Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :
Bak bakalım onların tuzaklarının akıbeti nasıl olmuş! Biz de onları ve toplumlarını toptan yerin dibine geçirdik.
İşte bunlar kendilerine zulmederek yazık etmiş kimselerin harap olmuş evleri. Şüphesiz Salih kıssasında bilinçli bir toplum için alınacak ders vardır.
Sonunda iman edenleri kurtardık. Çünkü onlar isyandan korunuyorlardı.
Lût’u da elçi olarak göndermiştik, onlara:
– Siz nasıl oluyor da iğrenç olduğunu bile bile bu ahlaksızlığı yapabiliyorsunuz, diyordu.
Ve siz nasıl oluyor da kadınları bırakıp, erkeklerle ilişkiye girebiliyorsunuz? Gerçekten siz cahil, rezil bir topluluksunuz.
Kavminin cevabı ise:
– Lut’un ailesini memleketinizden sürüp çıkarın belli ki onlar tertemiz pek namuslu insanlarmış, demekten başka bir şey olmadı.
Biz de Lut’u ve ailesini kurtardık, yalnız hanımı hariç zira onun geride kalıp helak olanlar içinde bıraktık.
Onların üzerine yağmur gibi taş yağdırdık. Ne korkunçtur uyarılara kulak asmayanların yağmuru.
De ki:
– Tüm övgüler Allah’a, selam da onun seçtiği kullarına olsun, Allah mı üstün yoksa onların şirk koştukları mı?
Kimdir, gökleri ve yeri yaratan, dahası sizin için gökten su indiren ve onunla tek bir ağacını dahi bitiremeyeceğiniz muhteşem güzellikte bahçeler var eden?
Allah ile birlikte başka bir ilah ha? Hayır, aslında onlar yoldan sapmış bir toplumdur.
Yine kimdir, yeryüzünü yaşama elverişli hale getiren bunun için vadiler arasında nehirler akıtan, üzerine sarsılmaz dağlar yerleştiren, iki büyük su kütlesi arasına karışmaması için engel koyan? Allah ile birlikte bir başka ilah ha? Hayır, onların çoğu bu gerçeği bilmiyorlar.
Ve yine kimdir, kendisine dua ettiğinde darda kalanın duasına cevap verip sıkıntısını giderecek olan ve sizi yeryüzünün mirasçıları kılacak olan? Allah ile birlikte bir başka ilah ha? Ne kadar da az düşünüyorsunuz?
Yine kimdir, karanın ve denizin zifiri karanlıklarında size yol gösteren, rüzgârı rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen? Allah ile birlikte bir başka ilah ha? Allah, onların ortak koştukları her şeyden yücedir.
Ve yine kimdir, yaratmayı ilk defa başlatan, sonra onu sürekli yenileyen ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran? Allah ile beraber başka bir ilah ha?
– Deki onlara:
– Eğer iddianızda doğruysanız haydi belgenizi getirin.
Yine de ki:
– Göklerde ve yerdeki gaybı bilgileri Allah’tan başka hiç kimse bilemez. Dahası onlar ne zaman diriltileceklerinin bile farkında değiller.
Oysa ahiret hakkındaki bütün bilgi onların idrakine sunulmuştur. Gel gör ki onlar bundan da kuşku duyuyorlar. Hayır, aslında onlar ahirete karşı kör kesiliyorlar.
O yüzden o gerçeği örtbas eden kâfirler şöyle diyorlar:
– Biz ve atalarımız, ölüp toprak haline geldikten sonra yeniden mi diriltileceğiz?
Bize yapılan bu tehditler bizden önceki atalarımıza da yapılmıştı. Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir.
Onlara de ki:
– Yeryüzünde dolaşın da günahı tabiat haline getirmiş olanların sonu ne olmuş bir görün.
Sen yine de onlar için üzülme ve onların kurdukları tuzaklardan dolayı da endişeye kapılma!
Bir de kalkıp diyorlar ki:
– Eğer, doğru söylüyorsanız, bu tehdit edip durduğunuz azap ne zaman?
Onlara de ki:
– Çabuk gelmesini istediğiniz o azabın bir kısmı belki de tepenize binmek üzere!
