Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :
Biz bir mesajı, başka bir mesaj ile değiştirdiğimizde ki, Allah hangi mesajı indireceğini pek ala bilir. Onlar “Bunu sen uyduruyorsun” derler. Hayır, aslında onların çoğu vahiy gerçeğini bilmiyorlar.
De ki: “Kutsal ruh onu Rabbinden, sana hem imanınızı pekiştirsin hem de Müslümanlara doğru yol haritası ve müjde olsun diye gerçek bir amaç için indirmiştir.”
Biz onların, “Bu Kuran’ı bir insan öğretiyor” dediklerini elbette biliyoruz. Oysa onların kastettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kuran ise apaçık bir Arapçadır.
Allah’ın ayetlerine inanmayanları, Allah asla amaçlarına ulaştırmaz ve onlar için acıklı bir azap vardır.
Zaten böyle bir yalanı ancak Allah’ın ayetlerine inanmayanlar uydurur. İşte onlar yalancıların ta kendileridir.
Kalbi iman ile dopdolu olduğu halde, zorlama ile kâfir oldum diyen kişinin durumu hariç; kim iman ettikten sonra kâfir olur ve kalbini küfre açarsa dünyada Allah’ın gazabına uğrar. Ve ahirette de onlar için korkunç bir azap vardır.
İşte bu azap; onların dünya hayatını ahirete tercih etmelerindendir. Hiç şüphe yok ki, Allah böyle nankör kâfirleri umduklarına ulaştırmayacaktır.
Bunlar Allah’ın mesajını kulakları ile duymak gözleri ile görmek istemeyen kimselerdir, kalplerini de mühürlemişlerdir ve işte bunlar, gaflette olanların ta kendileridir.
Hiç kuşku yok ki onlar, ahirette hepten kaybedecekler.
Öte yandan Rabbin, baskı ve zulme uğradıktan sonra yurtlarından göç eden, sonra da Allah yolunda bütün gayretini sarf eden ve her türlü sıkıntıya direnip sabreden kimseleri gözetecektir. Zira senin Rabbin bundan sonra onlara bağışlama ve merhametiyle muamele edecektir.
Gün gelecek herkes, kendi başının derdine düşecek. Zira o gün herkes, yapıp ettiklerinin karşılığını tastamam alacak ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaktır.
Allah, halkı güven ve refah içinde yaşayan bir şehri örnek olarak veriyor. Onlara rızıkları her bir taraftan bolca gelirken, onlar Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler. Bunun üzerine de Allah yaptıklarından dolayı onlara, açlık ve korku belasını tattırdı.
Zira onlara içlerinden bir elçi gelmişti de onu yalancılıkla suçlamışlardı. Onlar bu haksızlığı yapar dururken azap onları yakalayıverdi.
O halde siz, Allah’ın verdiği rızıkların temiz ve helal olanından yiyin. Ve eğer sadece Allah’a kulluk ediyorsanız, Allah’ın verdiği nimetlere şükredin.
Zira O, size sadece leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanların etlerini haram kıldı. Fakat kim açlıktan dolayı zorda kalırsa, iştah duymadan ve sınırı aşmadan yiyebilir. Şüphesiz ki Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet sahibidir.
Artık bundan böyle gelişi güzel, yalan yanlış konuşarak “Şu helaldir, şu haramdır” demeyin; aksi halde uydurduğunuz yalanı Allah’a iftira etmiş olursunuz. Hiç şüphe yok ki, Allah’a iftira edenler asla iflah olmazlar.
Dünyada kısa ve geçici bir haz, ahirette ise acıklı bir azap onları bekler.
Sana daha önce sözünü ettiğimiz şeyleri Yahudilere de haram kılmıştık. Biz onlara zulmetmiyorduk. Fakat onlar kendi kendilerine zulmedip yazık ediyorlardı.
Sonra da senin Rabbin, cahilce bir kötülük işleyen ve bunun ardından tövbe edip dönüş yapan ve durumunu düzelten kimseleri gözetecektir. Rabbin bundan sonra da eşsiz bir bağışlamayla ve rahmetle onlara muamele edecektir.
Hiç kuşku yok ki İbrahim, Allah’a yürekten bağlı; tek başına ümmet idi. Ve o asla ortak koşan müşriklerden olmadı.
O, her daim Allah’ın nimetlerine şükreden biri idi. Allah da onu seçti ve onu dosdoğru yola yöneltti.
Biz de ona bu dünyada iyilik ve güzellik vermiştik. Şüphesiz o, ahirette de iyiler arasında yerini alacaktır.
İşte bu nedenle sana da “Her türlü şirkten arınmış olan İbrahim’in inanç sistemine uy!” diye vahyettik. Zira o, asla ortak koşan müşriklerden olmadı.
Cumartesi yasağı, sadece inanç sisteminde görüş ayrılığına düşenlerin aleyhine konulmuş bir yasaktır. Hiç şüphesiz ki senin Rabbin, kıyamet günü onların anlaşmazlığa düştükleri konularda gerekli hükmü verecektir.
Sen hikmetle ve güzel öğüt Kuran ile Rabbinin yoluna çağır. Onlarla en güzel bir metotla mücadele et! Şüphesiz ki senin Rabbin, kendi yolundan sapanın kim olduğunu ve doğru yola yönelenlerin de kim olduğunu en iyi bilendir.
Eğer birine ceza verecekseniz, size yapılanın aynısıyla karşılık vermekle yetinin. Eğer sabrederseniz, bu sabredenler için çok daha iyidir.
Ve sen, sana yapılanlara karşı sabret! Bil ki sana sabır/direnme gücü veren Allah’tır. Ve onların sana yaptıklarından dolayı da sakın üzülme, hele çevirdikleri entrikalardan dolayı sakın için daralmasın.
Çünkü Allah, sabredip sakınan ve iyilik yapıp hoşgörülü davrananların yanındadır.
Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :