Nahl 51    
Allah buyurdu ki: “İki ilah edinmeyin. Çünkü O, ancak tek bir ilahtır. Öyleyse sadece benden korkun!”
Nahl 52    
Zira göklerde ve yerde bulunan her şey Allah’ındır. Din ve kural koymak da sadece O’nun hakkıdır. Şimdi siz Allah’tan başkasından mı çekiniyorsunuz?
Nahl 53    
İyi bilin ki, sahip olduğunuz nimetlerin hepsi Allah’tandır. Sonra size bir sıkıntı dokunduğu zaman da sadece O’na yalvarırsınız.
Nahl 54    
Ardından başınıza gelen sıkıntıdan sizi kurtarınca, içinizden bir grup Rabblerine şirk koşmaya başlarlar.
Nahl 55    
Böylece verdiklerimize nankörlük etmiş olurlar. Bir süre daha nimetlerin keyfini sürün bakalım, nasıl olsa bir gün gerçeği öğreneceksiniz!
Nahl 56    
Üstelik onlara verdiğimiz rızıktan, ne işe yaradıklarını bilmedikleri varlıklara pay ayırıyorlar. Allah’a andolsun ki sizden, uydurmakta olduklarınızın hesabı mutlaka sorulacaktır.
Nahl 57    
Bir de kızları Allah’a isnat ediyorlar. Hâşâ, olacak şey mi bu? Çok istedikleri erkek çocukları da kendilerine.
Nahl 58    
Oysa onlardan birine bir kız çocuğu müjdelendiği zaman, öfkeden suratı kapkara kesilir.
Nahl 59    
Ve kendisine verilen bu kötü haberden dolayı halkın içine çıkamaz. Şimdi bu utançla çocuğu tutmalı mı, yoksa onu diri diri toprağa mı gömmeli? Dikkat edin ne iğrenç bir hüküm veriyorlar!
Nahl 60    
Böylesine çirkin niteliklerin tamamı ahirete inanmayanlara aittir. Allah ise en yüce sıfatların sahibidir. Çünkü O her işinde mükemmel ve her kararı doğru olandır.
Nahl 61    
Eğer Allah, insanları yaptıkları zulümler sebebiyle hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki Allah, onları belirlenmiş bir süreye kadar erteler. Onların süreleri dolunca artık ne bir an geciktirebilirler ne de öne çekebilirler.
Nahl 62    
Onlar hem hoşlanmadıklarını Allah’a layık görürler, hem de ahirette en güzel akıbetin kendilerini beklediği yalanını dillerine dolarlar. Hiç kuşku yok ki ateş onlar içindir ve onlar haddi aşanlardır.
Nahl 63    
Allah şahittir ki, senden önceki ümmetlere de elçiler göndermiştik. Fakat şeytan onlara yaptıkları kötülükleri güzel göstermişti. Bugün de O, hâlâ onların velisidir ve onları da can yakıcı bir azap beklemektedir.
Nahl 64    
Biz sana bu kitabı/Kuran’ı, yalnızca hakkında anlaşmazlığa düştükleri konuların çözümünü onlara beyan etmen ve inanıp güvenen bir topluma bir rehber ve rahmet olsun diye indirdik.
Nahl 65    
Allah’tır gökten su indirerek onunla ölümünden sonra toprağa hayat veren. Hiç şüphe yok ki, hakikate kulak veren bir toplum için bunda bir ibret vardır.
Nahl 66    
Sizin için sağmal hayvanlarda da bir ibret vardır. Nitekim size, onların karınlarındaki besin artıklarıyla kan arasından süzülüp gelen ve içenlerin boğazından yağ gibi akıp geçen tertemiz halis bir süt içiriyoruz.
Nahl 67    
Hurma ağaçlarının ve üzüm bağlarının ürünlerinden hem sarhoşluk verici/aklı örten içecekler hem de güzel yiyecekler elde ediyorsunuz. İşte bunda da aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır.
Nahl 68    
Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: “Dağlarda, ağaçlarda ve insanların yaptıkları çardaklarda kendine yuvalar yap!”
Nahl 69    
“Sonra da her türlü meyveden ye ve Rabbinin sana öğrettiği yol güzergâhına uyarak git!” Bu arıların karınlarının içinde, insanlar için şifa olan rengârenk bir içecek çıkar. İşte bunda da derinlemesine düşünen bir toplum için bir ibret vardır.
