6. Enam Suresi / 70.ayet

Dünya hayatının aldattığı, (1) böylece dinlerini oyun ve eğlence haline getirenleri kendi haline bırak (2) ve onlara Kuran’la şu gerçeği hatırlat: (3) “Her insan, kazandıkları ile rehin alınacak (4). Onun için Allah ile aralarına koyacakları herhangi bir veli/koruyucu ve şefaatçi olmayacak, (5) verilebilecek her fidyeyi verse bile ondan asla alınmayacak (6). İşte bunlar işledikleri yüzünden helake sürüklenmiş olacaklar, onlar ayetlerime inanmadıkları için içlerini yakıp kavuran bir su ve acıklı bir azap vardır.” (7)

Bknz: 1(31/33)(35/5)(45/35)(53/29) – 2(7/51)(57/20) – 3(6/19)(21/45)(42/7)(50/45) – 4(52/21)(53/39)(74/38) – 5(2/107)(10/18)(32/4)(42/9) – 6(10/54)(13/18)(70/11)»(70/15) – 7(23/105)(27/84)(40/63)(41/15)

Mustafa Çavdar Meali

Enam 70 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Dinlerini bir oyundan, bir eğlenceden ibaret sayan ve dünya yaşayışına aldanan kişileri bırak kendi hallerine. Sen, ancak Kur'an'la öğüt ver de hiç kimse, kazandığı suçlar yüzünden helak olmasın. Ona, Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne bir şefaatçi. Suçlu, varınıyoğunu, kurtuluşu için feda etse kabul edilmez. Kazançları yüzünden helak olanlar, inkarlarından dolayı kaynar su içeceklerdir ve pek acı bir azap vardır onlara.

(Enam 70)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Resulüm! İslamiyet’in gereklerini ve gerçeklerini kendi basit zevklerine alet edip hafife alarak, Ramazan festivalleri, Bayram tatilleri gibi) Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) yapanları, (İslam’ı yaşam imtihanının motoru ve esası değil, bir aksesuarı gibi kullanan) ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılıp aldatanları (uyardığın halde Kur’an’a uymadıkları için, kapıldıkları gaflet içerisinde) bırak (oyalansınlar…) Onunla (bu Kur’an’la) hatırlat ki, bir kimse kendi kazandıklarıyla (işledikleri kötülük, zulüm ve günahları yüzünden şeytani bir gaflet ve cesaretle) helake düşmesin; (artık böylesinin) Allah’tan başka (umut bağladığı ve kendisine yardımcı olacağını sandığı) ne bir velisi, ne de bir şefaatçisi bulunacaktır; (kurtulmak için) her türlü fidyeyi verse de kabul olunmayacaktır. İşte bunlar kazandıkları (haksızlık ve hayâsızlıkları) nın eline teslim edilmiş (kendi kazdıkları tuzağa itilmiş) durumdadır. (Bunlar) İnkârcı olduklarından dolayı onlar için kaynar (irinli) bir içecek ve acı bir azap vardır.

(Enam 70)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu dünya hayatının rahatına dalarak, eğlenceyi ve geçici zevkleri din haline getiren kimseleri, kendi hallerine bırak; ama bu durumda onlara hatırlat ki, ahirette her insan yaptığı yanlışlardan ve haksızlıklardan dolayı, mutlaka rehin tutulacak ve kendisini ne Allah'a karşı koruyacak, ne de kayırıp kollayacak bir kimse bulacaktır. Kendisi için bütün fidyeleri vermeye gayret etse bile, bu kendisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte yaptıkları yanlışlardan dolayı, rehin tutulacak olanlar bu gibi insanlardır. Onlar için Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmelerine karşılık, kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır.

(Enam 70)

Adem Uğur Meali:

Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.

(Enam 70)

Ahmet Hulusi Meali:

Dinlerini bir oyun ve eğlence edinmiş, kendilerini dünya hayatının aldatmış olduğu kimseleri, kendi hallerine bırak. Ancak bununla beraber hatırlat ki; bir nefs, yaptıkları sonucu helake düşmesin! Onun Allah dunundan ne bir Veliyy'i ve ne de bir şefaatçisi olmaz... Her fidyeyi verse de, ondan alınmaz! İşte bunlar yaptıklarının getirisi yüzünden rehin tutulacak olanlardır... Onlar için yakıcı bir içecek ve hakikat bilgisini inkar etmeleri nedeniyle de acı bir azap vardır.

(Enam 70)

Ahmet Tekin Meali:

Dînî sorumlulukları yerine ömürlerini oyunla, eğlenceyle, bayram-seyranla, dünyanın zevk ü sefasıyla geçirenleri; oyunlarını, eğlencelerini, bayramlarını-seyranlarını, dünyanın zevk ü sefasını dînî sorumlulukları yerine ikame edenleri ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bir tarafa bırak. Kur'ân'ı onlara tebliğ et, Kur'an ile onlara öğüt ver: Hiçbir kimse, işlediği ameller sebebiyle felâkete dûçar olmasın; Allah'ın dışında, kulları durumundakilerden bir veli, bir koruyucu, bir otorite, bir dost ve şefaatçinin olmadığını herkes bilsin. O azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, fidye karşılığı azaptan kurtulamaz. Onlar işledikleri ameller, yüklendikleri günahlar yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda devam etmeleri, küfre saplanmaları sebebiyle kaynar bir içecek ve can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.*

(Enam 70)

Ahmet Varol Meali

Dinlerini oyun ve eğlenceye alan ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Ancak onunla (Kur'an'la) uyar ki, bir kimse kazandığından dolayı helake gitmesin. Aksi halde Allah'tan başka ne bir dostu ne de bir şefaatçisi olur. Her türlü fidyeyi verse de kabul edilmez. İşte bu duruma düşenler kazandıklarından dolayı helake sürüklenenlerdir. Onlara inkar etmelerine karşılık kızgın bir içecek ve acıklı bir azap vardır.

(Enam 70)

Ali Bulaç Meali:

Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur'an'la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah'tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.

(Enam 70)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm), bırak o dinlerini bir oyuncak ve eğlence edinip de dünya hayatı kendilerini aldatmış bulunan kimseleri!... Kur'an'la hatırlat ki, bir nefis yaptığı günah yüzünden bir defa helâke düşmesin. O vakit Allah'dan başka, ona, ne bir dost, ne de bir şefaatçi yoktur. Azabı kaldırmak için ne kadar fidye verse alınmaz. Onlar, dünyada kazandıkları günahlar yüzünden helâke düşürülmüşlerdir. Yaptıkları küfür sebebiyle onlara kaynar su ve acıklı bir azab vardır.

(Enam 70)

Ali Rıza Sefa Meali:

Dinlerini oyun ve eğlence edinenlere, dünya yaşamı kendilerini aldatmış olanlara aldırış etme. Ve hiç kimsenin kendi kazandıkları yüzünden yıkıma uğramaması için, Onunla hatırlat. Allah'tan başka ayrıca, ne bir dost ne de bir ara bulucu yoktur. Her türlü kurtulmalık verseler de kabul edilmez. İşte onlar, kazandıkları yüzünden yıkıma uğramışlardır. Nankörlük ettikleri için, kaynar sudan bir içecek ve acı bir ceza vardır.

(Enam 70)

Ali Ünal Meali:

Dinlerini bir oyun ve eğlence edinip onunla diledikleri gibi oynayan ve dünya hayatı kendilerini aldatmış bulunanlarla uğraşma! Sen sadece, kimse (Allah’a şirk koşma gibi) günahlar işleyerek helâke sürüklenmesin diye Kur’ân’ı anlat, onunla nasihatta bulun. Her fert bilsin ki, onun için Allah’tan başka ne bir sahip ve yardımcı ne de bir şefaatçi vardır. (Allah’a karşı şefaatçim olur, beni sahiplenir gibi düşüncelerle O’na şirk koşan herhangi bir kimse şirk koşmasının) karşılığında (Âhiret’te cezadan kurtulmak için) kendince her türlü fidyeyi denkleştirse bile, bu ondan kesinlikle kabul edilmez. Öyleleri, bizzat işleyip de kazandıkları (günahlar) sebebiyle her türlü hayırdan mahrum kalıp helâke sürüklenmiş olanlardır. Sürekli küfür içinde bulunmalarından dolayı onların hakkı, ancak kaynar sudan bir içecek ve pek acı bir azaptır.

(Enam 70)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Dinlerini oyun ve eğlence haline getirip dünya hayatı ile aldananları terk et. Bu Kur’an ile hatırlat ki; kişi yaptıklarından dolayı yakalandığı zaman, Allah’tan başka ne bir sahibi ne de şefaatçisi olacaktır. Her şeyi fidye verse de ondan alınmayacaktır. İşte bu yaptıklarından dolayı tutuklananlar, kâfirliklerinden dolayı onlara kaynar sular ve elem verici bir azap vardır.

(Enam 70)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felakete duçar olmaması için Kur'an ile öğüt ver! O kimse için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçi. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları günahlar yüzünden helake sürüklenmişlerdir. İnkar ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.

(Enam 70)

Bekir Sadak Meali:

Dinlerini oyun ve eglenceye alanlari, dunya hayatinin aldattigi kimseleri birak. Kuran ile ogut ver ki, bir kimse kazandigiyla helake dusmeye gorsun, o takdirde Allah'dan baska ona ne bir yardimci, ne de bir kurtarici bulunur; her turlu fidyeyi de verse kabul olunmaz. KazandÙklarÙndan tr yok olanlar i_te bunlardÙr. kar etmelerinden dolayÙ kÙzgÙn i ecek ve can yakÙcÙ azap onlaradÙr. *

(Enam 70)

Besim Atalay Meali:

Dinlerini eğlence ile, oyuncak yapanları sen bırak, bu dünyanın dirliği, onları aldatmıştır, Kur'an ile öğüt ver ki, yaptığı iş yüzünden kimseye azap edilmeye, ona Allahtan özge, ne bir dost var, ne şefaatçi, elinde bulunanı büsbütün verse dahi, ondan bir şey alınmaz, yaptıkları iş yüzünden, işte bunlar yok olurlar, küfürleri yüzünden de, onlar için ağrıtıcı azapla, kaynar içecek vardır

(Enam 70)

Celal Yıldırım Meali:

Dinlerini oyuncak ve eğlence edinenleri, dünya hayatının aldattığı kimseleri (kendi hallerine) bırak (da bocalayıp dursunlar). Ve Kur'ân ile şunu hatırlat ki, bir kimse kendi kazandığı ile kendini mahvetmeye görsün, (o takdirde) onun için Allah'tan başka ne bir yakın dost, ne de bir şefaatçi vardır. Her türlü fidyeyi de verse kendisinden alınmaz. Kazandıklarına karşılık mahvolanlar işte bunlardır. (Evet) bunlar için inkârlarına karşılık çok kaynar bir içki ve elem verici bir azâb vardır.

(Enam 70)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Dünya hayatının rahatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevkleri dinleri haline getiren kimseleri (kendi hallerine) bırak. O Kur'an ile şunu hatırlat ki; bir kimse kazandığı (günah)tan dolayı felakete düşmeye görsün; artık onun için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. O, (kurtulmak için) bütün varlığını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden felakete sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır. *

(Enam 70)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Kuran ile öğüt ver ki, bir kimse kazandığıyla helake düşmeye görsün, o takdirde Allah'dan başka ona ne bir yardımcı, ne de bir kurtarıcı bulunur; her türlü fidyeyi de verse kabul olunmaz. Kazandıklarından ötürü yok olanlar işte bunlardır. İnkar etmelerinden dolayı kızgın içecek ve can yakıcı azab onlaradır.*

(Enam 70)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak. Hiç kimsenin kazandığı yüzünden mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur'an ile öğüt ver. Yoksa ona Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi. (Kurtuluşu için) her türlü fidyeyi verse de bu ondan kabul edilmez. İşte onlar kazandıkları yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. Küfre saplanıp kalmalarından dolayı onlara çılgınca kaynamış bir içecek ve elem dolu bir azap vardır.

(Enam 70)

Diyanet Vakfı Meali:

Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.

(Enam 70)

Edip Yüksel Meali:

Dinlerini oyun eğlenceye alanları ve dünya hayatına aldananları bırak. Sen bununla (Kuran'la) hatırlat ki, bir kişi kazandığının felaketli sonucunu çekmesin. Onun ALLAH'tan başka bir Sahibi ve Şefaatçisi yoktur. Her türlü fidyeyi verse bile kendisinden kabul edilmez. Bunlar, kazandıklarından dolayı felaketli sonuca uğrayanlarlardır; inkarları yüzünden kaynar sudan bir içkiyi ve acı verici bir azabı hakketmişlerdir

(Enam 70)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bırak o dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatı kendilerini aldatmış bulunan kimseleri de bu vesiyle ile şunu ıhtar et ki bir nefis kendi kesbiyle besalet kabzasına düşmeye görsün o vakıt Allahın huzurı celalinde ona başka ne bir sahabet eden bulunur ne bir şefaat, her dürlü fidyeyi denkleştirse bile kabul edilmez, onlar azabın kabzai besaletine teslim olunmuş kimselerdir, nankörlük ettiklerinden dolayı onlara sade hamimden bir şerab ve elim bir azab vardır

(Enam 70)

Elmalılı Yeni Meali:

Dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatının kendilerini aldattığı kimseleri bırak! Bu vesile ile şunu da ihtar et ki: "Bir kimse yaptıkları yüzünden azabın pençesine düşmeye görsün, o zaman Allah'ın yüce huzurunda O'ndan başka ne bir koruyucu, ne de bir şefaatçi bulunur. Her türlü fidyeyi denkleştirse bile kabul edilmez. Onlar azabın pençesine düşmüş kimselerdir. Nankörlük ettiklerinden dolayı onlara kaynar sudan bir içecek ve gayet acı bir azap vardır.

(Enam 70)

Erhan Aktaş Meali:

Dinlerini oyun ve eğlence edinen, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Hiçbir kimsenin kazandığı şeyle bir felaket yaşamaması için onunla[1] uyar. O kimse için Allah'tan başka ne bir veli ne de bir şefaatçi vardır. O, bütün varlığını fidye olarak verse de ondan kabul edilmez. Onlar, kazandıklarından dolayı mahvolan kimselerdir. Gerçeği yalanlayarak nankörlük etmelerinden dolayı onlar için kaynar sudan bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.

1)Kur'an.

(Enam 70)

Gültekin Onan Meali:

Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kuran'la) hatırlat ki, bir nefs kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Tanrı'dan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfretmelerinden dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.

(Enam 70)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve dinlerini oyun ve eğlence edinmiş/ oyun ve eğlenceyi kendilerine din edinmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olan kimseleri bırak ve Kur’ân ile hatırlat/öğüt ver: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığıyla değişim ve yıkıma düşerse, onun için Allah'ın astlarından bir yardım eden, yol, gösteren koruyan bir yakın kimse ve destekçi, kayırıcı söz konusu olmaz. Suçuna karşı her türlü bedeli ödemeyi istese de ondan alınmaz. İşte bunlar, kazandıkları ile değişime/yıkıma uğrayan kimselerdir. İyilikbilmezlik ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.

(Enam 70)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatının kendilerini aldattığı kimseleri (kendi hâllerine) terk et. (Kur’ân’la) uyar ki bir nefis yapıp kazandıklarından ötürü helak olmasın. Allah’tan başka hiçbir dost ve şefaatçisi olmayan, her türlü fidyeyi verse de kendisinden alınmayacak olanlar... İşte bunlar yapıp kazandıklarından ötürü helak olmuşlardır. Kâfir olmalarından ötürü onlara kaynar sudan bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.

(Enam 70)

Harun Yıldırım Meali:

Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinenleri ve dünya hayatının aldatmış olduğu kimseleri bırak. Onunla hatırlat ki bir nefis kendi kazandıklarıyla helake düşmesin. O taktirde onun Allah’tan başka ne bir velisi vardır ne de şefaatçisi. Her türlü fidyeyi verse de kabul edilmez. İşte onlar, kazandıkları sebebiyle helake uğrayanlardır. İnkâr ettikleri için onlara kaynar sudan bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.

(Enam 70)

Hasan Basri Çantay:

Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen, kendilerini dünya hayaatı aldatmış bulunan kimseleri (öylece haaline) bırak. Sen yalınız onunla (Kur'an ile) va'z et ki hiç bir kimse kazandığı (günah) yüzünden helake sürüklenib atılmasın. Ona Allahdan ne bir yar, ne de bir şefaatçi yokdur. O, bütün varını fidye olarak verse yine ondan alın (ıb kabul olun) maz. Onlar (dünyada) kazandıkları (günahlar) yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. Küfr-ü inkar etmekde oldukları (hakıykatler) den dolayı kaynar su ve acıklı azab onlar içindir.

(Enam 70)

Hayrat Neşriyat Meali:

O hâlde dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve dünya hayâtı kendilerini aldatan kimseleri bırak;(1) hem (sen) onunla (o Kur'ân ile) nasîhat et ki, bir kimse kazandığı(günahlar) yüzünden helâke düşürülmesin! Ona Allah'dan başka ne bir dost, ne de bir şefâatçi vardır. (Azâbı kendinden men' etmek için) her türlü fidyeyi fedâ edecek de olsa, ondan alınmaz. İşte onlar, kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke düşürülmüş kimselerdir. İnkâr etmekde olduklarından dolayı, onlar için kaynar sudan bir içecek ve (çok) elemli bir azab vardır.*

(Enam 70)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Dinlerini oyun ve oyalanma edinmiş ve dünya [en yakın/ilk] hayatının kendilerini kandırmış olduğu [kimseleri] bırak. Herhangi bir benlik (nefis), elde ettikleri sebebiyle [eyleminin getirisinden] mahrum olmasın¹ diye onunla hatırlat. Ona [herhangi bir benliğe] Allah'tan beride herhangi bir veli ve devamlı bir şefaatçi yoktur, her bir bedeli denkleştirse, kendisinden alınmaz. İşte bunlar elde ettiklerinden dolayı [eylemin getirisinden] mahrum olanlardır. Kendileri için kaynar sudan bir içecek ve gerçeği örtüp göz ardı etmekte olmalarından dolayı can yakıcı bir azap vardır.

(Enam 70)

Hüseyin Atay Meali:

Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları ve günlük yaşamın aldattığı kimseleri bırak. Şu öğüdü ver: Kazandığıyla yiğitlenen kimsenin, Allah’tan yana ne bir dostu, ne de bir aracısı bulunur. Her türlü fidyeyi de verse, kabul olunmaz. İşte kazandıklarıyla yiğitlenen o kimselere kızgın bir içecek ve inkâr etmiş olmalarına karşılık acıtıcı bir azap vardır.

(Enam 70)

İbni Kesir Meali:

Bırak o dinlerini oyun ve eğlence edinenleri; dünya hayatının aldattığı kimseleri. Sen, onunla öğüy ver ki Allah'tan başka dostu ve şefaatçısı olmayan bir kimse; kazandığından ötürü yok olmasın. O, bütün varını fidye olarak verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıklarından ötürü yok olanlardır. Küfür edegeldiklerinden dolayı onlara, kaynar sudan içecek ve elim bir azab vardır.

(Enam 70)

İlyas Yorulmaz Meali:

Dinlerini bir oyun ve eğlence haline getirenleri (kendi hallerine) bırak. Dünya hayatı onları aldattı. Bir nefsin kendi kazandığı yüzünden karşılaşacağı zorlukları, Allah'ın ayetleri ile hatırlat ki, hesap gününde onlar için Allah dan başka ne bir koruyucu ve nede bir aracı (şefaat edenin) olmadığını bilsinler. Eğer bir kimse yaptıkları tüm yanlışların karşılığını ödemek istese, ondan kabul edilmez. Onlar için yaptıklarının karşılığı olarak, kaynar içecekler ve inkar etmelerinden dolayı da can yakıcı bir azap vardır.

(Enam 70)

İskender Ali Mihr Meali:

Kendilerinin dînini bir oyun ve bir eğlence edinenleri bırak. Ve onları dünya hayatı aldattı. Ve de kazandıklarından (kazandıkları nâkıs derecelerden) dolayı nefsin helâk olacağını, onunla hatırlat. Onun için Allah’tan başka bir dost ve bir şefaatçi yoktur. O, bütün fidyeleri verse de ondan alınmaz (kabul edilmez). İşte onlar kazandıklarından dolayı helâk olmuş kimselerdir. İnkâr etmiş oldukları şeylerden dolayı, onlar için kaynar sudan bir içecek ve elîm bir azap vardır.

(Enam 70)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Dinlerini oyun, eğlence yerine koyanları, kendilerini dünya dirliği aldatmış olan kimseleri bırak. Sen yalnız onlara hatırlat ki kişi ettiğini bulur, ona Allah'tan başka koruyucu, kayırıcı yoktur, elinde olan bütün ödekleri ödese bile alınmaz. Onlar ettiklerini bulan kimselerdir. Onlar için kaynar bir su, acıklı bir azap vardır, tanımazlıklarından ötürü.

(Enam 70)

Kadri Çelik Meali:

Dinlerini oyun ve oyalanmaya alanları ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak. Kur'an ile öğüt ver ki, bir kimse kazandığıyla helake düşmeye görsün! O takdirde Allah'tan başka ona ne bir yardımcı, ne de bir şefaatçi bulunur ve her türlü fidyeyi de verse kabul olunmaz. Kazandıklarından ötürü (rahmetten) mahrum kalmış kimseler işte bunlardır. Küfre sapmalarından dolayı kızgın içecek ve can yakıcı azap onlaradır.

(Enam 70)

Mahmut Kısa Meali:

Ey Müslüman! Dünya hayatının servet, şöhret, makam, itibar gibi gelip geçici güzelliklerine, süs ve şâşaasına aldanarak, Kur’an’ın hükümlerini hafife alan, söz ve davranışlarıyla onlarla alay eden, böylece, dinlerini oyun ve eğlence hâline getirenleri, yaptıklarıyla baş başa bırak ve bu Kur’anile onları uyar ki, ilâhî buyruklara başkaldıran insan, işlediği günahlar yüzünden Hesap Günü büyük bir felâkete sürüklenecektir ve o zaman, Allah’tan başka ne bir dost bulabilecektir kendine, ne de bir şefaatçi! Azaptan kurtulmak için yeryüzündeki her şeyi kurtuluş fidyesi olarak verse bile, bu asla ondan kabul edilmeyecektir! İşte onlar, işledikleri günahlardan dolayı felâkete mahkûm edilen kimselerdir! Şöyle ki, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri sebebiyle, onlar için boğazı yakıp parçalayan kızgın bir içecek ve iliklere kadar işleyen can yakıcı bir azap vardır! Şu hâlde;

(Enam 70)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Artık dinlerini bir oyun ve eğlenceden ibaret sayan, dünya için yaşayanlar Mağrur olanları bırak kendi hallerine. Sen sadece Kur'an'la öğüt ver. En sonunda hiç kimse kazandıkları yüzünden helake düşmesin. Nitekim, Allah'tan başka ne bir velisi ne de bir dostu vardır onun. Artık suçlu olan varını, yoğunu feda etse de kabul edilmeyecektir. Muhakkak ki onlar işledikleri suçlardan dolayı helake uğrayanlardır Elbette küfre saptıklarından dolayı, onlar kaynar su içeceklerdir. Nasıl da acıklı, can yakıcı, elem verici şiddetli bir azap vardır.

(Enam 70)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Dinlerini bir oyalanma ve eğlence edinen ve dünya hayatı kendilerini aldatanları bırak! Ve (onlara); “hiç kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helâke atmamasını, kendisinin Allah’tan başka bir dostu ve bir şefâatçisinin bulunmadığını, bütün varını-yoğunu feda etse de o azaptan kurtulamayacağını,” Kur’ân ile hatırlat. İşte onlar, kazandıkları yüzünden helâke uğratılan kimselerdir. Ve onlar için, inkârlarından dolayı kaynar sudan bir içecek ve acıklı bir azap vardır.

(Enam 70)

Muhammed Celal Şems Meali:

Dinlerini oyun ve eğlence yapanları ve dünya hayatının aldattığı kimseleri terk et. Biri, yaptıkları yüzünden mahvolmasın diye, kendisine bu (İlâhî kelâmla) öğüt ver. Onun Allah’tan başka ne bir dostu, ne (de) bir şefaatçisi olur. Böyle bir kimse (azaptan kurtulmak için) tastamam bir karşılık verse (de,) ondan kabul edilmeyecektir. Yaptıklarından dolayı mahvedilenler (de,) işte bunlardır. İnkâr etmeleri sebebiyle, onlara içecek olarak kaynar su (verilecek) ve (de) acı azap olacaktır.

(Enam 70)

Muhammed Esed Meali:

Dünya hayatının rahatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevkleri dinleri haline getiren kimseleri kendi haline bırak; ama bu durumda (onlara) hatırlat ki (ahirette) her insan yaptığı yanlışlardan (ve haksızlıklardan) dolayı rehin tutulacak ve kendisini ne Allaha karşı koruyacak, ne de kayırıp kollayacak bir kimse bulunmayacaktır. Ve düşünülebilecek her türlü fidyeyi vermek istese bile bu kendisinden kabul edilmeyecektir. İşte yaptıkları yanlışlardan dolayı rehin tutulacak olanlar bu (gibi insan)lardır; onlar için (ahirette) yakıcı bir ümitsizlik iksiri vardır ve onları, hakikati inatla inkar ettikleri için şiddetli bir azap beklemektedir.

(Enam 70)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Dinlerini bir oyuncak ve eğlence haline getiren, kendilerini dünya yaşamı aldatmış olan kimseleri kendi hallerine bırak. Sen yalnız Kur an ile öğüt ver ki, Allah'tan başka yardımcısı ve kayırıcısı bulunmayan hiçbir nefis, işlediği günahlar yüzünden yıkıma teslim edilmesin. O, her türlü kurtulmalığı denkleştirse bile, yine de ondan kabul edilmez. İşledikleri günahları yüzünden yıkıma sürüklenenler, işte bunlardır. İnkarlarından dolayı onlara kaynar sudan bir içecek ve acı veren bir azap vardır.

(Enam 70)

Mustafa Çavdar Meali:

Dünya hayatının aldattığı, (1) böylece dinlerini oyun ve eğlence haline getirenleri kendi haline bırak (2) ve onlara Kuran’la şu gerçeği hatırlat: (3) “Her insan, kazandıkları ile rehin alınacak (4). Onun için Allah ile aralarına koyacakları herhangi bir veli/koruyucu ve şefaatçi olmayacak, (5) verilebilecek her fidyeyi verse bile ondan asla alınmayacak (6). İşte bunlar işledikleri yüzünden helake sürüklenmiş olacaklar, onlar ayetlerime inanmadıkları için içlerini yakıp kavuran bir su ve acıklı bir azap vardır.” (7)

Bknz: 1(31/33) - (35/5) - (45/35) - (53/29) - 2(7/51) - (57/20) - 3(6/19) - (21/45) - (42/7) - (50/45) - 4(52/21) - (53/39) - (74/38) - 5(2/107) - (10/18) - (32/4) - (42/9) - 6(10/54) - (13/18) - (70/11)»(70/15) - 7(23/105) - (27/84) - (40/63) - (41/15)

(Enam 70)

Mustafa Çevik Meali:

