20. Taha Suresi / 121.ayet

Nihayet her ikisi de şeytanın vesvesesine uyarak kötülüğü/günahı işlediler, yaptıklarının farkına varınca da yanlışlarını örtmeye başladılar.

Bknz: (2/30)»(2/39)(7/11)»(7/25)(15/28)»(15/44)(17/62)»(17/65)(18/50)(38/71)»(38/85)

Mustafa Çavdar Meali

Taha 121 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İkisi de o ağacın meyvesından yediler de avret yerlerini gördüler ve cennetteki ağaçların yapraklarıyla avret yerlerini örtmeye koyuldular ve Âdem, Rabbinin emrine karşı geldi de umduğundan mahrum oldu.

(Taha 121)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Böylece ikisi birden (Adem’le Havva bu yasağı unutuverdiler ve) ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp-örtmeye başladılar. Adem Rabbine karşı gelmiş olduğundan (pişmanlık ve utançla) şaşırıp-kalmıştı.

(Taha 121)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve böylece her ikisi de, o ağacın meyvesinden yediler, cennet elbiselerinden soyuluverdiler de, çıplaklıklarının farkına vardılar, cennet bahçesinden topladıkları yapraklarla üzerlerini örtmeye başladılar. Böylece Adem Rabbinin emrine karşı gelmiş oldu da, ciddi bir hataya düşerek şaşırıp kaldı.

(Taha 121)

Adem Uğur Meali:

Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı.

(Taha 121)

Ahmet Hulusi Meali:

İkisi de (şuur ve bilinç {beden}) ondan (ağacın, bedenselliğin meyvesinden) yediler! SEVAT'ları (bedenleri) hissedilir oldu da Cennet yaprağından (bedensellik duygusunu bilinçteki hissedişleriyle) örtmeye çalıştılar! Adem, Rabbine asi oldu da yaşayışı bozuldu.

(Taha 121)

Ahmet Tekin Meali:

Bunun üzerine o bitkinin mahsulün-den yediler. Kendilerini ayıplatacak fiilleri akıllarına geldi ve edep yerleri açıldı. Üstlerini, Cennetten topladıkları yapraklarla örtmeye çalıştılar. Bu sebeple Âdem Rabbine âsi oldu, düzeni bozuldu, zarar gördü.

(Taha 121)

Ahmet Varol Meali

Böylece ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri açıldı ve cennet yapraklarıyla üstlerini örtmeye başladılar. Adem Rabbinin buyruğuna karşı geldi ve yolu şaşırdı.

(Taha 121)

Ali Bulaç Meali:

Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp örtmeye başladılar. Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp kaldı.

(Taha 121)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. Hemen ayıp yerleri, kendilerine açılıverdi ve üzerlerine Cennet yaprağından örtüb yamamağa başladılar. Adem Rabbine asi oldu da şaşırdı.

(Taha 121)

Ali Rıza Sefa Meali:

Böylece, ikisi de ondan yediler. Bunun üzerine, çıplaklıkları kendilerine açıldı; cennet yapraklarından örtünmeye başladılar. Âdem, Efendisine karşı gelmiş ve yolunu şaşırmıştı.

(Taha 121)

Ali Ünal Meali:

Âdem ve eşi, şeytana kanarak kendilerine yasaklanan ağaçtan yediler de, edep yerleri (ve bütün beşerî hususiyetleri) kendilerine açılıp belli oluverdi ve oraları cennet yapraklarıyla hemen örtmeye giriştiler. Âdem, Rabbisinin emrine tâbi olmadı ve bu sebeple yaptığında isabet kaydetmedi.

(Taha 121)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bunun üzerine o ağaçtan (cinsellik ve nesil ağacından) yediler. Ayıp yerleri onlara göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerine yapıştırmaya başladılar. Âdem Rabbine isyan etti de yanlış bir işe düştü.

(Taha 121)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bunun üzerine ikisi de ağaçtan yedi, ayıp yerleri görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Adem, Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı.

(Taha 121)

Bekir Sadak Meali:

Bunun uzerine ikisi de o agacin meyvasindan yedi, ayip yerleri gorunuverdi. Cennet yapraklariyla ortunmeye koyuldular. Adem, Rabbine bas kaldirdi ve yolunu sasirdi.

(Taha 121)

Besim Atalay Meali:

İkisi de o ağaçtan yediler, utanç yerleri açıldı, cennet yaprağiyle örtüşmeye koyuldular, hemencek Âdem, Tanrısına karşı durdu, azgınlık etti

(Taha 121)

Celal Yıldırım Meali:

Bunun üzerine Âdem'le eşi o ağaçtan yediler. Bu sebeple edep yerleri açılıverdi. Üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmeğe başladılar ve böylece Âdem, Rabbına karşı geldi de şaşırıp kaldı.

(Taha 121)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Böylece ikisi de o ağacın meyvesinden yediler. Meyveyi tadar tatmaz (üzerlerindeki cennet elbisesi bir ceza olarak gitti ve) ayıp yerleri açığa çıktı. Bunun üzerine cennetteki ağaçların yaprakları ile örtünmeye koyuldular. (Böylece) Âdem (yanılarak da olsa) Rabbine karşı geldi ve şaşırıp kaldı.

(Taha 121)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bunun üzerine ikisi de o ağacın meyvesinden yedi, ayıp yerleri görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Adem, Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı.

(Taha 121)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Bunun üzerine onlar (Adem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Adem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı.

(Taha 121)

Diyanet Vakfı Meali:

Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı.

(Taha 121)

Edip Yüksel Meali:

İkisi de ondan yediler ve bunun üzerine vucutları kendilerine göründü. Cennetin yaprakları ile örtünmeye çalıştılar. Adem Rabbine karşı geldi ve şaşırdı.

(Taha 121)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bunun üzerine ikisi de ondan yediler, derhal kendilerine kötü yerleri açılıverdi ve üzerlerine Cennet yaprağından yamamağa başladılar ve Adem rabbına asiy oldu da şaşkın düştü

(Taha 121)

Elmalılı Yeni Meali:

Bunun üzerine ikisi de ondan yediler; hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp göründü, üzerlerine cennet yaprağından yamamağa başladılar ve Adem Rabbine asi oldu da şaşkın düştü.

(Taha 121)

Erhan Aktaş Meali:

Bunun üzerine ikisi de ondan yediler. Hemen çirkinlikleri[1] kendilerine görünüverdi. Cennet yaprağından örtmeye başladılar. Âdem, Rabb'ine asilik edip yanıldı.

1)Ayette; "sev'atu-huma" sözcüğüne, "avret yerlerinin açığa çıkması" veya "ayıp yerlerinin gözükmesi" şeklinde anlam verilmesi İsrailiyat'tan kaynaklanmaktadır. İnsanın yaradılış itibariyle "bizatihi" çirkin olan bir organı yoktur. Bu nedenle cinsel organlar için çirkin nitelemesi yapmak doğru değildir. Ayette geçen "sev'ete" sözcüğü "sue" sözcüğünden türemiştir. "Sue" sözcüğü; kötü ve çirkin olan iş, söz ve durum demektir. Dolayısıyla; "örtülmüş çirkinliklerin gösterilmesi, avret yerlerinin açığa çıkarılması değil, olsa olsa insanın fıtratında bulunan "hasenenin (iyiliğin)" karşıtı olan "kötülük" egosunun harekete geçmesi, açığa çıkması şeklinde anlaşılmalıdır. Dikkat edilirse, "ağaç yaprakları" değil, "cennet yaprakları" denmektedir. "Varak" sözcüğü, burada "yaprak" anlamında değil, "mal varlığı" anlamındadır.

(Taha 121)

Gültekin Onan Meali:

Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp örtmeye başladılar. Adem, rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp kaldı.

(Taha 121)

Hakkı Yılmaz Meali:

Bunun üzerine ikisi de mal-mülk, altın tutkunu oldular. Hemen çirkinlikleri kendilerine açılıp görünüverdi. Ve kendi zararlarına, cennet yaprağından örtüp istifçiliğe başladılar. Âdem, Rabbine asi oldu da şaşırdı/azdı.

(Taha 121)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(İkisi) ondan yediler, avret yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarıyla üzerlerini örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti, şaşırdı.

(Taha 121)

Harun Yıldırım Meali:

Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı.

(Taha 121)

Hasan Basri Çantay:

İşte bunun üzerine ikisi de ondan yediler. Hemen kötü yerleri açılıverdi. Üstlerini cennet yaprağından yamamıya başladılar. Adem Rabbine karşı geldi de şaşıb kaldı.

(Taha 121)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bunun üzerine ondan (o ağacın meyvesinden) yediler; böylece (Cennet elbiseleri üzerlerinden hemen alınmakla) avret yerleri kendilerine göründü ve derhâl (bir pişmanlık ve utançla) Cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Böylece Âdem, Rabbi(nin emri)ne âsî oldu da şaşırdı.

(Taha 121)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Derken, o ikisi [Adem ve eşi], ondan [Ağaç'tan] yedi, çirkinlikleri[çirkin yerleri] kendileri için ortaya çıktı. Cennetin yaprağını, üzerlerine kapatmaya başladılar. Adem, RAB'bine isyan etti, böylece [hayatı] mahvoldu.