Şüphesiz ki senin Rabbin, yine de insanlara karşı pek lütufkârdır, fakat insanların çoğu bu nimetin kıymetini bilip şükretmiyorlar.
Oysa senin Rabbin, onların içlerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da çok iyi bilmektedir.
Zira gökte ve yerde gizli ve gizemli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta/yasada mevcut olmasın.
Şüphesiz ki bu Kuran, İsrailoğullarına, ayrılığa düştükleri birçok konuyu en doğru bir biçimde anlatıp açıklamaktadır.
Çünkü bu Kuran, mutlak doğruyu gösteren bir rehber ve inanıp güvenen müminler için de bir rahmettir.
Hiç kuşkun olmasın ki senin Rabbin, onlara verdiği hükmü uygulayacaktır. Zira O, üstün kudret sahibi ve her şeyi bilendir.
Öyleyse sen sadece Allah’a dayanıp güven! Çünkü sen, doğruluğu apaçık ve kesin bir hakikat/Kuran üzeresin.
Şu da bir gerçek ki sen, ölülere duyuramazsın, bir de bu davete sırtını dönen sağırlara da işittiremezsin.
Yine sen, gerçeklere gözlerini kapatıp körleşenleri saptıkları yoldan çevirip doğru yola getiremezsin. Sen ancak bizim ayetlerimize inanıp güvenen müminlere bu daveti işittirebilirsin işte Müslüman olan bunlardır.
Onların aleyhine verilen söz gerçekleştiğinde, yerden bir canlı çıkartırız, onlara konuşarak, insanların bizim ayetlerimize gönülden inanmadıklarını bildirecek.
Ve işte o mahşer günü, her ümmetten, ayetlerimiz karşısında yalana sarılanları birer grup halinde toplayıp, bir araya getiririz. Ve hesap yerine sevk edilirler.
Hepsi de huzura geldiklerinde Allah onlara:
– Ayetlerimi bilgiyle düşünüp kavramadan onlar karşısında yalana mı sarıldınız? Değilse o zaman yaptığınız neydi? Der.
Ayetlerimiz karşısında yalana sarılmalarından dolayı haklarındaki azap sözü yerine gelir, nutukları tutulur da tek kelime dahi edemezler.
Hem onlar görmediler mi ki, geceyi dinlensinler diye karanlık; gündüzü de çalışıp kazansınlar diye aydınlık kıldık. İşte bunda inanacak bir toplum için alınacak nice ayetler vardır.
O gün Sur’a üflenecek Allah’ın diledikleri dışında göklerde ve yerde kim varsa dehşetten korkuya kapılacak ve hepsi, o gün başı önde eğik bir şekilde huzura gelecekler.
Şu gördüğün ve yerinden hiç oynamaz zannettiğin dağlar var ya o gün bulutların akıp gittiği gibi akacak. İşte bu, her şeyi mükemmel bir nizama bağlayan Allah’ın sanatıdır. Zira O, yaptığınız her şeyden haberdardır.
Kim ilahi huzura iyilikle gelirse, orada onun hak ettiğinden daha fazlası vardır ve onlar o günün dehşet ve korkusundan güvende olacaklar.
Kim de ilahi huzura kötülüklerle gelirse, onlar da yüzükoyun ateşe atılacaklar ve “Siz yapıp ettiklerinizden başka bir karşılık mı bekliyordunuz,” denilecektir.
De ki:
– Ben yalnızca, dokunulmaz kıldığı şu beldenin Rabbi olan Allah’a kulluk etmekle emrolundum, zira her şey O’na aittir ve ben O’na kayıtsız şartsız Müslüman olanlardan olmakla emrolundum.
Ve de Kuran’ı okuyup duyurmakla. Artık kim Kuran’a kulak verip doğru yola yönelirse, ancak kendisi için yönelmiş olur. Kim de bu yoldan saparsa ona de ki:
– Ben sadece bir uyarıcıyım.
Ve de ki:
– Övgülerin tümü Allah’a aittir. Gün gelecek O, size ayetlerini/işaretlerini gösterecek siz de onları hemen tanıyacaksınız. Ve Rabbin yaptıklarınıza karşı asla duyarsız değildir.
Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :