Şüphe yok ki Allah, adaleti, lütuf ve keremde bulunmayı ve yakınlara ihtiyaçları olan şeyleri vermeyi emreder ve çirkin olan, kötü görünen şeylerle haksızlığı nehyeder; öğüt alasınız diye de size öğüt vermededir.
(Nahl 90)
Şüphe yok ki, Allah adaleti ve iyilik yapmayı, yakınlara karşı cömert olmayı emredip, çirkin olan kötü görünen şeylerle, haksızlığı ve taşkınlığı yasaklıyor ve size böylece düşünesiniz diye öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah, hakkını vermeyi, ihsanı (iyilik yapmayı) ve yakınlara cömert olmayı hükmeder... Fahşadan (nefsani davranışlardan), münkerden (imanın gereklerine ters düşen fiillerden) ve bagiyden (zulüm ve hakka tecavüz) nehyeder... Düşünüp değerlendirmeniz için öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Allah adâletli, mûtedil davranmayı, adâleti gerçekleştiren, hak sahibine hakkını sağlayan, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî bir düzen kurmayı, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderler, idareciler, askerî erkân ve müslümanlar olmayı, akrabaya yardım etmeyi emreder. Meşrû olmayan şehevî fiilleri, gayri meşrû ilişkileri, zinayı, haddi aşmayı, cimriliği, ahlâksızlığı, şeriatın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği şeyleri, haksızlığı, saldırıyı, baskı ve zulmü, bozgunculuğu, şeriata karşı çıkmayı, kural tanımamayı, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yapmayı ilminin-hikmetinin gereği yasaklayarak, önleyici tedbirler alarak kamu güvenliği sağlar. Size, düşünüp ibret almanıza vesile olur diye öğüt veriyor, sorumluluklarınızı hatırlatıyor, uyarıyor.*
(Nahl 90)
Şüphesiz Allah adaleti, ihsanı ve yakınlara vermeyi emreder, hayasızlıktan, kötülükten ve zorbalıktan da nehyeder. Olur ki öğüt alırsınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya vermeyi emrediyor. Zinadan, fenalıklardan ve insanlara zulüm yapmaktan da nehyediyor. Size böyle öğüd veriyor ki, benimseyip tutasınız. (ADÂLET: Her şeyi yerli yerine koymak demektir. Zulmün zıddıdır. Her hakkın başı, Allah hakkı olduğundan ona ortak koşmamak, tevhide iman etmek esastır. Bundan sonra ilâhi ölçülere göre her şeyin hakkını vermek adalettir. İHSAN: Farzları yerine getirmek, Allah'ı görür gibi kendisine ibadet etmek, bir şeyi güzel ve iyi yapmak mânâlarına gelir.)
(Nahl 90)
Kuşkusuz, Allah, adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara yardım etmeyi zorunlu yapmıştır. Sağtöreye uygun olmayan edimler yapılmasını, kötülüğü ve azgınlığı yasaklamıştır. Size öğüt veriyor; belki öğüt alırsınız diye.[204]
204)Bu ayet, Cuma hutbelerinin sonunda -geleneksel olarak- Arapça ve Türkçe olarak okunur.
(Nahl 90)
Doğrusu Allah, adaleti, O’nu görüyormuşçasına, en azından O’nun her şeyi gördüğünün şuuruyla davranıp iyilikte bulunmayı ve ihtiyaçlarını gidermek üzere yakınlara vermeyi emreder. (Zina, fuhuş, eşcinsellik gibi) her türlü hayasızlığı, (Din’in, selim aklın, Din temelinde oluşmuş örfün ve Şeriatı fıtriyenin kabul etmediği) her türlü kötülüğü, taşkınlığı ve başkalarının haklarına) tecavüzü yasaklar. Düşünüp taşınır ve gerekli dersi alırsınız diye size böyle öğüt verir.
(Nahl 90)
Muhakkak Allah, adaleti, iyiliği ve akrabalara yardım etmeyi emreder; fahiş şeyleri, iğrenç şeyleri ve zulmü yasaklar. Size öğüt veriyor ki hatırlayasınız.
