Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :
Sonunda işlemiş oldukları günahların cezası başlarına gelmişti. Aynı şekilde şunlardan yanlışta ısrar eden zalimlerinde işledikleri kötülüklerinin cezası başlarına gelecektir ve onlar bizim cezalandırmamızdan asla kaçıp kurtulamayacaklardır.
Şimdi onlar Allah’ın dileyip çalışana rızkı yayıp ve bir ölçüye göre verdiğini bilmiyorlar mı? İşte bunda inanan bir toplum için alınacak nice dersler vardır.
De ki:
Ey kötülük işleyerek kendilerini harcayıp yazık eden kullarım, sakın Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Zira O, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır.
Şimdi azap ölüm gelip sizi bulmadan önce Rabbinize yönelin ve O’na yürekten teslim olun aksi halde hiç kimseden yardım göremezsiniz.
Evet bu azap hiç farkında olmadığınız bir anda ansızın başınıza gelmeden önce Rabbinizden size indirilenin en güzeli olan Kuran’a uyun.
Ki sonunda şunu demek zorunda kalmayasınız:
– Eyvah Allah’a karşı işlediğim kusurlardan ve gerçeklerle alay edenlerden olduğum için yazıklar olsun bana.
Yahut “Keşke Allah zorla da olsa beni doğru yola iletseydi de bende ona karşı gelmekten sakınanlardan olsaydım”.
Ve yahut azabı görünce “Keşke bana bir kere daha dünyaya dönme fırsatı verilse de ben de iyi ve güzel işler yapanlardan olsam.
– Hayır, tam aksine, vaktiyle ayetlerim sana gelmişti de sen onlar karşısında yalana sarılmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştun.
Kıyamet günü, Allah hakkında yalan söyleyenlerin suratlarının kapkara kesildiğini görürsün. Böbürlenip büyüklenenler için cehennemde yer mi yok?
Allah, günahlardan sakınanları başarıları sebebiyle kurtaracaktır. Onlara kesinlikle azap dokunmayacak ve onlar üzüntü de çekmeyecekler.
Allah, her şeyin yaratıcısıdır her şeyin vekili ve tek otoritedir.
Göklerin ve yerin kontrolü O’na aittir. Allah’ın ayetlerine inanmayanlar var ya işte tümden kaybedecek onlardır.
De ki:
Ey cahiller topluluğu siz benim Allah’tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz?
Oysa sana ve senden öncekilere şöyle vahyedilmişti:
– Eğer Allah’a ortak edinip şirk koşacak olursan iyi bil ki yaptığın bütün ameller boşa gider ve kesinlikle kaybedenlerden olursun.
Öyleyse, sen sadece Allah’a kulluk et ve daima ona şükredenlerden ol!
Onlar Allah’ın kudret ve yüceliğini hakkıyla tanıyıp kavrayamadılar. Oysa kıyamet gününde bütün yeryüzü onun kudret elinde olacak ve bütün kâinat onun kudret eliyle bir rulo gibi dürülmüş olacaktır. Allah onların ortak edinip şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir.
O gün Sur’a üflenmiş, Allah’ın diledikleri dışında yerde ve göklerde kim varsa hepsi düşüp ölmüştür. Sonra ikinci sura üflendiğinde bir de bakmışsın ki hepsi ayağa kalkmış yargılanmayı bekliyorlar.
İşte o gün yer Rabbinin nuru ile aydınlanmış ve herkesin amel defteri önüne konmuş olacak. Nebiler ve şahitler huzura getirilecek herkes hakkında adaletle hükmedilecek ve hiç kimse haksızlığa uğratılmayacak.
Zira herkese, tüm yaptıklarının karşılığı eksiksiz verilecek. Çünkü Allah, onların neler yapıp ettiğini çok iyi bilmektedir.
O gün gerçekleri örtbas eden kâfirler gruplar halinde cehenneme sevk edilirler. Nihayet oraya varınca cehennemin kapıları açılır ve oranın görevlileri onlara:
– Size aranızdan Rabbinizin ayetlerini okuyup ileten ve sizi bu dehşetli günle karşılaşacağınıza dair uyaran elçiler gelmedi mi? diye soracaklar, onlar da:
– Evet, geldi, diyecekler. Fakat artık bu kâfirler için azap hükmü çoktan kesinleşmiş olacak.
Onlara denilir ki:
– Haydi, içinde kalmak üzere girin cehennem kapılarından! Küstahça böbürlenenler için ne berbat bir yerdir orası!
Rablerine karşı gelmekten korunanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Nihayet kapıları zaten açık olan cennete vardıklarında oranın görevlileri onlara;
– Selamün Aleyküm ne mutlu size, haydi şimdi sonsuza dek kalmak üzere buyurun cennete! Denilecek.
Onlar da şöyle karşılık verecekler:
– Tüm övgüler, bize verdiği vaadi yerine getiren ve dilediğimiz yere yerleşebileceğimiz bu cenneti bize bahşeden Allah’a aittir! Ne güzeldir çalışıp çabalayanların ödülü!
O gün sen meleklerin arşın etrafını çevrelemiş bir halde övgü ile Rabblerinin sonsuz yüceliğini dillendirdiğini görürsün. Ki o gün insanlar arasında adaletle hükmedilir ve meleklerin şu nidaları yankılanır:
– Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi/sahibi olan Allah’a mahsustur!
Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :