İkinci sur’a üflenince, bir de bakarlar ki kalkıp, Rablerinin huzuruna doğru koşmaktalar.
– İşte o zaman “Eyvahlar olsun bize, kim kaldırdı bizi kabirlerimizden?” Onlara şöyle karşılık verilecek “İşte bu Rahman’ın vaat ettiği şeydir!” Zaten elçiler hep doğruyu söylemişlerdi.
İşte bütün bunlar yalnızca korkunç bir çığlıktan ibaret. Bir de bakmışsın hepsi huzurumuzda toplanıvermişler.
Ve o gün, hiç kimse hiçbir şekilde haksızlığa uğramayacak ve siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz.
Cennet halkı o gün zevki safa içinde olacaklar.
Kendileri de eşleri de gölgelikler altında tahtlara kurulmuş olacaklar.
Orada, onlar için meyvenin her çeşidi olacak. Hâsılı canlarının istediği her şeyi bulacaklar.
Merhameti sınırsız Rablerin ‘den esenlik ve selam sözü vardır.
Ve siz ey suçlular siz şöyle bir ayrılın bakalım!
(60-61) Evet siz ey Ademoğulları! Size, şeytana kulluk etmeyin, çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır. Sadece bana kulluk edin, işte dosdoğru yol budur, diye uyarmamış mıydım?
(60-61) Evet siz ey Ademoğulları! Size, şeytana kulluk etmeyin, çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır. Sadece bana kulluk edin, işte dosdoğru yol budur, diye uyarmamış mıydım?
Şeytan sizden nesiller boyu birçoğunu saptırmıştı bunu bilip aklınızı başınıza almanız gerekmiyor muydu?
İşte bu size vaat edilen cehennem karşınızda!
Gerçeklere karşı körlük etmenizin bir sonucu olarak şimdi girin oraya!
O gün, onların ağızlarını mühürleyeceğiz, bizimle elleri konuşacak. Ayakları da yaptıklarına şahitlik edecek.
Eğer biz dileseydik, gözlerini büsbütün kör ederdik de yol bulmak için şaşkın şaşkın koşuştururlardı.
Eğer biz dileseydik, onları oldukları durumdan tersyüz eder taşa döndürürdük de ne ileri gitmeye ne de geri dönmeye güçleri yeterdi.
Biz kime uzun ömür verirsek onun güç ve kuvvetini alarak yaratılışını tersine döndürürüz. Hala akıllarını kullanmayacaklar mı?
Biz sana şiir öğretmedik, şairlik senin yapacağın iş değildir. Sana gelen vahiy sadece bir öğüt ve şeref kaynağı ve gerçekleri açıklayan Kuran’dır.
Bu Kuran ile diri olanlar uyarılsın ve gerçekleri örtbas eden kâfirlere de azabın hak olduğu bildirilsin.
Şimdi onlar sahip oldukları hayvanları kudretimizin bir eseri olarak kendileri için yarattığımızı görmüyorlar mı?
Biz o hayvanları onlar için evcilleştirdik. Bir kısmına biniyorlar bir kısmının da etinden yiyorlar.
Bu hayvanlarda, onlar için daha birçok faydalar var, özellikle süt ürünlerinden yararlanıyorlar. Hala bu nimetlerin hakkını vermeyecekler mi?
Buna rağmen onlar, Allah’tan başka kendilerinden yardım umdukları bir takım ilahlar edindiler.
Oysa onların bunlara yardım etmeye asla güçleri yetmez tam aksine kendileri, onları korumak için hazır kıta asker olurlar.
Sakın onların ileri geri konuşmaları seni üzmesin. Zira biz onların gizli saklı tuttuklarını da açığa vurduklarını da çok iyi biliyoruz.
Peki bu insan kendisini bir damla sudan/spermden yarattığımızı hiç düşünmez mi ki kalkmış şimdi bize apaçık bir düşman kesiliyor.
Evet kendisinin nasıl yaratıldığını unutmuş, tutmuş bize bir de misal veriyor ve: – Bu un ufak olmuş kemikleri kim diriltecek? Diyor.
De ki: – Onları ilk defa kim yarattıysa o diriltecek. Zira O, her türlü yaratmayı bilendir.
Öyle ki O, sizin için yaş ağaçtan ateş çıkartmıştır. Nitekim siz onunla ateş yakıyorsunuz.
Peki gökleri ve yeri yaratanın, onların benzerlerini yaratmaya gücü yetmez mi? Elbette yeter! Çünkü Allah, her şeyi bilen mükemmel bir yaratıcıdır.
Zira O, bir şeyin olmasını istediği zaman, O’nun tek yaptığı: “Ol!” Demekten ibarettir. O da hemen oluş sürecine girer.
Kâinattaki her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah yücedir/benzersizdir. Hepiniz bir gün hesap vermek üzere O’na döndürüleceksiniz.