Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :
Gerçekleşmesi kesin olan gelip çatınca.
Artık onun gerçekliğini yalanlayacak kimse kalmayacak.
O, kimini alçaltacak kimini yükseltecek.
Yeryüzü şiddetli bir şekilde sarsıldığında.
Dağlar paramparça olup.
Toz duman haline geldiğinde.
İşte o zaman siz de üç gruba ayrılmış olacaksınız.
Amel defteri sağdan verilenler. Ama ne büyük bir bahtiyarlık!
Amel defteri soldan verilenler. Ama ne felaket bir bedbahtlık!
Bir de iman ve hayırda başı çeken öncüler!
İşte bunlar, Allah’a en yakın olanlardır.
Onlar nimetlerle dolu cennetlerde olacaklar.
Cennettekilerin çoğu önceki gruptan.
Birazı ise sonraki öncü gruptan olacak.
Onlar mücevherlerle süslenmiş tahtlar üzerine.
Yaslanmış olarak karşı karşıya oturacaklar.
(17-18) Doldurulmuş sürahiler ve kâseler ile ölümsüz gençler onların etrafında pervane olacaklar.
(17-18) Doldurulmuş sürahiler ve kâseler ile ölümsüz gençler onların etrafında pervane olacaklar.
İçtiklerinden ne başları ağrıyacak ne de taşkınlık edip saçmalayacaklar.
Beğendikleri her türden meyveler.
Canlarının çektiği kuş etleri.
Kusursuz bakışlı güzel eşler.
Sedefteki inci gibi.
Önceden yaptıklarının bir ödülü olarak.
Orada ne kötü bir söz işitecekler ne de günaha sokan bir söz.
İşittikleri yalnızca selam, hep selam.
Amel defteri sağdan verilenler. Ne büyük bir bahtiyarlık!
Onlar dalbastı kiraz ağaçları...
Salkım salkım muz ağaçları altında.
Genişçe yayılmış koyu bir gölgede...
Şırıl şırıl akan suların başlarında oturacaklar.
(32-33) Bitip tükenmeyen ve yasaklanmamış bin bir çeşit meyveden yiyecekler.
(32-33) Bitip tükenmeyen ve yasaklanmamış bin bir çeşit meyveden yiyecekler.
Ve onlar için ayrıca nadide eşler vardır.
Biz, onları yeniden bambaşka özelliklerde yaratacağız.
Onların hepsi el değmemiş.
Eşlerine düşkün denk ve uyumlular.
Bütün bunlar amel defteri sağdan verilenler için.
Onların bir kısmı önceki gruptan.
Bir kısmı da sonraki öncü gruptan olacaktır.
Amel defteri soldan verilenler. Ne felakettir onların sonu!
Onlar orada kavurucu bir ateş ve kaynar su içinde.
(43-44) Serinlik ve rahatlık vermeyen kapkara bir duman içinde nefessiz kalacaklar.
(43-44) Serinlik ve rahatlık vermeyen kapkara bir duman içinde nefessiz kalacaklar.
Çünkü onlar, bundan önce refah içinde şımarıp azmışlardı.
O büyük günah üzerinde ısrar etmiştiler.
“Ya biz ölüp, toprağa karışıp çürümüş bir kemik yığını haline geldikten sonra yeniden mi diriltileceğiz?” diyorlardı.
Üstelik ölmüş gitmiş atalarımız da, öyle mi?
De ki:
– Hiç şüpheniz olmasın ki öncekiler de sonrakiler de diriltilecek.
Ve hepsi belli bir günün, belli bir vaktinde bir araya toplanacaklar.
Mustafa Çavdar Meali okuyorsunuz,
Değiştirmek için :