabı anlamı verilmiştir.
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Doğru yol gösterildiği halde insanların iman etmelerine ve Rablerinden bağışlanma dilemelerine engel olan tutum, önceki toplumlara uygulanan yasanın kendilerine de uygulanmasını veya azabın başlarına gelmesini beklemeleridir.
(Kehf 55)Şaban Piriş Meali:
İnsanlara doğruluk kılavuzu geldiği zaman, onları iman etmekten ve Rablerinden af dilemekten alıkoyan ancak öncekilere uygulananın başlarına gelmesini veya göz önünde bir azabın kendilerine gelmesini beklemeleridir.
(Kehf 55)Talat Koçyiğit Meali:
Kendilerine hidayet gelince insanların îman etmelerine ve Rablarından mağfiret dilemelerine, evelkilerin sünnetinin yahut çeşit çeşit azabın kendilerine de gelmesinden başka bir engel yoktur.
(Kehf 55)Tefhimul Kuran Meali:
Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey, ancak evvelkilerin sünnetinin kendilerine de gelmesi ya da azabın onları karşılarcasına kendilerine gelmesi(ni beklemeleri) dir.
(Kehf 55)Ümit Şimşek Meali:
Kendilerine hidayet geldiğinde iman ederek Rablerinden af dilemekten insanları alıkoyan şey, İlâhî yasa uyarınca evvelkilerin başına gelen cezanın kendi başlarına da gelmesini veya âhiret azabının gözleri önüne konmasını beklemeleri olmuştur.
(Kehf 55)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Kendilerine hidayet geldikten sonra, insanları iman etmekten, Rablerinden af dilemekten alıkoyan şey şundan başkası değildir: Evvelkilerin yol ve yöntemlerinin kendilerine de gelmesini yahut bizzat azabın karşılarına dikilivermesini beklemek.
(Kehf 55)