Eğer biz dileseydik her beldeye ayrı bir uyarıcı gönderirdik.
Öyleyse bu sorumluluğun farkında ol ve sakın gerçeği örtbas eden kâfirlere uyayım deme ve onlara karşı Kuran’la büyük bir gayretle mücadele et!
Biri içilecek kadar tatlı diğeri tuzlu ve acı olan iki denizi iç içe salıveren ve karışmaması için aralarına görünmez bir perde ve aşılmaz bir engel/yasa koyan O’dur.
Yine sudan beşeri var eden ve ona kan ve evlilik yoluyla akrabalık bağları bahşeden O’dur, zaten senin Rabbin kudreti sonsuzdur/ölçü koyandır.
Yine de onlar Allah’tan başka kendilerine yararı da zararı da dokunmayanlara kulluk ediyorlar. Zaten bu kâfir tip, Rabbine hep sırt dönen kişidir.
Biz, seni sadece bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
De ki: – Ben, bu görevime karşılık, dileyenin Rabbine varan bir yol tutması dışında sizden herhangi bir ücret istemiyorum.
Ve sen de hiç ölmeyecek ve daima diri olan Allah’a güvenip bağlan ve O’nu överek yüceliğini dillendir. Zira senin Rabbin, kullarının her günahından haberdar olması için yeter.
Çünkü gökleri yeri ve bunların arasındakileri altı aşamada yaratan, sonra da onları egemenliği altına alan O’dur. O halde sen her ne isteyeceksen her şeyden haberdar Allah’tan iste!
Onlara: – Rahman’a secde edin, denildiğinde, onlar da “Rahman da neymiş” derler. “Sen neyi emredersen biz ona mı secde edeceğiz?” Derler. Bu onların sadece nefretini artırıyor.
Gökte burçlar yıldız kümeleri var eden ve oraya parlak güneşi ve ışıltılı ayı yerleştiren Rahman ne yüce bir bereket kaynağıdır.
İbret nazarıyla bakmak veya nimetlerin hakkını vermek isteyenler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren yine O’dur.
Rahman’ın iyi kulları, yeryüzünde alçak gönüllü ve vakarlı olarak yürürler. Kendini bilmezlerin sataşmalarına muhatap olduklarında “Selametle” deyip geçerler.
Yine onlar, geceleri kâh secde ederek kâh kıyama durarak Rabblerine ibadetle geçirirler.
Ve şöyle dua ederler: “Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut, çünkü onun azabı çok şiddetli”
Orası ne kötü bir ikametgâh ve ne kötü bir barınaktır!
Ve onlar, harcama yaptıklarında ne israf ederler ne de cimrilik. Zaten ikisinin ortası dengeli ve ölçülü bir yol tutarlar.
Ve Rahmanın kulları, Allah ile beraber başka bir ilaha dua ile yalvarıp yakarmazlar. Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa ağır bir cezaya uğrar.
Kıyamet günü, onun azabı kat be kat katlanır, hor ve hakir bir biçimde cehennemde kalır.
Ancak tövbe ile dönüş yapan, iman edip doğru ve güzel işler yapanlar, işte bunlar Allah’ın kötülüklerini iyiliklere çevireceği kimselerdir. Zira Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır.
Evet kim günahlardan dönüş yapıp doğru ve güzel işler yaparsa, işte o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a yönelmiş olur.
Ve Rahman’ın iyi kulları yalan yere şahitlik etmezler. Çirkin söz ve davranışlara muhatap olduklarında olgunluk ve vakarla oradan geçip giderler.
Ve kendilerine Rabblerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, bu ayetlere karşı kör ve sağır davranmazlar.
Ve onlar şöyle dua ederler: Rabbimiz! Bizlere, göz aydınlığı olacak eşler ve çocuklar lütfeyle ve bizi duyarlı kimselere önder/imam eyle.
İşte bunlar Allah yolunda gösterdikleri direnç ve sebattan dolayı cennetlerde köşklerle ödüllendirilecekler ve orada mutluluk, esenlik ve selam dilekleriyle karşılanacaklar.
Onlar orada kalıcıdırlar. Orası ne güzel bir konut ve ne güzel makam!
De ki: – Sizin dua ve kulluğunuz olmasa Rabbim size niye değer versin ki? Siz ki gerçeklere karşı yalana sarıldınız, iyi bilin ki bunun vebali yakanızı hiç bırakmayacak.