(Taha 121)

Hüseyin Atay Meali:

Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yedi, ayıp yerleri kendilerine görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Adem Rabbine başkaldırdı ve yolunu şaşırdı.

(Taha 121)

İbni Kesir Meali:

Bunun üzerine ikisi de ondan yediler. Hemen ayıp yerleri açıldı. Üzerlerine cennet yapraklarından yamamaya başladılar. Adem, Rabbına karşı geldi de şaşkın düştü.

(Taha 121)

İlyas Yorulmaz Meali:

Adem ve eşi yasaklanmış o ağaçtan yediler. Bundan sonra her ikisinin çıplaklıkları da meydana çıktı ve cennette bulunan ağaçların yapraklarından çıplaklıklarını örtmeye çalıştılar. Böylece Adem Rabbine isyan edip, azgın oldu.

(Taha 121)

İskender Ali Mihr Meali:

Bunun üzerine ikisi de ondan (o ağaçtan) yediler. O zaman ikisinin de edep yerleri kendilerine açıldı. Cennet yapraklarından üzerlerine örtmeye başladılar. Ve Âdem, Rabbine asi oldu, böylece azdı.

(Taha 121)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Derken ikisi de ondan yediler. Hemen ut yerleri açılıverdi. Üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmiye başladılar. Âdem çalabına karşı geldi, yolunu şaşırdı.

(Taha 121)

Kadri Çelik Meali:

Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine uyumsuzluk gösterdi de kemalinden oldu.

(Taha 121)

Mahmut Kısa Meali:

Böylece, her ikisi de şeytanın yalanlarına kanıp o ağacın meyvesinden yediler ve meyveyi yer yemez, derhal çıplaklıklarının farkına varıp, cennetteki ağaçların yapraklarıyla üzerlerini örtmeye başladılar. Böylece Âdem, Rabb’inin emrine karşı gelerek günah işlemiş oldu.

(Taha 121)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Akabinde ikisi de o ağacın meyvesinden yediler: O an ayıp açıldı ve avretlerini gördüler. Hızlıca cennetteki ağaç yapraklarından yamalar yapıp üstlerini örtmeye başladılar. Adem, Rabbinin buyruğuna karşı gelmiş olduğundan ciddi hatasına şaşırıp kalmıştır.

(Taha 121)

Mehmet Türk Meali:

(Bunun üzerine) ikisi birden ondan yiyince derhal ayıp yerleri kendilerine açılıverdi1 ve hemen üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar.2 Böylece Âdem, Rabbine karşı geldi ve yolunu şaşırdı.*

(Taha 121)

Muhammed Celal Şems Meali:

Her ikisi ondan yediler. Bunun sonucu, onların kusurları kendilerine aşikâr oldu. İkisi de Cennet’in yaprakları ile kendilerini örtmeye başladılar. Âdem, Rabbinin emrine itaat etmeyince, (doğru yoldan) saptı.

(Taha 121)

Muhammed Esed Meali:

Ve böylece her ikisi de o ağac(ın meyvesin)den yediler; bunun üzerine çıplaklıklarının farkına vardılar ve bahçeden topladıkları yapraklarla üzerlerini örtmeye çalıştılar. Ve (böylece) Adem Rabbine karşı geldi ve dolayısıyla ciddi bir hataya düşmüş oldu.

(Taha 121)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonunda o ağacın meyvesinden yediler. Hemen ayıp yerleri açılıverdi. Üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmeye çalıştılar. Böylece Adem, rabbine karşı geldi ve yolunu şaşırdı.

(Taha 121)

Mustafa Çavdar Meali:

Nihayet her ikisi de şeytanın vesvesesine uyarak kötülüğü/günahı işlediler, yaptıklarının farkına varınca da yanlışlarını örtmeye başladılar.

Bknz: (2/30)»(2/39) - (7/11)»(7/25) - (15/28)»(15/44) - (17/62)»(17/65) - (18/50) - (38/71)»(38/85)

(Taha 121)

Mustafa Çevik Meali:

120-121 Gerçek bu kadar açıkça kendilerine bildirilmişken, şeytanlaşmış olan iblis, onlara sinsice sokulup, vesvese vererek dedi ki: “Ben size, sizi ölümsüz kılacak dolayısıyla hiç son bulmayacak bir hayatın, saltanatın yolunu göstereyim mi? Bakın sizi ölümsüz kılacak, işte şu yasak edilen ağaç ve meyvesi” diyerek yaklaşmaları yasaklanmış ağaca yaklaştırıp, meyvesinden de yemeye onları ikna etti, bu yasağı çiğnemeleri üzerine de gördükleri zaman birbirlerinden utanacakları mahrem yerleri kendilerine gözüküverdi, çıplak bir durumda şaşırıp kaldılar ve hemen cennetten topladıkları yapraklarla örtünmeye başladılar. Böylece Âdem ve eşi Rablerine karşı gelmiş, büyük bir yanlışa düşüp günaha girmiş oldular.

(Taha 121)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Derken o ikisi ondan yediler. Bunun ardından kendi cinselliklerinin farkına vardılar ve başladılar has bahçenin yapraklarından topladıklarıyla üzerlerini örtmeye: sonuçta Adem Rabbine karşı gelmiş ve huzurunu bozmuş oldu.

(Taha 121)

Osman Okur Meali:

Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini bahçenin yapraklarından yamayıp-örtmeye başladılar. Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp-kaldı.

(Taha 121)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık ikisi de ondan yediler, hemen ikisi için avret mahalleri açılıverdi. Üzerlerine cennetin yaprağından yapıştırmaya başladılar. Ve Âdem Rabbine âsi oldu da şaşırdı kaldı.

(Taha 121)

Ömer Öngüt Meali:

Bunun üzerine ikisi de o ağacın meyvesinden yediler, ayıp yerleri görünüverdi. Üstlerini cennet yapraklarıyla örtünmeye çalıştılar. Âdem Rabbine âsi olup şaşırdı.

(Taha 121)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onun meyvesinden ikisi de yediler. Bunun üzerine ayıp yerleri kendilerine göründü. Üzerlerine cennet yapraklarından yamamağa başladılar. Âdem, Rabbine başkaldırmış, yolunu şaşırmış oldu.

(Taha 121)

Sadık Türkmen Meali:

Ondan ikisi de yediler. Böylece hemen çıplaklıkları kendilerine görünüverdi. Cennet yaprağıyla üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine asi oldu da (başına gelenlere) şaşırıp kaldı.

(Taha 121)

Seyyid Kutub Meali:

Böylece ikisi de o ağacın meyvasından yediler. Meyvayı tadar tatmaz ayıp yerlerinin farkına vardılar. Bunun üzerine cennetteki ağaçların yaprakları ile örtünmeye koyuldular. Adem Rabb'inin emrine karşı geldi ve yoldan çıktı.

(Taha 121)

Suat Yıldırım Meali:

Derken ikisi de o ağacın meyvesinden yediler. Bunun üzerine edep yerlerinin açık olduğunu fark ettiler. Derhal cennet yapraklarıyla üzerlerini örtmeye başladılar. Böylece Adem Rabbine karşı geldi de şaştı kaldı.

(Taha 121)

Süleyman Ateş Meali:

O ağaçtan yediler. Böylece kendilerine kötü yerleri göründü (üreme organları ortaya çıktı). Üstlerini cennet yaprağıyle örtmeğe başladılar. Adem Rabbinin buyruğuna karşı geldi de şaşırdı.

(Taha 121)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonunda ikisi de o ağaçtan yediler ve her birine diğerinin edep yerleri göründü. Üzerlerini bahçenin yapraklarıyla örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine karşı geldi ve yanlış bir yola girdi.

(Taha 121)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

O ağacın meyvesinden yediklerinde çıplak olduklarının farkına vardılar ve cennetten topladıkları yapraklarla üzerlerini örtmeye çalıştılar. Böylece Âdem Rabbine karşı geldi ve ne yapacağını şaşırdı.

(Taha 121)

Şaban Piriş Meali:

İkisi de ondan yediler, hemen avret yerleri açıldı. Üzerlerini cennet yapraklarıyla kapatmaya çalıştılar. Adem Rabbine asi olmuş ve şaşkına dönmüştü.

(Taha 121)

Talat Koçyiğit Meali:

Bunun üzerine Âdem ve eşi o ağaçtan yemişler, ayıp yerleri kendilerine görünüverince de cennet yapraklarıyle üzerlerini örtmeye başlamışlardı. Âdem Rabbına karşı gelmiş ve yolunu şaşırmıştı.

(Taha 121)

Tefhimul Kuran Meali:

Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp örtmeye başladılar. Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp kaldı.

(Taha 121)

Ümit Şimşek Meali:

O ağaçtan yediklerinde kendilerine çirkin yerleri görünüverdi de Cennet yapraklarıyla örtünmeye çalıştılar. Böylece Âdem Rabbine karşı geldi ve şaşıp kaldı.

(Taha 121)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Nihayet, ikisi de ondan yediler. Bunun üzerine, çirkin yerleri kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Adem, Rabbine isyan etmiş, azmış, ziyana uğramıştı.

(Taha 121)