Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :
Ne de candan bir dost.
Keşke bize bir fırsat daha verilse de inanıp güvenen müminlerden olsak.
İşte bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır. Fakat onların çoğu yine de iman etmediler.
Olsun senin Rabbin yine de sınırsız bir güç sahibi ve sonsuz bir rahmet kaynağıdır.
Nuh’un kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı.
Kardeşleri Nuh, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten hiç sakınmıyor musunuz?
Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Ben bu davete karşılık sizden herhangi bir ücret de istemiyorum. Zira benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aittir.
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
Onlar: Toplumun ayak takımı sana uymuşken biz sana mı inanacağız? Dediler.
Nuh da: Ben onların neyi ne niyetle yaptıklarını bilemem.
Zira onların hesabı ancak Rabbime aittir, bunu bari kavrayabilseniz. Dedi.
Hem ben, inanan kimseleri yanımdan kovacak değilim.
Çünkü ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.
Onlar - Ey Nuh: Eğer bu iddialarından vazgeçmezsen kesinlikle sen taşlanacaksın.
Nuh, “Rabbim” dedi. “İşte sonunda halkım beni yalanlamış bulunuyor.
Artık sen benimle onların arasında kesin bir hüküm ver, beni ve benimle birlikte inananları kurtar.”
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri o yüklü gemiyle kurtardık.
Ve geride kalanları da suda boğulmaya terk ettik.
İşte bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır. Fakat onların çoğu yine de iman etmediler.
Olsun senin Rabbin, yine de sınırsız bir güç sahibi ve sonsuz bir rahmet kaynağıdır.
Ad halkı da elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı.
Kardeşleri Hud onlara: Siz Allah’a karşı gelmekten hiç sakınmıyor musunuz? Demişti.
Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Bu davetime karşılık ben sizden herhangi bir ücret de istemiyorum. Benim mükâfatımı vermek ancak Alemlerin Rabbine aittir.
Siz her tepeye bir anıt dikip boş işlerle mi uğraşıyorsunuz?
Yoksa siz görkemli ve sağlam binalar yaparak sonsuza kadar yaşamayı mı umuyorsunuz?
Elinize her fırsat geçtiğinde hak hukuk tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız?
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Aklınıza gelebilecek her nimeti size sunana karşı gelmekten sakının!
Mesela evlatları ve sürü sürü hayvanları.
Dahası bağları, bahçeleri ve pınarları.
Aksi halde ben, sizin o korkunç bir günün azabına çarpılmanızdan korkuyorum.
Onlar da şöyle dediler: Öğüt versen de vermesen de bizim için fark etmez.
Zira senin bu söylediklerin öncekilerin uydurdukları şeylerdir.
Hem biz senin uyarılarına kulak asmadık diye azaba uğrayacak da değiliz.
Böylece Hud’u yalanladılar. Bunun üzerine biz de onları helak ettik. İşte bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır ama onların çoğu yine de iman etmediler.
Olsun senin Rabbin, yine de sınırsız güç sahibi ve sonsuz rahmet kaynağıdır.
Semud Kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı.
Kardeşleri Salih, onlara: Siz hiç Allah’a karşı gelmekten sakınmıyor musunuz? Demişti.
Ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Zira ben bu davete karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim mükâfatımı vermek ancak âlemlerin Rabbine aittir.
Siz, buralarda hep böyle güven içinde bırakılacağınızı mı sandınız?
Bağlarda bahçelerde, pınar başlarında.
Ekinlerin ve salkım saçak olgunlaşmış hurmalıklar içinde.
Kayaları ustaca yontarak yaptığınız şu evlerde şımararak yaşayacağınızı mı sandınız?
Artık, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :