20. Taha Suresi / 97.ayet

Musa:
– Defol git! Artık sen hayatın boyunca toplumdan dışlanacak ve yalnızlığa mahkûm olarak sapık inancınla baş başa kalacaksın. Bir de hiç kaçıp kurtulamayacağın bir azap seni bekliyor. Şimdi de ısrarla önünde saygıyla eğildiğin şu ilahına bir bak onu yakacağız sonra da küllerini denize savuracağız, dedi.

Bknz: (7/104)»(7/156)(19/51)»(19/53)(23/45)»(23/49)(25/35)(26/10)»(26/48)(28/30)»(28/35)(37/116)»(37/122)

Mustafa Çavdar Meali

Taha 97 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Git hadi dedi Musa, hiç şüphe yok ki hayatta cezan, rastladığına yaklaşma, dokunma bana demendir ve sana bir de azap vaadedilmiştir ki değişmesine imkan yok; kulluğunda bulunup durduğun mabuduna bak da gör, onu biz yakacağız, sonra da kaldırıp denize atacağız.*

(Taha 97)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Hz. Musa Samiri'ye) Dedi ki: "Haydi çekip git, artık senin hayatta (hak ettiğin ceza:) "Bana dokunulmasın" deyip yerinmen (ve insanlarla münasebetten engellenmen) dir. Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azap dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin (altın buzağı heykeli) ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız."

(Taha 97)

Abdullah Parlıyan Meali:

Musa Sâmirî'ye: “Öyle ise defol git. Senin dünya hayatında cezan, her rastladığın kimseye bana yaklaşma, bana dokunma! demendir. Ve şüphesiz senin için, kendisinden asla kaçınamayacağın azap dolu bir buluşma zamanı vardır. Şimdi bak, kendini herşeyinle adayarak tapındığın şu düzmece ilahına, onu nasıl yakacağız ve sonra toza toprağa çevirip, külünü de denize savuracağız.”

(Taha 97)

Adem Uğur Meali:

Musa: Defol! dedi, artık hayatın boyunca sen: "Bana dokunmayın!" diyeceksin. Ayrıca senin için, kurtulamayacağın bir ceza günü var. Tapmakta olduğun tanrına da bak! Yemin ederim, biz onu yakacağız; sonra da onu parça parça edip denize savuracağız!

(Taha 97)

Ahmet Hulusi Meali:

(Musa) dedi ki: "Git! Muhakkak ki hayatın boyunca insanları 'bana dokunmayın' diyerek yanına yaklaştırmamalısın... Ayrıca senin için, kendisine asla karşı çıkamayacağın kesin bir son var... Tapınıp durduğun tanrına bir bak! Kesinlikle onu yakacağız, sonra onu un ufak edip, denize savuracağız. "

(Taha 97)

Ahmet Tekin Meali:

Mûsâ: “Git! Artık hayatın boyunca sen, bana yaklaşmayın, benimle ilişki kurmayın diyerek, insan içinden kovulmuş ve terkedilmiş bir vaziyette, soyun kuruyarak tek başına yaşayacaksın. Ayrıca senin için kurtulamayacağın bir ceza günü var. Tapmakta olduğun, başında bekleyip durduğun tanrına da bak. Yemin ederim biz onu ateşte eriteceğiz. Sonra da onu parçalayarak toz duman halinde denize savuracağız.” dedi.

(Taha 97)

Ahmet Varol Meali

(Musa) dedi ki: "Git! Senin hayat boyunca yapacağın "bana dokunulmasın" demek olacaktır. Senin için kendisinden kaçınamayacağın bir buluşma vakti de vardır. Şimdi kendisine tapındığın şu ilâhına bak! Andolsun biz onu yakacak sonra da darmadağın edip denize savuracağız.

(Taha 97)

Ali Bulaç Meali:

Dedi ki: "Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: "Bana dokunulmasın") deyip yerinmendir." Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azab dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız."

(Taha 97)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Hz. Mûsa ona şöyle) dedi: “- Haydi çekil git. Çünkü senin için hayat boyunca; benimle temas yok” diye söylemen ve (yalnız başına vahşice yaşamaya mahkûm kalacaksın). Hem sana (Kıyamet günü) bir ceza var ki, asla ondan kurtarılamıyacaksın. Bir de ibadet edip durduğun ilâh'ına bak, elbette biz onu yakacağız, sonra da kül edib muhakkak onu denize savuracağız.

(Taha 97)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Defol!" dedi; "Artık, yaşamın boyunca; ‘Bana dokunmayın!' diyeceksin. Çünkü senin için asla kaçamayacağın bir yazgı var. Zaten başında durduğun tanrına bak! Kesinlikle onu yakacağız; sonra, ufalayıp denize savuracağız!"

(Taha 97)

Ali Ünal Meali:

“Terket burayı!” dedi Musa, “Bundan sonra tek başına vahşî gibi bir hayat yaşayacak ve kimseye karışmayacaksın; sana yaklaşacak olana da hastalıklarından dolayı ‘Bana dokunma!’ diyeceksin. Hem senin için asla kaçıp kurtulamayacağın bir ceza daha var. Bak şu karşısında boyun büküp tapındığın ‘ilâh’ına! Biz onu yakacak, sonra unufak edip denize savuracağız.”

(Taha 97)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Musa: “Defol! Artık hayatın boyunca, sen “Bana dokunmayın,” diyeceksin. Ve senin için, onu geçemeyeceğin bir gün vardır. Ve başında beklediğin bu ilahına da bak! Andolsun, biz onu yakacağız, sonra onu denize savuracağız” dedi.

(Taha 97)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Musa, "Defol!" dedi; "Artık hayatın boyunca sen;'bana dokunmayın!' diyeceksin. Ayrıca senin için, kurtulamayacağın bir ceza günü var. Tapmakta olduğun tanrına bak! Yemin ederim, biz onu yakacağız. Sonra da onu parça parça edip denize savuracağız."

(Taha 97)

Bekir Sadak Meali:

Musa: «Defol! Dogrusu artik hayatta, «Bana dokunmayin!» demenden baska yapacagin yoktur. Senin icin asla kacamayacagin bir ceza daha vardir. Durup uzerinde titredigin tanrina bak, onu yakacagiz, sonra denize dokecegiz» dedi.

(Taha 97)

Besim Atalay Meali:

Musa dedi: «Hemen yıkıl, git; dirliğinde cezan, bana «Dokunmayın» demekliğindir, senin için başkaca ceza dahi var, sen onu hiç savamazsın, kendisine tapındığın putunu bir gör, onu yakıp denizlere külünü savuracağız»

(Taha 97)

Celal Yıldırım Meali:

Musâ ona dedi ki: «Defol git; artık hayatta senin ölçü ve anlayışın benimle hiç temasta bulunmayın !' demen olacak ve senin için asla kurtulamıyacağın bir ceza va'desi daha var. Üstüne kapanıp durduğun tanrına bak! Onu önce yakacağız, sonra da külkütük halinde şüphesiz ki denize atacağız».

(Taha 97)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Musa: “Çekil git! Artık sen hayatın boyunca (hastalanıp) bana dokunmayın, benden uzak durun!' diyeceksin, yalnız yaşamaya mahkûm olacaksın. Ayrıca senin asla kurtulamayacağın bir ceza günü var. Şimdi tapınıp durduğun tanrına bak! Biz onu yakacağız, sonra da ufalayıp denize savuracağız” dedi.*

(Taha 97)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Musa: "Defol! Doğrusu artık hayatta, "Bana dokunmayın!" demenden başka yapacağın yoktur. Senin için asla kaçamayacağın bir ceza daha vardır. Durup üzerinde titrediğin tanrına bak, onu yakacağız, sonra denize dökeceğiz" dedi.

(Taha 97)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Musa, "Çekil git! Artık sen hayatın boyunca (hastalanıp) "Bana dokunmak yok!" diyeceksin. Senin için, asla kaçamayacağın bir ceza daha var. Hele şu ibadet edip durduğun ilahına bak! Biz onu elbette yakacağız ve onu muhakkak denize savuracağız.

(Taha 97)

Diyanet Vakfı Meali:

Musa: Defol! dedi, artık hayatın boyunca sen: «Bana dokunmayın!» diyeceksin. Ayrıca senin için, kurtulamayacağın bir ceza günü var. Tapmakta olduğun tanrına da bak! Yemin ederim, biz onu yakacağız; sonra da onu parça parça edip denize savuracağız!  *

(Taha 97)

Edip Yüksel Meali:

Dedi ki, 'Defol! Hayatın boyunca yakına bile gelme. Sana söz verilen bir an var ki ondan kaçamıyacaksın. Tapmakta olduğun tanrına bak, biz onu yakıp denize savuracağız.'

(Taha 97)

Elmalılı Orjinal Meali:

Haydi, dedi, defol, çünkü sana hayatta şöyle demek var, temas yok, hem sana bir vaid var ki ona asla hulfedilmiyeceksin, o başını bekleyip durduğun ilahına da bak, her halde biz onu yakacağız da yakacağız, sonra da kül edip onu muhakkak deryaya dökeceğiz

(Taha 97)

Elmalılı Yeni Meali:

Musa: "Haydi, defol! Çünkü senin cezan, hayat boyunca "Bana dokunmayın!" demendir; ayrıca senin asla kurtulamayacağın bir ceza daha var. O başını bekleyip durduğun tanrına da bak! Onu mutlaka yakacağız da yakacağız. Sonra da onu kül edip muhakkak denize dökeceğiz!

(Taha 97)

Erhan Aktaş Meali:

Musa: "Çek git karşımdan! Artık sen, hayatın boyunca toplumdan dışlanacaksın. Ayrıca senin için, asla kurtulamayacağın bir buluşma günü var. Bir de kendini adadığın ilahına bak! Onu kesinlikle yakacağız. Sonra da savurup denize saçacağız." dedi.

(Taha 97)

Gültekin Onan Meali:

Dedi ki: "Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: "Bana dokunulmasın") deyip yerinmendir." Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azab dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin tanrına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız."

(Taha 97)

Hakkı Yılmaz Meali:

(97-98) Mûsâ: “Haydi git. Artık senin için hayat boyunca ‘Benimle temas yok’ diye söylemen var. Hem senin için asla karşı çıkamayacağın bir buluşma günü daha var. Bir de kulluk edip durduğun ilâhına bak” dedi. –Elbette Biz onu yakacağız, sonra da kesinlikle onu bol suda kökünden yıkacağız. Sizin ilâhınız, ancak Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah'tır. Şüphesiz ki O bilgi yönünden her şeyi kuşatmıştır.–

(Taha 97)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Dedi ki: “Haydi git/defol! Sen hayat boyunca ‘La misas! (Kimse bana dokunmasın, ben de kimseye dokunmayayım.)’ diyeceksin. Ve senin asla şaşmayacak (helak olacağın) bir zamanın vardır. Şimdi de sürekli başında beklediğin ilahına bak! Andolsun ki onu yakacak, sonra da (küllerini) denizde savuracağız.”

(Taha 97)

Harun Yıldırım Meali:

Musa: Defol! dedi, artık hayatın boyunca sen: "Bana dokunmayın!" diyeceksin. Ayrıca senin için, kurtulamayacağın bir ceza günü var. Tapmakta olduğun tanrına da bak! Yemin ederim, biz onu yakacağız; sonra da onu parça parça edip denize savuracağız!

(Taha 97)

Hasan Basri Çantay:

(Musa) dedi: "Haydi (defol) git. Çünkü senin hayaatın boyunca (nasıybin, benimle) temas etmeyin demendir. Sana, senin için şübhesiz asla vaz geçilemeyecek bir ceza günü dahi vardır. Üstüne düşüb tapdığın tanrına bak, biz onu (cayır cayır) yakacağız, sonra onu parça parça edib denize atacağız".

(Taha 97)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Mûsâ:) “(Haydi) git! Artık muhakkak ki sana, (cezâ olarak) hayat boyunca, '(Aman, birbirimize) dokunmak yok!' diyecek olman vardır!(1) Ve elbette sana va'd edilen bir (cezâ) yer(i olan Cehennem) de var ki, ondan (o tehdidden) aslâ döndürülmeyeceksin! Şimdi, ona tapan bir kimse olup durduğun ilâhına bak; elbette (biz) onu cayır cayır yakacağız; sonra da onu kül edip muhakkak denize savuracağız” dedi.*

(Taha 97)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Musa] "O halde git. Artık, gerçekten senin için hayatta 'Dokunmak yok!' demen vardır. Gerçekten, senin için kendisine asla aykırı davranılmayacak bir vaat yeri-zamanı vardır. Gündüzleyin¹ kendisine ibadete kapanan [olduğun] Tanrına bak! Mutlaka onu yakacağız ve mutlaka onu un ufak ederek denize savuracağız." dedi.

(Taha 97)

Hüseyin Atay Meali:

Dedi: "Defol! Doğrusu, hayatta diyeceğin sadece dokunmayın! Ve doğrusu, senin kaçamayacağın bir buluşman vardır. Durup üzerine kapandığın tanrına bak, andolsun onu yakacağız, andolsun ki, sonra onu denize savurdukça savuracağız."

(Taha 97)

İbni Kesir Meali:

Dedi ki: Haydi git, doğrusu hayatta artık; bana dokunmayın, demenden başka yapacağın bir şey yoktur. Bir de senin için hiç kaçamayacağın bir ceza günü var. Sarılıp durduğun üstüne düşüp tapındığın ilahına bak; yemin olsun ki; biz onu yakacağız, sonra da parçaparça edip denize atacağız.

(Taha 97)

İlyas Yorulmaz Meali:

Musa Samiri”ye “Defol git, bundan sonra senin hayatta karşı çıkamayacağın ve bana dokunmayın demekten başka diyeceğin bir sözün yoktur. Şimdi içinizden gelerek samimi bir şekilde ibadet ettiğiniz şu ilahınıza bakın bakalım. Onu nasıl ateşin içine atıp erittikten sonra, parça parça edip denizin içine atacağım” dedi.

(Taha 97)

İskender Ali Mihr Meali:

(Musa A.S): “Artık git! Senin için (söz konusu olan), bütün hayatın boyunca “(bana) dokunmayın” demendir. Muhakkak ki senin için asla vazgeçilmeyecek bir vaad (ceza) vardır. Ve ona, ısrarla kendini vakfettiğin (taptığın) ilâhına bak! Onu mutlaka yakacağız. Sonra da elbette onu, toz haline getirerek (küllerini) savurup denize atacağız.” dedi.

(Taha 97)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Musa dedi: «Haydi, yıkıl git! işte yaşadığın sürece senin cezan bana dokunmayın demek olacaktır. Senin için öbür dünyada da ceza vardır. Ondan cayılmıyacaktır. Tanrını gör işte. O tanrı ki sen ona durmadan tapıyordun. Biz onu, ne olursa olsun, ateşte eriteceğiz. Ondan sonra da ne olursa olsun denize savurdukça savuracağız.

(Taha 97)

Kadri Çelik Meali:

Dedi ki: “Defol! Artık hayatın boyunca sana, “Bana dokunmayın!” demek düşer. Şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın bir de (azap dolu) bir buluşma zamanı vardır. O (ibadet amacıyla) başında bekleyip durduğun ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denize savuracağız.”

(Taha 97)

Mahmut Kısa Meali:

Bunun üzerine Mûsâ, “Öyleyse, derhal çık git buradan!” dedi, hayatın boyunca rastladığın herkese ‘Yanıma yaklaşma, bana dokunma!’ demen senin cezan olacaktır. Bu toplumdan tamamen dışlanacak, bir vahşî gibi yapayalnız yaşamaya mahkûm olacaksın. Bu, işlediğin suçun dünyadaki cezasıdır. Ayrıca sana, öte dünyada asla kurtulamayacağın bir azap vaadedilmiştir! Şimdi, ısrarla tapınıp durduğun şu sözde ilâhına bir bak; onu ateşte eriterek yakacak ve parçalarını denize savuracağız.”

(Taha 97)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Artık haydi defol git! Senin ömrün boyunca yapacağın "bana dokunma" demek olacaktır. Tamamen azap dolu kaçamayacağın bir buluşma vardır sana. Bu azap vaad edilmiştir. Abd olarak eğildiğin mabuduna bak da gör. Onu biz yakacağız ve denize savuracağız.

(Taha 97)

Mehmet Türk Meali:

(Mûsa da): “Derhal (buradan) git! Bundan böyle senin hayatta (hak ettiğin cezâ); ‘aman bana dokunmayın’1 diyerek (toplumun dışına) atılmandır. (Ayrıca) senin için asla kurtulamayacağın bir cezâ günü de var. İbadet edip durduğun şu ilâhına bir bak! Biz onu kesinlikle yakacağız, sonra parça parça edip denizde atacağız.” dedi.*

(Taha 97)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Musa) dedi ki: “Öyleyse çık git. Şüphesiz hayatın boyunca (çekeceğin ceza, herkese bana) dokunmayın demek olacak. (Ceza çekmen için de) belli bir süre tayin edilmiştir, onu asla engelleyemezsin. (Bir de,) karşısında oturup (taptığın) tanrına bak. Biz onu mutlaka yakacağız, sonra (da) onu kesinlikle denize saçıp savuracağız.”

(Taha 97)

Muhammed Esed Meali:

(Musa:) "Git artık" dedi (ona), "ama şunu bil ki, bundan böyle hayat boyunca 'Bana dokunmayın! demekten ibaret olacaktır senin payına düşen! (Öte dünyada ise) hiç kuşkusuz, kaçıp kurtulamayacağın bir yazgı beklemektedir seni! Şimdi bak, kendini her şeyinle adayarak tapındığın şu düzmece tanrına: onu nasıl yakacağız ve sonra toza toprağa çevirip nasıl denize savuracağız!

(Taha 97)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Musa; "Def ol!" dedi. "Artık yaşamın boyunca, 'Bana dokunmayın,' deyip duracaksın. Ayrıca senin için öngörülen bir azap var ki, ondan asla kurtulamayacaksın. Şimdi tapmakta olduğun ilahına bak: Onu yakacağız, sonra da ufalayıp denize savuracağız."

(Taha 97)

Mustafa Çavdar Meali:

Musa: – Defol git! Artık sen hayatın boyunca toplumdan dışlanacak ve yalnızlığa mahkûm olarak sapık inancınla baş başa kalacaksın. Bir de hiç kaçıp kurtulamayacağın bir azap seni bekliyor. Şimdi de ısrarla önünde saygıyla eğildiğin şu ilahına bir bak onu yakacağız sonra da küllerini denize savuracağız, dedi.

Bknz: (7/104)»(7/156) - (19/51)»(19/53) - (23/45)»(23/49) - (25/35) - (26/10)»(26/48) - (28/30)»(28/35) - (37/116)»(37/122)

(Taha 97)

Mustafa Çevik Meali:

97-98 Bunun üzerine Musa Samiri’ye, “Defol git karşımdan, bir daha gözüme görünme, bundan sonra bizler tarafından hep dışlanacak ve yalnızlığa terk edileceksin, ölümünden sonra da asla kaçıp kurtulamayacağın bir azaba mahkûm edileceksin, şimdi şu senin ilah diye insanların önüne koyduğun heykeli de yakıp, küllerini denize atacağız, bak bakalım buna engel olabilecek gücü var mı? Senin de bizim de tek ve gerçek ilahımız Allah’tır. O, sınırsız ilmiyle her şeyi yaratmış ve nizamlarını kurmuştur.”

(Taha 97)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Musa): "Defol, git!" dedi, "Ama iyi bil ki bundan böyle senin hayatın '(Ben) tecrit edildim' demekten ibaret olacaktır. Bir şeyi daha unutma ki, seni (öte dünyada) asla atlatamayacağın bir buluşma daha beklemektedir. Şimde, kendisine tapınmakta bunca ısrar ettiğin ilahına dön de bir bak: onu cayır cayır yakacak, ardından da külünü suya savuracağız!

(Taha 97)

Osman Okur Meali:

Musa "Defol!" dedi. 'Artık hayatın boyunca "Bana dokunmayın" deyip duracaksın. Ayrıca sana vaad edilen bir azap var ki, ondan asla kurtulamayacaksın. Şimdi tapmakta olduğun tanrına bak: Onu yakacağız, sonra da ufalayıp suyun içine savuracağız.'

(Taha 97)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

(Hazreti Mûsa da) dedi ki: «Çık git. Çünkü artık sana hayatta (bulundukça mukadder olan) dokunma yok demektir. Ve muhakkak ki, senin için bir va'de mahalli de vardır ki, ondan asla ayrılmayacaksın. Ve kendisine tapınıp durduğun tanrına da bak. Biz onu elbette ki yakacağız, sonra da onu denizde parça parça edip savuracağız.»

(Taha 97)

Ömer Öngüt Meali:

Musa dedi ki: “Defol, git! Doğrusu artık hayat boyunca: 'Bana dokunmayın!' demenden başka yapacağın bir şey yoktur. Bir de senin için hiç kaçamayacağın bir ceza günü var. Sarılıp durduğun, üstüne düşüp tapındığın ilâhına bak! Biz onu yakacağız, sonra da denize atacağız. ”

(Taha 97)

Ömer Sevinçgül Meali:

Musa da ona, “Çek git!” dedi, “Bundan sonraki hayatında senin payına düşen, “Bana dokunmayın!” demen olacaktır ‘yalnız yaşamaya mahkumsun’. Ahiretteyse asla kaçamayacağın bir ceza seni beklemektedir. Bir türlü bırakamadığın şu tanrına bir baksana! Biz onu yakar kül ederiz, sonra da denize savururuz!”

(Taha 97)

Sadık Türkmen Meali:

(Musa) dedi ki: “Defol git! Hayatın boyunca ‘bana dokunmayın’ diyeceksin. Ayrıca senin için, bir buluşma zamanı vardır; ondan asla geri bırakılmayacaksın. Önünde eğilerek, saygı gösterdiğin/tapındığın şu tanrına/ilâhına bir bak! Biz onu yakacağız, sonra da ufalanmış olarak denize savuracağız.

(Taha 97)

Seyyid Kutub Meali:

Musa ona dedi ki: «Çekil karşımdan» Sen hayatı boyunca insanlara 'Bana değmeyin' demeye mahkûm oldun. Ayrıca asla yakanı kurtaramayacağın başka bir cezan daha vardır. Şimdi tapmaya devam ettiğin ilahının başına neler geleceğini gör. Onu ateşte eriteceğiz, sonra da parçalarını denize atacağız.

(Taha 97)

Suat Yıldırım Meali:

"Defol!" dedi Musa, artık ömür boyunca sen: "Bana dokunmayın, benden uzak durun!" diyeceksin, yalnız yaşamaya mahkum olacaksın. Ayrıca senin asla kurtulamayacağın bir ceza günü var. Şimdi tapınıp durduğun tanrına bak! Biz onu yakacağız, sonra da ufalayıp denize savuracağız."

(Taha 97)

Süleyman Ateş Meali:

(Musa): "Git, dedi. Artık hayat boyunca sen: 'Bana dokunmayın!' diyeceksin (toplumdan refüze edilip yalnız başına kalacaksın), sana va'dedilen bir ceza var ki ondan asla şaşırılmayacaksın (mutlaka o cezanı tam zamanında bulacaksın). Şimdi durup taptığın tanrına bak. Biz onu yakacağız, sonra onu ufalayıp denize savuracağız."

(Taha 97)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Musa: "Öyleyse def ol!" dedi. "Yaşadığın sürece senin cezan 'Bana dokunmayın![1]' demendir. Senin için kaçamayacağın bir gün de var. Yanından ayrılamadığın ilahını gör şimdi. Onu ateşte eritecek sonra da toz halinde denize serpeceğiz."

1) Bu ceza nasıl bir cezadır? 

(Taha 97)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Musa: "Öyleyse defol! Bundan sonra toplumdan dışlandın. Ayrıca ahirette kurtulamayacağın bir ceza var. Şimdi tapınıp durduğun ilahı yakıp denize savurmamızı seyret" dedi.

(Taha 97)

Şaban Piriş Meali:

Musa: -Defol, artık senin için hayatta bana dokunmayın demekten başka bir şey yoktur? Bir de senin için hiç kaçamayacağın bir azap günü var. Sarılıp üzerine titrediğin ilahına bak, şimdi onu yakacağız sonra küllerini denize savuracağız, dedi.

(Taha 97)

Talat Koçyiğit Meali:

Mûsâ da ona demişti ki: "Haydi git; artık bundan sonra hayatta senin için hiç kimseyle temas yok, demekten başka yapacağım bir şey yok ve senin için, kendisinden asla döndürülmeyeceğin bir azâb va'di var. Şimdi sen, ibadet ettiğin ilâhına bak: Onu yakacağız, sonra da küllerini denize saçacağız."

(Taha 97)

Tefhimul Kuran Meali:

Dedi ki: «Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: «Bana dokunulmasın») deyip yerinmendir.» Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azab dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız.»

(Taha 97)

Ümit Şimşek Meali:

Musa “Def ol!” dedi. “Artık hayatın boyunca 'Bana dokunmayın' deyip duracaksın. Ayrıca sana vaad edilen bir azap var ki, ondan asla kurtulamayacaksın. Şimdi tapmakta olduğun tanrına bak: Onu yakacağız, sonra da ufalayıp denize savuracağız.”

(Taha 97)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Musa dedi: "Defol, çünkü sen, hayatın boyunca "bana dokunmayın" diyeceksin! Ve senin için asla kaytaramayacağın bir hesap zamanı da var. O başını bekleyip durduğun tanrına bir bak! Onu kesinlikle yakacağız, sonra da un ufak edip denize dökeceğiz."

(Taha 97)