Nahl 70    
Sizi yaratan sonra da sizi öldürecek olan Allah’tır. İçinizden kimilerinin ne söylediğini ve ne yaptığını bilemez hale geleceği, ömrünün en düşkün çağına kadar yaşatır. Şüphesiz ki Allah, her şeyi bilen ve her şeye gücü yetendir.
Nahl 71    
Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden farklı kılmıştır. Oysa kendisine zenginlik verilen kimseler, sahip olduğu malları ellerinin altında bulunanlarla paylaşmaya ve böylece onlarla eşit seviye ye gelmeye yanaşmıyorlar da şimdi onlar bile bile Allah’ın nimetini paylaşmıyorlar?
Nahl 72    
Allah, kendi cinsinizden sizin için eşler var etmiş. Eşlerinizden de çocuklar ve torunlar meydana getirmiş; size temiz ve hoş yiyecekler bahşetmiştir. Şimdi onlar anlamsız ve boş şeylere inanıp, Allah’ın bunca nimetine mi nankörlük ediyorlar?
Nahl 73    
Ve nasıl oluyor da Allah’tan başka, kendilerine ne göklerden ne de yerden herhangi bir rızık verme imkânı olmayan ve hiçbir şeye gücü yetmeyenlere kulluk ediyorlar.
Nahl 74    
Bir de kalkıp kulluk ettiklerinizle Allah arasında benzetmeler yapıp durmayın. Zira bu benzetmelerin nereye vardığını Allah biliyor fakat siz bilmiyorsunuz.
Nahl 75    
Bakın Allah, size şöyle bir misal veriyor: Başkasının boyunduruğu altında olan ve hiçbir şeye gücü yetmeyen biri ile kendisine bolca rızık verdiğimiz ve ondan gizli veya açık dilediği gibi harcayan biri eşit olur mu? Övgülerin tümü her nimeti veren Allah’a aittir fakat insanların çoğu bunu bilmiyorlar.
Nahl 76    
Allah, şu iki adamı da örnek olarak veriyor: Birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve üstelik sahibine de yük; sahibi onu hangi işe gönderse bir şey beceremez. Bununla, hak ve adaleti emreden ve dosdoğru bir yolda olan kimse eşit olur mu?
Nahl 77    
Göklerin ve yerin idraki aşan gerçeklerini bilmek Allah’a aittir. O saat bu dünyanın bozulma hadisesi göz açıp kapayıncaya veya ondan daha kısa bir zaman da gerçekleşecektir. Zira Allah her şeye bir ölçü koyandır.
Nahl 78    
Sizi analarınızın karnından hiçbir şey bilmez bir halde çıkaran ve belki hakkını verip şükredesiniz diye size duyma, işitme, görme ve düşünme kabiliyeti veren Allah’tır.
Nahl 79    
Peki onlar göğün boşluğunda Allah’ın koyduğu yasalar çerçevesinde kuşların nasıl uçtuğunu görmüyorlar mı? Onları gökte tutan Allah’tan başkası değildir. İşte bunda mümin bir toplum için nice deliller vardır.
Nahl 80    
Size huzur içinde oturacağınız evler yapma, hayvanların derilerinden gerek konup göçerken gerekse yerleşme sırasında kolayca taşıyıp kurabileceğiniz çadırlar yapma imkân ve kabiliyeti lütfeden Allah’tır. Onların yünlerinden, kürklerinden ve kıllarından kısa veya uzun süreli kullanacağınız ev eşyası ve ticaret malları üretme yeteneği veren de Allah’tır.
Nahl 81    
Yine yarattığı şeylerden sizin için gölgelikler kılan, dağlarda sığınacağınız mağaralar meydana getiren ve sizi sıcaktan koruyacak giysiler ve savaşta koruyacak zırhlar yapma imkân ve yeteneği bahşeden Allah’tır. İşte böylece Allah size nimetlerini tastamam sunmaktadır. Umulur ki O’na tam manasıyla teslim olursunuz.
Nahl 82    
Bunlara rağmen yine de yüz çevirecek olurlarsa, unutma ki sana düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
Nahl 83    
Zira onlar Allah’ın nimetini pekâlâ tanıyorlar sonra kalkıp inkâr ediyorlar. Onların çoğu nimetlere karşı nankörler.