Ey Peygamber! Sen bu dünya hayatının geçici zevklerine, kendini tamamen kaptırıp da, bunu hayat tarzı haline getiren ve Allah’ın davetine sırtını dönüp, onu oyun eğlence konusu yapanları Kur’an’la uyarıp başlarına gelecekleri de hatırlattıktan sonra kendi hallerine bırak. Şunu iyi bilsinler ki, şirkleri, küfürleri ve zulümleri sebebi ile Allah’ın azabını hak ettiklerinde, kendilerini Allah’a karşı koruyabilecek bir dost ve şefaatçi bulamazlar, Allah’ın azabından hiçbir güç onları kurtaramaz, orada fidye kabul edilmez. Bunlar yapıp ettiklerinin ve yapmaları gerekirken de yapmadıklarının hesabını, azabın pençesine düşerek verecekler. Onlara cehennemde kaynar sudan bir içecek vardır. Allah’a nankörlük edip, şirk koşmanın cezası pek şiddetlidir.

(Enam 70)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Dünya hayatına dalarak eğlenceyi ve geçici zevklerini din haline getiren kimseleri kendi haline bırak. Fakat şunu da onlara hatırlat ki, her insan işlediklerine karşılık ipotek altına alınacak, ve ne kendisini Allah'a karşı koruyacak, ne de kayıracak kimsesi olacaktır. Ve kendisi için en yüksek fidyeyi verse bile, bu ondan asla kabul edilmeyecektir. İşte bunlardır işlediklerine karşılık ipotek edilecekler; ısrarlı inkarları sebebiyle onlar (gelecek için) yakıp kavurucu bir (umutsuzluk) zehiri içecekler, (geçmiş için) şiddetli bir azap çekecekler.

(Enam 70)

Osman Okur Meali:

Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle felâkete dûçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. (hesaba çekilecekleri gün) Allah’a yakın saydıklarından hiçbir nefis için ne bir veli vardır, ne de şefaatçı. (O, gün’de malı olmuş olsada) O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helâke sürüklenmiş kimselerdir. İnkâr ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.

(Enam 70)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence ittihaz eden ve kendilerini dünya hayatı mağrur etmiş bulunan kimseleri bırak. Ve onunla öğüt ver ki, hiçbir kimse kazandığı şey sebebiyle helâke düşmesin, onun için Allah Teâlâ'dan başka ne bir dost ve ne de bir şefaatcı yoktur. Ve o bütün fidyeyi feda edecek olsa ondan alınmaz. Onlar o kimselerdir ki, kazanmış oldukları şeyler sebebiyle azaba maruz kalmışlardır. Onlar için küfrettikleri şey sebebiyle pek sıcak sudan bir içki ve pek incitici bir azap vardır.

(Enam 70)

Ömer Öngüt Meali:

Dinlerini oyun ve eğlenceye alanları, dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Sen o (Kur'an'la) öğüt ver ki, kişi kazandığı amel sebebiyle helâke uğramasın. O kimse için Allah'tan başka ne bir dost, ne de şefaatçı vardır. O bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan alınmaz. Onlar kendi kazandıkları yüzünden helâka sürüklenmiş kimselerdir. Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkârlarından dolayı da acıklı bir azap vardır.

(Enam 70)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bırak onları! Dinlerini bir oyun, bir eğlence edindiler. Dünya hayatı kendilerini aldattı. Bununla uyar da kimse yapıp ettikleri yüzünden mahvolmasın. Ona Allah’tan başka ne bir koruyup gözetici bulunur, ne de bir kayırıp kollayıcı. ‘Azaptan kurtulmak için’ ne verirse versin asla kabul edilmez. Kazanımları yüzünden mahvolan kimseler, işte bunlardır! İnkâr etmelerinden ötürü onlara ‘cehennemde’ kaynar bir içecek vardır. Acılı azap bunlar içindir!

(Enam 70)

Sadık Türkmen Meali:

Dinlerini bir oyun ve eğlence edinen; dünya hayatında aldanan kimseleri kendi haline bırak! Sen bununla şöyle hatırlat: Bir kişi kazandığı şeylerin eline teslim edilmeye görsün, onun Allah’tan başka ne bir dostu, ne de bir şefaatçisi vardır. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez! İşte onlar kazandıkları şeylere teslim edilmiş kimselerdir! Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkâr etmiş olmaları yüzünden can yakıcı bir azap vardır!

(Enam 70)

Seyyid Kutub Meali:

Dinlerini oyun- eğlence konusu yapan ve dünya hayatına aldanan kimseleri bırak da Kur'an aracılığı ile şunu hatırlat ki, eğri davranışlarının, günahlarının tutsağı olan kimse ne Allah dışında bir yardım edici ve ne de bir aracı bulabilir. Eğer o bütün varını fidye olarak ortaya koysa kabul edilmez.

(Enam 70)

Suat Yıldırım Meali:

Dinlerini bir oyuncak ve eğlence haline getiren, kendilerini dünya hayatı aldatmış olan kimseleri kendi hallerine bırak!Sen yalnız Kur'an ile va'z et ki, Allah'tan başka yardımcısı ve şefaatçisi bulunmayan hiçbir nefis, işlediği günahlar yüzünden helake teslim edilmesin. O, her türlü fidyeyi denkleştirse bile, yine ondan kabul edilmez. İşledikleri günahları yüzünden helake sürüklenenler, mahvolanlar, işte bunlardır. İnkarlarından dolayı onlara kaynar sudan bir içecek ve acı veren bir azap vardır.

(Enam 70)

Süleyman Ateş Meali:

Bırak o dinlerini oyun, eğlence yerine koyan ve dünya hayatının aldattığı kimseleri de, sen o (Kur'an) ile (şunu) hatırlat ki, bir kişi, yaptığı işin eline teslim edilmeye görsün, (yoksa) Allah'tan başka onun ne bir dostu, ne de bir yardımcısı olmaz. (Amelinin elinden kurtulmak için) her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte onlar, kazandıklarının eline teslim edilmişlerdir. Onlar için kaynar sudan bir içki ve inkarlarından dolayı da acı bir azab vardır!

(Enam 70)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Dünya hayatına aldanıp oyun ve eğlenceyi kendine din edinenleri bırak[1] ve onlara Kur'an'dan şunu bildir: Kimsenin yapıp ettiği yakasını bırakmayacak, Allah ile arasına girecek dostu da şefaatçisi de olmayacak, bedel olarak ne verse kabul edilmeyecektir. Ayetleri görmezlikte direnmelerine karşılık bunların kurtulamayacakları şey, kaynar sudan bir içecek ve acıklı bir cezadır.

1)"Dünya hayatına aldanıp dinlerini oyun ve eğlence haline getirenleri bırak" şeklinde de anlam verilebilir. Bkz: Maturidi Tevilat

(Enam 70)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Dünyaya dalarak oyun ve eğlenceyi din haline getirenleri bırak ve onlara şunu hatırlat: Herkes, işlediği günahlardan dolayı alıkonulacak; kendisini Allah'a karşı koruyacak ve kayıracak kimse bulamayacaktır. Kendisini kurtarmak için ne verirse versin, kabul edilmeyecektir. İşte onlar, yapüklarından dolayı kendilerini helak etmişlerdir. Hakikati inkar etmelerinden dolayı onlara kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.

(Enam 70)

Şaban Piriş Meali:

Dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak; sen Kur'an ile, kişinin, kendi kazancı yüzünden, Allah'tan başka bir dost ve şefaatçinin bulunmadığı ahirette tehlikeye düşmemesi için öğüt ver. Zira o kişi, bütün varlığını fidye olarak verse bile, kendisinden alınıp kabul edilmez. İşte bunlar, kendi kazandıkları yüzünden tehlikeye girmiş kimselerdir. Kafir olmaları dolayısıyla onlar için kaynar bir içecek ve acı bir azap vardır.

(Enam 70)

Talat Koçyiğit Meali:

Dînlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak; sen Kur'ân ile, kişinin, kendi kazancı yüzünden, Allah'tan başka bir dost ve şefaatçinin bulunmadığı âhirette (cehennem azabı içinde) hapsedilmemesi için va'z ve nasîhat et; zira (böyle bir yerde hapsolunduktan sonra) o kişi, bütün varlığını fidye olarak verse bile, kendisinden alınıp kabul edilmez, İşte bunlar, kendi kazandıkları yüzünden (cehennem azabında) hapsolunan kimselerdir. Küfretmiş olmaları dolayısıyle, onlar için, kaynar bir içecek ve elîm bir azâb vardır.

(Enam 70)

Tefhimul Kuran Meali:

Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur'an'la) hatırlat ki, bir nefis,kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah'tan başka ne bir velisi, ne de bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.

(Enam 70)

Ümit Şimşek Meali:

Dinlerini oyun ve eğlence edinen, dünya hayatına aldanmış kimseleri bırak. Fakat sen Kur'ân ile öğüt ver ki, kimse kazandığı günahlarla helâke sürüklenmesin.(10) O zaman kişinin Allah'tan başka ne bir dostu olur, ne bir şefaatçisi. Her türlü fidyeyi verse de yine kabul edilmez. İşte onlar, kazandıkları günahlarla helâke düşmüş olanlardır. İnkâr edip durmaları yüzünden onlara kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır.*

(Enam 70)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak da o Kur'an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu kalır ne de şefaatçısı. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır.

(Enam 70)