Acıklı azabı görünceye kadar bu Kuran’a inanmadılar.
Ama o azap, onlara hiç beklemedikleri bir anda ansızın gelir.
İşte o zaman onlar: Bize birazcık mühlet verilmeyecek mi? derler.
Oysa onlar, önceden azabımızın ansızın gelmesini istemiyorlar mıydı?
Düşünsene bir, biz onlara yıllarca safa sürmeleri için fırsat versek de,
Sonra da onlara vaat edilen azap başlarına gelse.
Peki yıllarca sürmüş oldukları safa onlara ne fayda sağlar?
Zira biz uyarıcılar göndermediğimiz hiçbir ülkeyi helak etmedik.
Gerçekleri hatırlatan bir uyarıcı. Yoksa biz kimseye zulmederek haksızlık edecek değiliz.
Hem bu Kuran’ı şeytanlar indirmiş değildir.
Zira bu onların işi değil ve hem buna güçleri de yetmez.
Çünkü onlar, vahyi işitmekten bile men edilmişlerdir.
Sakın ola ki Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, yoksa cezalandırılanlardan olursun.
Sana tabi olan müminlere de kol kanat ger!
Eğer sana karşı gelenler olursa onlara, ben sizin yaptıklarınızdan uzağım, de.
Ve sen sınırsız güç sahibi ve sonsuz rahmet kaynağı olan Allah’a güvenip bağlan!
Zira O, seni tek başına namaza kalktığın zaman da görür;
Secde edenlerle birlikte namaz kılarken de hal ve hareketlerini de.
Çünkü O, her şeyi işiten ve her şeyi bilendir.
Peki şeytanların kimlere indiğini size haber vereyim mi?
Onlar nerede bir iftiracı, nerede bir günahkâr varsa onlara inerler.
Çünkü onlar Şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu zaten yalancıdır.
Görmez misin ki onlar, boş kuruntu ve hayal dünyasında şaşkın şaşkın dolaşırlar.
Ve yapmadıkları şeyleri söyler dururlar.
Ancak iman eden, iyi ve güzel işler yapan, Allah’ı sürekli gündeminde tutan ve zulme uğradıktan sonra kendilerini savunanlar hariç. Sonunda o zalimler nasıl bir devrim ile devrileceklerini yakında anlayacaklar.