(Nahl 90)
Gerçek şu ki, Allah adaleti, iyiliği ve akrabaya yardım etmeyi emreder; yüz kızartıcı işleri, fenalığı ve azgınlığı yasaklar. O, düşünüp öğüt alasınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Allah suphesiz adaleti, iyilik yapmayi, yakinlara bakmayi emreder; hayasizligi, fenaligi ve haddi asmayi yasak eder. tutasiniz diye size ogut verir.
(Nahl 90)
Allah adaletle, iyilikle, yakınlara bakmanızla emir buyurur, fuhuşa, kötülüğe, azgınlığa gitmeyi yasak etmekte, size öğüt veriyor; olur ki siz öğütlenirsiniz
(Nahl 90)
Şüphesiz ki Allah, adaleti, iyiligi, yakınlardan (ihtiyaç sahiplerine) vermeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, (aklın, örfün ve şer'in hoş görmediği) kötülüğü ve her çeşit (haksız) tecâvüzü men'eder. Dinleyip düşünesiniz, düşünüp anlayasınız diye size öğüt verir.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder; ahlaksızlığı/hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. İyice anlayıp tutasınız diye size öğüt verir.
(Nahl 90)
Allah şüphesiz adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı yasak eder. Tutasınız diye size öğüt verir.
(Nahl 90)
Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.*
(Nahl 90)
ALLAH adaleti, iyilik yapmayı ve akrabaya yardım etmeyi emreder. Kötülükten, fenalıktan ve azgınlıktan ise sizi meneder. Öğüt almanız için sizi böyle aydınlatır.
(Nahl 90)
Haberiniz olsun ki Allah size adli, ihsanı ve yakınlığı olana atayı emrediyor ve fuhşiyyattan, münkerden, bagiyden nehyediyor, size va'zediyor ki dinleyip anlayıp tutasınız
(Nahl 90)
Haberiniz olsun ki Allah, size adaleti, iyi davranmayı ve yakınlara yardımda bulunmayı emrediyor; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklıyor; dinleyip anlayıp tutasınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Allah, adil olmayı, iyilik yapmayı ve yakınlarınızda olanlara yardım etmeyi emreder. Haddi aşmaktan, kötülük ve zorbalık yapmaktan men eder. Umulur ki bu uyarıdan öğüt alırsınız.
(Nahl 90)
Şüphesiz Tanrı, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi buyurur; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), münkerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.
(Nahl 90)
Şüphesiz Allah, adaleti, iyileştirmeyi-güzelleştirmeyi ve yakınlara vermeyi emreder; hayâsızlıktan, kötülükten ve azgınlıktan nehyeder. O, düşünüp öğüt alırsınız diye size öğüt verir.
(Nahl 90)
Şüphesiz ki Allah, adaleti, iyiliği, yakın akrabaya vermeyi emreder. Fuhşiyatı, münkeri ve (başkalarının hakkını çiğneyecek) taşkınlığı yasaklar. Düşünüp hatırlayasınız diye size öğüt verir.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Şübhesiz ki Allah adaleti, iyiliği, (hususiyle) akrabaya (muhtac oldukları şeyleri) vermeyi emr eder. Taşkın kötülük (ler) den, münkerden, zulm ve tecebbürden nehyeder. Size (bu suretle) öğüd verir ki iyice dinleyib ve anlayıb tutasınız.
(Nahl 90)
Şübhesiz ki Allah, adâleti, iyiliği ve akrabâya (muhtaç oldukları şeyleri) vermeyi emreder; fuhşiyâttan, kötülükten ve azgınlıktan da men' eder. İbret alasınız diye size(Allah, böyle) nasîhat eder.
(Nahl 90)
Gerçekten, Allah adaleti, iyiliği ve yakınlık sahiplerine vermeyi emir ediyor; çirkin işleri, tanınmayanı [kötülüğü] ve taşkınlığı yasaklıyor. [Allah] öğüt veriyor, düşünüp öğüt almanız beklenir.
(Nahl 90)
Doğrusu, Allah, adaletli olmayı, iyi davranmayı, yakınlığı olanlara vermeyi emreder; çirkin işleri, kötü söylemeyi ve aşırılığı yasaklar. Hatırlayıp anlarsınız diye, Allah size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah; adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder. Hayasızlığı, fenalığı ve taşkınlığı ise yasaklar. Tezekkür edesiniz diye size öğüt verir.
(Nahl 90)
Allah, adaletli olmayı, insanlara iyilikler yapılmasını, akrabaların ihtiyaçlarının karşılanmasını emrediyor ve hayasızlığın, çirkin şeylerin yapılmasını ve (Allah'a) isyan etmeyi yasaklıyor. Düşünesiniz diye Allah size böyle öğütler veriyor.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah, adaletli olmayı ve ihsanı ve akrabalara vermeyi emreder. Ve fuhuştan, münkerden (Allah’ın yasakladığı şeylerden) ve azgınlıktan (hakka tecavüzden) sizi nehyeder. Böylece umulur ki siz, tezekkür edersiniz diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Gerçekten Allah tüzlüğü, iyiliği yakınlara karşı elaçıklığını buyurur, çirkinliği, yozluğu, uygunsuzu, zorbalığı yıgayor. Allah sizi öğütlüyor, düşünesiniz diye.
(Nahl 90)
Şüphe yok Allah adaleti, ihsanı ve yakınlara vermeyi emreder; çirkinliklerden, kötülüklerden ve taşkınlıklardan ise sakındırır. Size öğüt vermektedir; umulur ki kendinize gelirsiniz.
(Nahl 90)
Hiç kuşkusuz Allah, insanlara karşı âdil davranmayı, olabildiğince merhametli, güler yüzlü, nazik ve lütufkâr davranarak dâimâ iyilik yapmayı ve özellikle yakınakrabaya, komşulara, dost ve arkadaşlaracömertçe ikramda bulunmayı ve acılarını, mutluluklarını paylaşarak onlarla sürekli ve samîmî bir dostluk ortamında olmayı emrediyor.
Buna karşılık; zina, fuhuş, cinsel sapıklık, çıplaklık gibi yüz kızartıcı ve utanç verici hareketleri, gerek Kur’an’ın, gerekse sünnetin asla onaylamayacağı görgüsüzlük, edepsizlik, terbiyesizlik türünden çirkinlikleri ve hak ve hukuka aykırı, onur kırıcı, saldırganca tutum ve davranışları yasaklıyor!
Bakın, Allah size böyle güzelce öğütler veriyor ki, düşünüp ibret alasınız:
(Nahl 90)
Şüphesiz Allah, adaleti,1 iyilik yapmayı,2 akrabaya vermeyi3 emreder; her türlü aşırılığı,4 gayr-ı meşru işleri5 ve zorbalıkları6 yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size (işte böyle) öğüt verir.*
(Nahl 90)
Allah şüphesiz adaleti, iyilik etmeyi, (akraba olmayanlara bile) akraba gibi yardım etmeyi emreder. (Her türlü) hayâsızlık, kötülük ve isyankârlıktan uzak durmanızı (emreder.) Anlayasınız diye, size nasihat eder.
(Nahl 90)
Gerçek şu ki, Allah adaleti ve iyilik yapmayı, yakınlara karşı cömert olmayı emredip utanç verici ve arsızca olanı, akıl ve sağduyuya aykırı olanı ve azgınlığı, taşkınlığı yasaklıyor; ve size (böyle tekrar tekrar) öğüt veriyor ki, böylece (bütün bunları) belki aklınızda tutarsınız.
(Nahl 90)
Şu bir gerçek ki, Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder; utanmazlık, kötülük ve azgınlığı da yasaklar. Öğüt almanız için işte size böyle öğüt verir.
(Nahl 90)
Şüphesiz Allah adaleti, iyilik yapmayı akrabaya yardım etmeyi emreder, hayâsızlığı, azgınlığı, haddi aşmayı ve cimriliği yasaklar. Allah düşünüp öğüt alasınız ve Allah’a karşı sorumluluklarınızı bilesiniz diye bunları size açıklıyor.
(Nahl 90)
Hiç şüphe yok ki Allah adil davranmayı, iyilik yapmayı ve yakınlara karşı cömert olmayı emreder; ve her türlü utanç verici hayasızlığı, selim akla ve sağduyuya aykırı çirkinliği ve sınırları hiçe sayan taşkınlık ve azgınlığı yasaklar: size (bu) öğütleri verir ki, sorumluluklarınızı aklınızda tutabilesiniz.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Muhakkak ki, Allah Teâlâ adâleti, iyiliği ve karabet sahiplerine (muhtaç oldukları şeyleri) vermeyi emrediyor ve fuhşiyattan, münkerden, hukuka tecavüzden de nehyediyor. Düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Muhakkak ki Allah adaleti, iyilik yapmayı, akrabaya yardım etmeyi emreder. Hayâsızlığı, fenalığı ve haddi aşmayı da yasak eder. Düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Allah size, hak sahibine hakkını vermeyi, iyilik etmeyi, yakınlara karşı cömert davranmayı emrediyor. Utanç verici çirkin işleri, hem dine hem de insan yapısına aykırı olanı, ilahi sınırları aşmayı yasak ediyor. Belki aklınızda tutar da uygularsınız diye size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
GERÇEK ŞU Kİ Allah; adaleti, ihsanı/iyiliği ve akrabaya vermeyi emrediyor! Fuhşu/iğrenç işleri, kötülüğü ve azgınlığı yasaklıyor! Düşünüp de tutasınız diye, size öğüt veriyor.
(Nahl 90)
Allah size adaleti, iyiliği, akrabalara yardım etmeyi emreder. Çirkin davranışları ve iğrençlikleri yasaklar. Sözünü tutasınız diye O, size öğüt verir.
(Nahl 90)
Allah adaleti, hatta adaletten de fazla olarak ihsanı, en güzel davranışı ve muhtaç oldukları şeyleri yakınlara vermeyi emreder. Hayasızlığı, çirkin işleri, zulüm ve tecavüzü yasaklar. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.
(Nahl 90)
Allah adaleti, ihsanı, akrabaya vermeyi emreder, fahşa(edepsizlikten)dan, münker(fenalık)den ve bağy(azgınlık)den meneder. Öğüt almanız için size böyle öğüt verir.
(Nahl 90)
Allah, adaleti, güzel davranışı, yakınlara[1] veren el olmayı emreder. Çirkinliği, kötülüğü ve aşırılıkları yasaklar. Allah size öğüt verir, belki bilginizi kullanırsınız.
1)Akrabalık, iş, komşuluk, arkadaşlık türünden yakınlıklar manasına gelir.
(Nahl 90)
Doğrusu Allah, adaleti, iyiliği ve yakınlara vermeyi emreder; utanç verici davranışı, insanın doğasına aykırı olan şeyi ve azgınlığı yasaklar. Üzerinde düşünesiniz diye size öğüt verir.
(Nahl 90)
Allah, adaleti, iyiliği ve yakınlara vermeyi emreder. Ahlaksızlığı, kötülüğü ve taşkınlığı yasaklar. Düşünesiniz diye size öğüt verir.
(Nahl 90)
Allah, adaletli olmayı, iyilik etmeyi ve yakınlara vermeyi emreder; (her çeşit) haramdan, kötülükten ve zorbalıktan da meneder; öğüt alasınız diye size va'z ve nasihat eder.
(Nahl 90)
Şüphe yok Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşâdan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.
(Nahl 90)
Allah adaleti, iyiliği, akrabaya ikramı emreder; fuhşiyatı,(22) kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünesiniz diye O size böyle öğüt veriyor.*
(Nahl 90)
Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık, doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor.
(Nahl 90)