Nahl 84    
Gün gelecek biz her toplumdan bir şahit çıkaracağız. İşte o zaman kâfirlerin özür beyan etmelerine izin verilmeyecek (1) ve geri dönüş istekleri de kabul edilmeyecektir.(2)
Nahl 85    
Kendilerine yazık edenler azabı gördükleri zaman, ne azapları hafifletilecek ne de yüzlerine bakılacak.
Nahl 86    
Allah’a şirk koşanlar, koştukları ortaklarını karşılarında görünce diyecekler ki; “Rabbimiz! İşte şunlardır senden önce dua ile yalvardıklarımız” berikiler de onlara laf atarak şöyle diyecekler; “Kesinlikle siz yalancısınız.”
Nahl 87    
İşte o gün onlar Allah’a teslimiyetlerini sunmuşlardır ve uydurdukları ortakları, onlardan uzaklaşıp kendilerini yüzüstü bırakacaktır.
Nahl 88    
Kendileri gerçekleri örtbas ettiği gibi başkalarını da Allah’ın yolundan alıkoyanlar var ya biz onlara, sebep oldukları toplumsal çürümeden dolayı azap üstüne azap vereceğiz.
Nahl 89    
Her topluma kendi içlerinden onların aleyhine bir şahit getirdiğimiz gün, seni de şunların aleyhine şahit olarak getireceğiz!(1) Çünkü sana her şeyi açıklayan ve gönülden Müslüman olanlar için bir yol gösterici, bir rahmet ve müjde olan bu kitabı/Kuran’ı indirdik.(2)
Nahl 90    
Hiç şüphe yok ki Allah, adil olmayı,(1) iyilik yapmayı (2) ve akrabaya yardım etmeyi emreder.(3) Her türlü ahlaksızlığı, çirkin işleri ve haddi aşmayı da yasaklar.(4) Düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.(5)
Nahl 91    
Sözleşme yaptığınız zaman, Allah’a verdiğiniz ahdi yerine getirin. Allah’ı kendinize kefil tutarak pekiştirdiğiniz yeminlerinizi sonradan bozmayın. Çünkü Allah, sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyor.
Nahl 92    
Bir topluluk diğerinden daha güçlü ve nüfuzlu diye çıkar sağlamak amacıyla, ipliğini iyice eğirdikten sonra geri çevirip bozan kadın gibi yeminlerinizi kendi aranızda bir aldatmacaya dönüştürmeyin. Zira Allah, sizi yeminlerinizle sınamaktadır. Allah kıyamet günü anlaşmazlığa düştüğünüz konuları kesinlikle açıklayacaktır.
Nahl 93    
Eğer Allah isteseydi, sizi kesinlikle tek bir ümmet yapardı.(1) Fakat O sapıklığı tercih edeni sapıklıkta bırakır, doğru yolu tercih edeni de doğru yoluna iletir. Zira siz, yapıp ettiklerinizden kesinlikle sorgulanacaksınız.(2)
Nahl 94    
Yeminlerinizi aranızda bir aldatma aracı olarak kullanmayın. Aksi takdirde ayağınız sağlam bir zemine basmışken kayar gider ve Allah’ın yolundan ayrılmanız sebebiyle bunun cezasını çekersiniz. Ve korkunç bir azaba mahkûm olursunuz.
Nahl 95    
Sakın ha Allah’a verdiğiniz ahdi basit bir dünyalığa değişmeyin. Eğer bilirseniz Allah katındaki mükâfat sizin için çok daha değerlidir.
Nahl 96    
Zira sizin sahip olduğunuz şeyler tükenir, fakat Allah’ın katındakiler hiç tükenmez.(1) Ve biz sabredenleri, kesinlikle yaptıklarının en güzeline göre ödüllendireceğiz.(2)
Nahl 97    
İster erkek olsun ister kadın olsun her kim mümin olarak iyi ve yararlı işler yaparsa, biz ona bu dünya hayatında kesinlikle güzel bir hayat yaşatırız ve elbette onları yaptıklarının en güzeline göre ödüllendiririz.
Nahl 98    
Kuran okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.
Nahl 99    
Gerçek şu ki, iman edenler ve yalnızca Rabblerine dayanıp güvenenler üzerinde, şeytanın hiçbir yaptırım gücü yoktur.
Onun yaptırım gücü, ancak onu veli edinenler ve şirk koşanlar üzerindedir.